Yemen’de Husiler ile yönetim arasında önceki gün varılan anlaşma sonrası ülkede yeni dönem için ortaya konulan harita uygulanmaya başlarken, Arap Baharı’ndan beri adım adım istikrarsızlığa sürüklenen ülkenin iç savaştan kurtulması zor görünüyor. Gerçekleşen anlaşma, Husilerin silahlı varlıklarında küçülmeyi getirirken, bürokratik alanda ise kazanımlarını güçlendiriyor. Ancak 25 milyonluk ülkede halen mevcudiyeti bilinen 80 milyondan fazla silahın bir anda toprağa gömülmesi beklenmiyor. Çünkü Arap yarımadasının tek fakir ülkesi olan Yemen, kendi izlediği siyasetten ziyade komşu ülkelerin kendisine kurduğu komplolarla gündemde…

Bölgenin iki önemli oyun kurucusu Suudi Arabistan ve İran’ın Dışişleri Bakanları, Birleşmiş Milletler 69’uncu Genel Kongresi kapsamında bulundukları New York’taki en önemli gündem maddelerinden biri tıpkı Bahreyn gibi Yemen’deki Husi krizi... Yemen’deki iç dengelerin yanı sıra iki ülkenin vardıkları anlaşma da ülkenin kaderini belirleyecek en önemli etken olarak gösteriliyor.

ÜLKEDEKİ KARIŞIKLIĞIN İÇ SORUMLULARI SALİH’İN FÜLÛLÜ HALEN ETKİN

Tunus’ta Zeynelabidin bin Ali fülûlü Baci Kaid Es-Sipsi adıyla, Mısır’da Hüsnü Mübarek sultası, cuntacı Abdülfettah es-Sisi ismi üzerinden varlığını sürdürürken, Yemen’de ise Ali Abdullah Salih halen ismi ve cismi ile siyasi bir aktör! Salih halen meydanlara çıkıp bürokrasideki adamlarıyla birlikte halkla buluşuyor. Ülkede sürekli elektrikler kesiliyor, petrol kuyularına Salih’in adamlarınca düzenlenen sabotajlar neticesinde benzin istasyonlarında kilometrelerce kuyruk oluşuyor. En etkili propaganda aracı olarak da ‘Salih gidince terör ortaya çıktı’ yaygarası koparılıyor. Bu da halkın bir kesimini Salih’e yönlendiriyor.

HUSİLER KARGAŞANIN EN ÖNEMLİ ETKENİ

Ehl-i Beyt mensubu İmam Zeyd’in yaşadığı Yemen’de aslen Ehl-i Sünnet ile Zeydîler arasında ciddi bir ihtilâf bulunmuyor. Ancak 2004 yılında Salih rejiminin ötekileştirici dilinin bir neticesi olarak Hüseyin Bedreddin El-Husî’nin öncülüğünde kurulan silahlı Husi hareketi, bugün barışın önündeki en büyük engel… Silahlı-silahsız masum insanlarıyla öldürmesiyle tanınan ve İran’ın desteğiyle varlığını sürdürdüğü belirtilen Husîler, İran’ın Yemen’deki ‘ileri karakol’u vazifesini görüyor.

EL-KAİDE GÜCÜNÜ KURUYOR

El-Kaide’nin güçlü olduğu ülkelerden biri olarak bilinen Yemen’de El-Kaide 2011 sonrasında daha da güçlendi. İran destekli Husilerin giderek güçlenen yapısı Selefi tandanslı El-Kaide’ye de zemin hazırlıyor. Yemen Silahlı Kuvvetleri, El-Kaide’ye yönelik operasyonlarını artırmasına rağmen örgüt gücünü koruyor.

ÜLKEDEKİ KARIŞIKLIĞIN DIŞ SORUMLULARI SUUDİ ARABİSTAN’IN HAYRI, YEMEN’İN ŞERRİNDE Mİ?

“Hayrınız, Yemen’in şerrinde; şerriniz ise Yemen’in hayrındadır…” Bu söz Yemen halkının neredeyse tamamının bildiği bir kelam-ı meşhur… Suud kralının oğullarına söylediği varsayılan bu söz, Suudi Arabistan’ın Yemen üzerindeki hakimiyetini gözler önüne sererken, komşu ülke devrim sonrası süreçte de daima Yemen’in istikrarını istemeyen ülke olarak bilindi. Suudi Arabistan’ın ülkedeki karışıklığın maddî finansörü olduğu biliniyor. Bunun yanında Körfez ülkeleri de Yemen halkı tarafından istikrarsızlığı pompaladıkları gerekçesiyle eleştiriliyor.

İRAN’IN SİLAHLARI YEMEN’DE KARDEŞİ ÖLDÜRÜYOR

Ortadoğu’nun yeniden dizayndan geçtiği Arap Baharı sonrasında Bahreyn ile birlikte Yemen’de de kendisine pastadan pay kapma yarışında… Husîleri silahlandıran bölgesel faktör olarak kazanımlarını artırmak isteyen İran, geçmişte İsnâ aşeriye Şiasının bulunmadığı bölgede Zeydî kesimle yakınlığını artırarak mezhepsel yakınlaşmanın peşinde…