İSTİHBARAT SERVİSİ
Anneler Günü nedeniyle, bu günü hedef alan tüketimi özendirici reklamları ve huzur evlerine terk edilen anneleri değerlendiren Tüketiciler Birliği Genel Başkan Vekili Hatice Saadet Kalyoncu; “Annelerini huzur evlerine terk edenler, tüketimi teşvik eden bir gün ile modaya uygun biçimde annelerini yılda bir kez hatırlayanlar annelerine hediye değil, huzur versinler” dedi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Kalyoncu, “Günümüzde Anneler Günü dendiğinde, özellikle çocuklar başta olmak üzere, herkesin aklına kayda değer parasal karşılığı olan bir hediye almak gelmektedir. Sanki bir kişi annesine en değerli hediyeyi alınca ona olan sevgisini en iyi biçimde kanıtlamış ve vazifesini yerine getirmiş kabul edilmektedir” dedi.
HUZUREVLERİNDEKİLERİN YÜZDE 40’I ANNE
Anneler Günü’nün haftalar öncesinden tüketiciyi, tüketime teşvik eden reklam bombardımanına tutan şirketlerin tavrına dikkat çeken Kalyoncu, şu önemli konuya dikkat çekti: “Türkiye’de 297 huzurevi ile 6 adet gündüzlü bakım evinde 20 binin üstündeki ebeveynimizin yaklaşık yüzde 40’ını annelerin oluşturduğu gerçeği görmezden gelinmektedir. Tüketiciler olarak, bu firmaların reklamların yanı sıra bu yaraya da parmak basmalarını ve sosyal sorumluluk projesi kapsamında bunu dile getirmelerini isterdik. Kapitalizmin tüketimi teşvik etmek amacıyla icat ettiği bu gün, huzur bulacağını sanarak annelerini huzur evlerine terk edip, onları yalnızca bayramlarda ve Anneler Günü’nde hatırlayarak hediye alan ve böylece evlatlık vazifelerini yerine getirdiklerini sananların vicdanlarını rahatlatma günüdür!”
ANNEMİZE “OF” BİLE DEMEMELİYİZ
Türkiye toplumunun örf ve adetlerine göre anneler gününün senenin 365 günü olduğunu belirten Tüketiciler Birliği Başkan Vekili Kalyoncu, annelerini sevenlerin özelliklerini şöyle sıraladı: “Annelerine huzur verirler, onları evlat ve torun sevgisinden mahrum etmezler, annelerini huzur evlerine terk etmezler, şefkat kanatlarını annelerinin ayakları altına sererler, onlara ağır sözler sarf etmezler, anne ve babalarına ‘of’ bile demezler, gereksiz yere tüketmezler, borçlanmazlar, gerekmedikçe kredi kartı kullanmazlar, televizyon seyretmek yerine anneleriyle vakit geçirirler.”

Engelli
anneleri
ajitasyondan
rahatsız
YUNUS DİLMAÇ/ ANKARA
Bu yıl Engelli Haftası ve Anneler Günü aynı tarihe denk gelirken insanların annelerine sevgilerini tek bir güne ve engellilerin haklarının verilmesini tek bir haftaya sığdırmalarına engelli anneleri tepki gösteriyor. İzmir İş Eğitim Merkezi’nde bulunan engelli anneleri ve Engelsiz Anneler sayfası yöneticisi Suna Kayalı, ne annelerin ne de engellilerin sadece belirli gün ve haftalarda hatırlanmalarının doğru olmadığını ve bugün ve haftalarda yapılan kutlama adı altındaki ajitasyon törenlerinden rahatsız olduklarını dile getirdi. Engellilerin ve annelerinin sıkıntılarını sadece hayatın görünür yerlerinde yaşadıklarından ibaret sayan çok kişinin olduğunu söyleyen Kayalı, birçok engelli annesine ya da engelli vatandaşa ödüller dağıtıldığı Anneler Günü ve Engelli Haftası gibi özel günlerde kutlamalar yapıldığını, ama kimsenin özeleştiri yapmaya yanaşmadığını ifade etti.
Fedakâr anne, 46 ve 37 yaşındaki kızlarını biberonla besliyor
Konya’da 63 yaşındaki Elveda Top, 6 ve 8 yıl önce kas hastalığı nedeniyle yatağa bağımlı hale gelen evli iki kızını biberonlardaki sıvı gıdalarla besliyor.
Döne Ak (46) 8 yıl önce; kardeşi Solmaz Çeliker (37) ise 6 yıl önce kas hastalığı nedeniyle bakıma muhtaç hale geldi. Her ikisi de evli olan, 3 çocuk sahibi Ak ve 2 çocuk annesi Çeliker, rahatsızlıklarının ardından eşlerinin yanından ayrılarak anneleri Elveda Top’un evine yerleşti. Çocukları ise babalarının yanlarında kaldı.
İlerleyen yaşına rağmen yıllar sonra yeniden kızlarına bakmaya başlayan Elveda Top, onların tüm ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Adeta bir bebek gibi lavabo ihtiyacından yemesine kadar kızlarının her şeyiyle ilgilenen Top, katı gıdaları yutamayan çocuklarını sıvı yiyeceklerle besliyor. Vücutları yara olmaması için kızlarını yataklarında sık sık hareket ettiren Elveda anne, bakımlarının daha iyi olması için kendisine “Çocuklarını engelli bakım merkezine ver” denildiğini belirterek, “Bunu duyan kızlarım ağlamaya başladı. Onlarla ben de ağladım. Sağ oldukça onları kimseye muhtaç etmeyeceğim. Kızlarıma ölünceye kadar en iyi şekilde bakmaya devam edeceğim. Kızlarım, çocukları ziyarete geldiğinde çok seviniyor” dedi.