Dünya
Devrimin modeli Mısrata
İstikrarsızlığın hüküm sürdüğü Libya’nın tek güvenli bölgesi sayılabilecek Mısrata, devrimin lokomotifi oldu. Her evden gençler Trablus’tan Bingazi’ye diğer illere cephede savaşmaya giderken, şehrin tüccarları da her gün yarım milyon dinar toplayıp cephelere gönderiyor.
Libya’nın 3’üncü büyük şehri Mısrata, Albay Muammer Kaddafi devrinde bütün ihmal edilmişliğine rağmen 17 Şubat devrimi sonrasında ülkenin en fazla önem kazanan şehri oldu. Kaddafi’ye karşı verilen mücadelede en uzun süreli muhasara altında tutulan ve en fazla kaybın verildiği şehir unvanını elinde tutan Mısrata, bugün de karşı devrimcilere karşı verilen mücadelede direnişin lokomotifini üstlenmiş durumda…
EN GÜVENLİ ŞEHİR
2011’de başlayan ve halen devam eden savaşta, Libya’da can güvenliği yok… Ülkenin 500 bini aşan nüfusuyla 3’üncü büyük şehri Mısrata’da ise hiçbir aksaklık yaşanmıyor. Libya’nın en güvenli şehri konumundaki Mısrata, devrimin lokomotif gücü olma özelliğini taşıyor. Şehirde trafik halen muntazam bir şekilde kontrol ediliyor, elektrik kesintisi neredeyse hiç olmuyor, az sayıdaki suçlular muhakeme ediliyor. Hırsızlık olayları en asgarî düzeyde; iki etkenden biri adlî suçlara müsaade edilmemesi ise ikinci etken, Mısrata insanının temiz bir yapıya sahip olması… Libya’nın de facto başkenti kimliğine bürünen Mısrata, Tobruk’ta toplanan Hafter’e boyun eğmiş milletvekillerine karşı devrimci milletvekillerinin de toplantılarına ev sahipliği yapıyor.
ŞEHİRDEN CEPHEYE HER GÜN YARIM MİLYON DOLAR
Cami hoparlörlerinden, devrim sürecinin manevi kimliğini vurgulamak adına tekbir-tehlil-tahmid sesleri eksik olmuyor. İmamlar, minberden cami cemaatlerini devrim gösterilerine katılmaya çağırıyor. Peki devrimciler nasıl savaşıyor? Cephede çoğunluğu Mısratalı olan gençler, yine çoğunluğu Zintanlı olan karşı devrimcilere karşı savaşırken Mısrta’ya büyük görev düşüyor. Çünkü anne-babalar çocuklarını cepheye göndermekle kalmıyor; aynı zamanda maddî durumu yerinde olanlar cepheye para gönderiyor. Şehrin zenginleri her gün yarım milyon dinarlık yardım gönderiyor. Bu para silahtan mazot ve yemek parasına kadar savaş masraflarında kullanılıyor.
MISRATALILAR TÜRK MÜ?
Mısrata ilginç demografik yapısıyla da dikkat çekiyor. 18 kabilenin bulunduğu Mısrata’da bu kabilelerden 15’i Türk asıllı… 2’si Arap, 1’i de Çerkes kabilesi… Aralarında hiçbir sorun bulunmuyor. İnsanlar hem Arap olduklarını hem Türk olduklarını söylüyor, kimisi “Arabız ama Türk usulüyle yaşıyoruz” diyorlar. Yani Mısrata, Libya içindeki Türkiye gibi… Nitekim bu durum karşı devrimcilerin suçlamalarına da yansıyor ve devrimcileri “Siz Türksünüz”, “Türkiye’den silah alıyorsunuz”, “Türkiye adına savaşıyorsunuz” gibi suçlamalara muhatap kılıyor. Suçlamalar, “Türkiye, bölgede İhvan-ı Müslimin’i destekliyor. Biz de, Mısratalıları diye İhvancı diye mimledik ve İhvan’a karşı da zaten savaş açmıştık. O halde bu süreçten Türkiye’yi de sorumlu tutabiliriz” şeklindeki düz bir mantık varsayımına dayanıyor.
Peki bunlar doğru olabilir mi? Halen Trablus’ta cephe savaşı veren ve Hafter’in Keramet Operasyonu karşısında Fecr Operasyonu’nu yürüten Mısratalı iki yarbay Muhammed El-Gasrî ve Beşir El-Kadî ile bu konuları konuştuk.
TÜRKİYE’DEN HENÜZ BİR ŞEY GELMEDİ AMA SİLAH İSTİYORUZ
“İhvancı mısınız?” diye sorduğumda El-Gasrî, “Biz hiçbir kesime karşı düşmanlık beslemiyoruz. Mısrata’da İhvan-ı Müslimîn üyesi arkadaşlarımız var ve hiçbir sorunumuz yok. Libya’da İhvan-ı Müslimin üyesi çok azdır. Ama karşı devrimciler İhvan’ın şu anda dünya konjonktüründeki yerini bildikleri ve bizi de terörist diye suçlamak istedikleri için vize ‘İhvancı’ ve ‘terörist’ diyorlar” diyor. Yarbay Beşir El-Kadî ise “Türkiye’den ne yardım aldınız?” şeklindeki soruma “Silahlarımız Kaddafî döneminden ele geçirdiğimiz silahlardır. Savaşta kullandığımız arabaların çoğu kendimize ait sivil araçlar. Türkiye uluslararası arenada yanımızda ama, karşı devrimciler bizi BAE’nin silahlarıyla, Malili askerlerle öldürürken biz de Türkiye’den yardım talep ediyoruz. Türkiye arkamızda durmalı, Türkiye silah göndermeli; biz bu savaşı Allah’ın izniyle kazanacağız” dedi.