AKİT MENÜ

Gündem

Yıllarca Rumlarla yaşadık ama Hıristiyanlaşmadık

KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, “Atalarımız 1571’de buraya geldi. Biz o günden bugüne hem Müslümanlığımızı hem de Türklüğümüzü koruduk. Eğer biz bu değerlerimize sahip çıkmasaydık yok olur giderdik. Biz yıllarca Rumlarla yaşadık fakat Hıristiyanlaşm

2013-05-01 21:29:57

MUHAMMET ERDOĞAN / LEFKOŞA
Yavru Vatan’ın nabzını tuttuğumuz yazı dizimizin bu bölümünde KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ile yaptığımız görüşmeyi aktarıyoruz.
Makamında görüştüğümüz Cumhurbaşkanı Eroğlu, sorularımız karşısında çarpıcı açıklamalarda bulunurken, Yavru Vatan’ı ayakta tutan İslam ortak paydasının önemine işaret etti ve “Eğer biz bu değerlerimize sahip çıkmasaydık yok olur giderdik” dedi.
Güney Kıbrıs’la müzakereler konusunda ise Rumların hiçbir zaman samimi olmadığını belirten Eroğlu, “Bu konuda BM ve AB’nin bize değil Rum tarafına baskı yapması gerekir. Yoksa çözümsüzlük 40 yıl sürer” mesajını verdi. Yavru Vatan Kıbrıs’ın Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu sorularımıza açık yüreklilikle cevap verdi.
“OYALAMA TAKTİĞİ YAPIYORLAR”
- Rum kesimi ile yürütülen müzakereler hangi aşamada, anlaşma konusunda ümidiniz var mı?
- Yeni seçilen Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’i seçildiği günün sabahı aradım. Başarılar diledim. ‘Müzakerelerin yol haritasını belirleyelim’ dedim. Kendisi de aradığımdan memnun olduğunu ve hükümeti kurduktan sonra masaya oturacağını söyledi. Tabii şu an Güney’de büyük bir ekonomik sorun var, onunla uğraşıyorlar. Buna rağmen ben ekonomik sorunların bahane edilmemesi, müzakerelerin uzaklara atılmaması gerektiğini, Mayıs ayında başlayabileceğimizi ifade etmiştim. Fakat Mayıs ayı içerisinde müzakerelere başlayamayacağız, ancak 29 Mayıs’ta bir akşam yemeğinde bir araya geleceğiz. Bu yemekte yol haritamızı belirleyebiliriz. Rum Dışişleri Eylül ayını işaret etmesine rağmen biz Haziran ayında başlamayı istiyoruz. Gelmiş geçmiş bütün Rum liderler bir türlü anlaşmaya imza koymamış, oyalama taktiğine başvurmuştur. Eğer Anastasiadis de böyle yaparsa anlaşmak mümkün değildir.
“DAHA NE KADAR PLAN ÇIKACAK?”
- Peki bu konuda Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’ne düşen görevler nedir?
- BM ve AB anlaşma olması için bizi değil Rum tarafını zorlamalı, ayrıca  üzerimizdeki ambargoların süratle kaldırılması gerekir. Hatta KKTC’nin tanınmaması noktasında aldıkları BM Güvenlik Konseyi kararını bile gözden geçirmeleri lazım. Böyle yapmalılar ki, Rum tarafı anlaşma masasında samimi bir şekilde otursun. Aksi takdirde 40 yıl daha çözümsüzlük devam eder. Biz elimizden geleni yapıyoruz. Annan Planı’na da evet dedik. Daha ne kadar BM planı çıkacak.
“ULAŞIM AMBARGOSU
KALKSA BİRAZ RAHATLARIZ”
- Yavru Vatan’da yaşanan ekonomik sıkıntıların sebebi olarak ambargolar gösteriliyor. Bu konuda sizin ve Türk hükümetinin çalışmaları var mıdır?
- Hem bizim hem de Anavatan Türkiye’nin ısrarlı çalışmaları var. Davutoğlu ve bizim AB’ye ambargolar konusunda ortak önerilerimiz olmuştur. Fakat Rum tarafı bu önerileri görmezden gelmiştir. Halen ambargolar altında hayatımızı sürdürüyoruz. Ulaşım ambargosunu kaldırabilsek büyük bir mesafe kat ederiz. Fakat bunu hâlâ AB’ye anlatamadık.
