27 Aralık 1947’de imzalanan “Fulbright Antlaşması” ile oluşturulan eğitim komisyonu, 70 senedir Türk eğitim sistemini şekillendiriyor. Gölge Milli Eğitim Bakanlığı gibi hareket eden Fulbright komisyonu 4’ü Türk, 4’ü ABD’li 8 üyeden oluşuyor. Herhangi bir anlaşmazlık durumunda ise komisyonun başkanlığını ABD’nin Türkiye’deki Büyükelçisi üstleniyor.

İMAM HATİP MÜFREDATINA BİLE MÜDAHALE EDEBİLİYOR

Uluslararası Eğitim Değerlendirme Programı (PİSA) sıralamasında, dünyanın en zayıf eğitim sistemlerinden birisi olduğu resmileşen Türk eğitim sistemini, 70 senedir Amerikalıların kontrol ettiği ortaya çıktı. Amerika menşeli Fulbright anlaşmasının asıl adı “Türkiye ve ABD Hükümetleri Arasında Eğitim Komisyonu Kurulması Hakkındaki Anlaşma” diye geçiyor.

Türkiye’deki bütün eğitim aşamalarının müfredat ve kitaplarının tespit edildiği, tüm eğitim sisteminin biçimlendirildiği bir komisyon. 1947 yılından beri, Türkiye eğitim sistemi bu komisyonun denetiminde. Tüm eğitim sistemini şekillendirebilen Fulbright çalışmaları, ilkokuldan İmam Hatip’e kadar, tüm eğitim müfredatındaki tıkanıklığı açıklar nitelikte...

KOALİSYONLARDA MİLLİ GÖRÜŞ’E EĞİTİM BAKANLIĞI VERİLMEDİ

Amerika ve Türkiye arasında imzalanan Fulbright anlaşması, Türkiye’nin eğitim sisteminin yükseltilmesi ve Amerikan kültürünün yaygınlaşması kılıfıyla yapıldı. Ancak aslında inceden inceye Türkiye’nin eğitim sistemine Amerikan yayılımcılığı ve sömürgeciliğini yerleştirdi. Bu minvalde Milli Görüş hükümetlerinde Milli Eğitim Bakanlığı hep diğer partilere bırakıldı.

Erbakan Hoca’nın başbakanlığında kurulan 54. Hükümetin Milli Eğitim Bakanı Doğru Yol Partisi’nden Mehmet Sağlam’dı. 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Harekâtı’nı yapan CHP ve MSP koalisyon hükümetinin Milli Eğitim Bakanı da CHP’den Mustafa Üstündağ’dı. 1977’deki AP–MSP Koalisyonu’nun Milli Eğitim Bakanı ise Adalet Paritisi’nden Nahit Menteşe yapıldı. Tüm bu veriler Milli Eğitim’deki tıkanıklığı açıklar nitelikte.

Kaynak: Milli Gazete