HÜSEYİN KULAOĞLU / İSTANBUL
Hatay Reyhanlı’da geçtiğimiz cumartesi günü meydana gelen patlamaların ardından bölgede yaşayan Suriyeli muhacirlere yönelik provokatif saldırılar devam ediyor. Suriyelilerin arabaları tahrip ediliyor ve evlerini basıp, eşyaları sokağa atılıyor. Bölgede yaşayan yaklaşık 50 bin Suriyeli muhacirden bazıları korkularından kaldıkları evlerden dışarı çıkamazken, bazıları ise Suriye’ye savaşın kucağına geri dönmek zorunda kaldı.
ALTINTAŞ SATIR İLE YARALANDI
Hatay’da grup olarak dolaşıp, Suriyelilerin araçlarını tahrip eden ve saldıran kişiler, patlamanın olduğu anda insani yardım amacıyla bölgeye giden Ayhan Altıntaş isimli vatandaşa da saldırdı. Altıntaş konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, bombaların patlamasının ardından insani yardım gönüllüleri ile beraber bölgeye gittiklerini ve yaralılara yardımcı olduklarını söyledi. O sırada binadan Suriyeli bir kadın, bir çocuk ve bir adamın yaralı bir şekilde çıktığını ifade eden Altıntaş, provokatif grubun bu kişilere saldırdığını belirtti. Altıntaş, Suriyeli kadın ve çocuğu, grubun elinden kurtarmak için araya girdiğini ve bu sırada demir çubuklarla ve satır ile kendisine saldırıldığını belirtti. Yere düştükten sonra satır ile diz kabağına darbe geldiğini söyleyen Altıntaş, ilk önce Reyhanlı Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken, daha sonra Gaziantep Devlet Hastanesi’ne gittiğini ve burada ameliyat olduğunu şimdi ise tedavisinin devam ettiğini belirtti.
DAVUT SALDIRIDAN ZOR KURTULDU
Suriye Nur Derneği Genel Başkanı Mehdi Davut da saldırıya uğrayanlar arasında yer alıyor. Davut konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Suriye’de yardım dağıttıktan sonra Reyhanlı’ya geldiğini ve burada ellerinde hortumla gezen provokatör grup tarafından saldırıya uğradığını söyledi. Suriyeli olmasına rağmen İstanbul Tıp Fakültesi’nde okuduğu için Türkçesinin iyi olduğunu ifade eden Davut, “Ben Türküm ne yapıyorsunuz” şeklinde söylemesi üzerine kendisine saldıranların durduğunu ve bölgedeki polis tarafından olay yerinden götürüldüğünü belirtti. Davut, “Biraz siyaset yaparak, bu olaydan kurtuldum ama benim gibi şanslı olmayanlar da var” dedi.
TOPLU YERLERDE YAŞAYAN
SURİYELİLER, KORKUYOR
Reyhanlı’da çeşitli binalar ve eski bir düğün salonunda kalan Suriyeliler, korktuklarından dolayı dışarı çıkamamalarının üzerine çok zor şartlarda yaşam mücadelesi veriyor. Kalabalıktan dolayı oluşan ağır koku ve tuvalet ile banyo ihtiyaçlarının karşılanmasında zorlanması insanları rahatsız ediyor.
KARTEL MEDYASI ÇANAK TUTMUŞTU
Suriyeli muhacirlerin şu anda yaşadığı korkunun büyük sebebini, kartel medyası oluşturuyor. Kartel medyası sürekli bölgeden provokatif haberler yayınlayarak, bölge halkını muhacirlere yönelik kışkırttı. Vatan gazetesi; 25 Ağustos 2012 tarihinde, “Kim bunlar?” manşetiyle Suriyelileri hedef gösterdi. Vatan haberde, Hataylıların Suriyeli misafirlerden rahatsız olduğunu iddia etti. Habertürk gazetesi ise 28 Ağustos 2012 tarihinde, “Kardeşlik şehrinde ne tat kaldı ne tuz” manşetiyle Hatay halkının Suriyelilerden rahatsız olduğunu öne sürdü. Kartel medyası böylelikle bu tür manşetlerle bölgede oluşturulmak istenen kaos havasına çanak tuttu.