“TANINMAYI GÜNDEME GETİRECEĞİZ”
- KKTC’nin tanınması konusundaki çalışmalar ne durumda?
- Müzakere aşamasında olduğumuz için bu konuda herhangi bir çalışma yok fakat eğer anlaşma olmazsa bu konuda da faaliyetlerimizi arttıracağız. Türkiye bugün ekonomisi ile, siyasi yaşantısı ile çok büyük bir dünya devleti. Gerek Cumhurbaşkanı Sayın Gül gerek Başbakan Sayın Erdoğan artık dünya liderleri listesine girmiş isimlerdir. Dolayısıyla eğer bir anlaşma olmayacaksa başka alternatif yok; tanınmayı gündeme getireceğiz. Tanınma gündeme geldiği zaman elbette bunun liderliğini Türkiye Cumhuriyeti yapacaktır.
“İSRAİLLİLER TOPRAK ALIYOR”
- İsrail’in Kuzey Kıbrıs’tan paravan şirketler aracılığı ile toprak aldığı doğru mu? Ayrıca yine aynı ülkenin Güney’de Rumlarla beraber petrol arama faaliyetleri yürütmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bazı İsraillilerin buradan toprak aldığı doğrudur. İsrail ve Rum tarafının bazı konularda işbirliği var. Petrol konusunda birlikte çalışıyorlar, denizde kurtarma tatbikatları düzenliyorlar. İsrail’le Türkiye arasında yaşanan güzel gelişmeler neticesinde İsrail’in Türkiye gibi büyük bir ülkeyi saf dışı bırakıp Rumları seçmesi düşünülemez. Akdeniz’de Türkiye’nin duruşu bellidir ve bu konuda gereken ülkeleri uyarmıştır.
“ERDOĞAN GERÇEK BİR LİDER”
- AK Parti hükümeti ile ilişkileriniz nasıl? AK Parti’nin Kuzey Kıbrıs’a ilgisinden memnun musunuz?
- Ben AK Parti’yi ve öncesini Kıbrıs’taki diğer siyasi partilerden çok daha iyi tanırım. Hatta ilk seçimde iktidar olacağının iddiasına giren bir kişiyim. Çünkü çok güçlü bir lidere sahip. AK Parti’nin en büyük şansı iyi örgütlenmiş olması, orta taban oluşturması ve Tayyip Bey gibi bir lidere sahip olmasıdır. AK Parti’nin aldığı oyların yarısı Sayın Erdoğan sayesinde. Bugün Erdoğan Türkiye’de gerçek bir liderdir, gündemi belirlemesini iyi biliyor, cesur kararlar alabiliyor ve ekonomiyi güçlendiriyor. Türkiye bir dünya devleti olmuştur. İlgi konusuna gelince, Türkiye’nin Kıbrıs’a ilgisi hiçbir zaman bitmemiştir. Gerek Sayın Gül gerekse de Sayın Erdoğan nereye giderlerse gitsinler gündemlerinde hep Kıbrıs konusu vardır. Onun için biz konuda rahatız.
“GÜÇLÜ TÜRKİYE GÜÇLÜ KKTC’DİR”
- Türkiye’de yaşanan güzel gelişmelerin KKTC’ye yansıması oluyor mu?
- Türkiye’nin güçlü olması benim müzakere masasında elimin güçlü olması demektir. KKTC iktidarının güçlü olması demektir. Güçlü bir Türkiye, Yavru Vatan’ın her türlü sorununu çözmesi demektir. Bugün güçlü bir Türkiye demek Kıbrıs Türkü’nün adada mutlu ve huzurlu yaşaması demektir. Ekonomik sorunlarının ne kadar büyük olursa olsun Türkiye’nin çözeceği umudunun devam etmesi demektir.
Yarın: KKTC Başbakanı İrsen Küçük: İyi gelişmeler oluyor
 

Yorumlara Git

20 Yıl Sonra Türkiye'yi Ziyaret etti! Gurbetçinin tespitleri sosyal medyada bir anda yayıldı

Sağanak İstanbul’u vurdu! AFAD uyarmıştı

21 Eylül 2024: Günün Âyet ve Hadisi

21 Eylül 2021: Ahmet Esad Aslanlar'ın vefatı (Reisü-l Kurra)

Ünlü oyuncudan estetik isyanı!