AKİT MENÜ

Kültür - Sanat

İşte Osmanlının ‘terbiye evleri’

“İstanbul’un 100 Tekkesi” kitabı, bir medeniyetin asırlarca ışığı olduktan sonra, onunla birlikte sönen ve yok olan bir kültürü anlatıyor.

Osmanlıda her kesimden insanın kendine yer bulduğu, maneviyatın tüm sıcaklığıyla hissedildiği mekânlardı tekkeler... Şimdi akıllarda çok fazla dezenformasyon olsa da, bu mahfiller kökleri ‘Sevr Mağarasına’ kadar ulaşan tasavvuf ilmiyle birlikte, edep ve merhametin tüm cemiyete yayıldığı “abıhayat” kaynaklarıydı âdeta. Asırlarca bir imparatorluğa payitaht olmuş İstanbul, tekkelerin de payitahtıydı. İBB Kültür AŞ, 1400’lü yıllardan, kapatıldıkları 1925’e kadar İstanbul’un kültürel hayatında mühim izler bırakan tekkeleri tek kitapta topladı. Araştırmacı yazar M. Akif Köseoğlu tarafından hazırlanan “İstanbul’un 100 Tekkesi” isimli kitap, bir medeniyetin asırlarca ışığı olduktan sonra, onunla birlikte sönen ve yok olan bir kültürü aktarıyor.

CEMİYETİ BÖLMEDİLER

Kitap, İstanbul’da faaliyet gösteren 500’e yakın tekkeden en çok ön plana çıkan 100 tanesinin hikâyesini mevzu ediniyor. Kaşgari Murtaza Efendi Tekkesinden Kanuni Sultan Süleyman’ın süt kardeşi Yahya Efendi’nin dergâhına, Osmanlının son devrini aydınlatan Gümüşhanevi Tekkesinden Murad-ı Münzevi Tekkesine kadar birçok nurlu mekân ele alınıyor. Kitapta Nakşibendi, Kadiri ve Şazeli gibi tarikatların cemiyeti bölmeyip, bilakis farklılıklarıyla bir arada tutuğuna temas ediliyor. Her tarikatın nefsi terbiye metodu birbirinden faklı olsa da, müşterek noktalarının “kâmil insan yetiştirmek” olduğu anlatılıyor. Ayrıca yolların usullerine dair de malumat veriliyor. Osmanlı sultanlarının ekserisinin tasavvuf müridi ve muhibbi olmakla birlikte, “orta yoldan” ayrılıp cemiyet nizamını tehlikeye sokan radikal gruplara kayıtsız kalmayışları da kitapta yer alıyor. Fakat her kesime hitap eden bir dile sahip kitapta, çizgisinden ayrılan bazı tekkelere de kısaca yer verilmiş. Ne yazık ki, bu mekânların kahir ekseriyetinin yıkılıp, yok olması da hüzünlü bir şekilde aktarılmış.

SANATIN DA MERKEZLERİYDİ

Kitapta vurgulanan bir diğer husus da tekkelerin dinî fonksiyonlarının dışında edebiyat ve sanatı beslediği… Tekkeler, Şeyh Hamdullah gibi hattatların yetişmesine zemin hazırlamış. Ayrıca tasavvufi edebiyat sayesinde tekkelerden birçok “şair” de çıkmış. 

Eyüp sırtlarında bir nurlu mekân

 “İstanbul’un 100 Tekkesi” kitabında yer alan mekânların en dikkat çekici olanların biri Eyyûb Sultan Türbesi’nin arkasındaki tepede yer alan Kâşgari Murtaza Efendi Tekkesi… 1745 yılında Yekçeşm Hacı Murtaza Efendi tarafından inşâ ettirilen bu Nakşi tekkesi, birçok mutasavvıfa ev sahipliği yapmış. 20. asra gelindiğinde Seyyid Muhammed Aşir Efendi, ardından da Seyyid Abdulhakîm Arvâsî tekkenin postnişini olmuş. Kâşgari Tekkesinin türbe ve hazîre kısımları bugüne ulaşsa da derviş hücreleri ne yazık ki yıkılmış. Tekkenin tevhidhanesi ise günümüzde cami olarak faaliyet gösteriyor. Tekke, yaklaşık 2 yıldır  restore ediliyor.
(Türkiye)

Yorumlara Git

Türk Hava Yolları'ndan Fransa’da dev hamle: Take-Off 2026 Programı'nı başlatma kararı aldı

Petrol zengini olmasına rağmen Irak, nakit fakiri devlet: Bağdat ekonomisi alarm veriyor

CHP’nin yoldaşları yoldan çıktı! Milletin çocuğuna eşkıya marşı, kendi çocuğuna ABD vatandaşı!

İsrail’in gözü Türkiye’de: Savunmamıza daha çok önem vermeliyiz

Yine kafası mı güzel bunun! Berna'yı yerin dibine soktu: Lanet olsun! Ezik...