“Ensar-muhacir kaynaşması var”
HASAN ÖNAL / TBMM BÜROSU
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün partisinin Meclis grup toplantısında bölgedeki din kardeşlerine yıllarca sırtını dönen Türkiye’nin bunun bedelini de çok ağır ödediğine vurgu yapması, filmlere de konu olan sınır hikayelerini gündeme getirdi.
AK Parti’nin iktidara gelmesi ile birlikte teller arkasından Suriye’deki akrabaları ile bayramlaşma görüntüleri ortadan kalkarken, vizelerin kaldırılmasıyla yıllar süren bu hasret sona ermişti. İki yıl önce başlayan Esed zulmüyle birlikte Türkiye’deki akrabalarının yanına yerleşen yüzbinlerce Suriyeli, evlerine dönebilmek için Esed rejiminin bir an önce gitmesini bekliyor.
AK PARTİLİ DAL: SURİYE’DE AKRABALARIMIZ VAR
Suriye’deki akrabalarına evini açanlardan biri de AK Parti Kilis Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ahmet Salih Dal. Türkiye’nin en uzun sınırının Suriye ile olduğunu hatırlatan Dal, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları çizilirken birçok ailenin yakınlarının Suriye’de kaldığını vurguladı. Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin’de olduğu gibi Kilis’te de çok sayıda ailenin Suriye’de akrabaları bulunduğunu ifade eden Bal, kendilerinin de Suriye’de akrabaları bulunduğunu kaydetti.
HERKES ELİNDEKİLERİ SURİYELİ AKRABALARI İLE PAYLAŞTI
Sınır illerinde halkın bu kişilere akrabalık bağları ve din kardeşliğinin olması nedeniyle sahip çıktığını dile getiren Dal, “Herkes Suriyeli misafirlere ensar-muhacir kaynaşmasında olduğu gibi kapısını açtı. Boş evi olan bedava boş evini verdi. Evlerinde ne fazlası varsa bu kardeşleriyle paylaştılar. İki tabağı varsa bir tabağını, iki sobası varsa birini Suriyeli kardeşlerine verdi. Ayrıca Türkiye’nin dört bir yanından Deniz Feneri, Kimse Yok mu Derneği gibi sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla bu insanlara yardımlar gönderildi. Bu halen de devam ediyor” dedi.
BİR AN ÖNCE EVLERİNE DÖNMEK İSTİYORLAR
Suriyeliler için Kilis’te konteynır kent yapıldığını ifade eden Dal, şu an 13 bin 500 Suriyelinin bu konteynır kentte kaldığını söyledi. Elbeyli ilçesinde 20 bin kişilik konteynır kent yapımının devam ettiğini aktaran Dal, bunların dışında 30 bin Suriyeli’nin Kilis merkezde yakınlarının yanında kaldığını bildirdi. Dal, “Burada ne kadar rahat ettirmeye çalışsak da misafir ettiğimiz Suriyeliler bir an önce evlerine gitmek istiyorlar” dedi.
ESED’İN ZULMÜ YEZİD’İ GEÇTİ
Beşar Esed’in yaptığı zulmün Yezid’i geçtiğini vurgulayan Dal, “Ben kendi gözlerimle gördüm. Suriye’deki Azez ilçesine bomba düşmüştü, yaralanan insanlar pikaplarla karga tulumba bir şekilde Kilis’teki hastanelere ulaştırıldı. Kol var, kime ait olduğu belli değil, ayak var yine öyle. Çocuklar var anne babaları yok. Bu tür çok acı, trajik olaylara şahit oluyoruz. Rabbim bir an önce oradaki ateşi söndürsün. Suriye’deki zulmün bir an önce sona ermesi için dua ediyoruz”  diye konuştu.