AKİT MENÜ

Siyaset

Kamalak: Maşa olmayalım

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, IŞİD operasyonları gündemdeki yerini korurken, NATO'nın ipiyle kuyuya inilmemesi gerektiğini söyleyerek, "Türkiye NATO'ya maşa olmamalı" dedi.

Saadet Partisi’nin Genişletilmiş İl Başkanları, İl Müfettişleri ve Kadın Kolları İl Başkanları Toplantısı Ankara'da düzenlendi. Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak konuştu. Kamalak, gündeme ilişkin değerlendirmelerinde IŞİD konusunda Türkiye’nin Batı ve NATO’nun maşası yapılmak istendiğine dikkatleri çekerek, uyarılarda bulundu.

İşte Kamalak'ın konuşmasından satır başları:

“Maalesef her konuda olduğu gibi bu konuda da Hükümet’in ortaya koyduğu bir çelişkiye, bir ikiyüzlülüğe de dikkat çekmeden geçemeyeceğim. Biz, gerekçesi ne olursa olsun, hangi pazarlıkların sonucu olursa olsun, milletimizin sevincine gölge düşürmemek için bu operasyonla ilgili soruları gündeme getirmeyeceğiz. Şüphelerimizi, endişelerimizi, kaygılarımızı paylaşmayacağız. Zamanlamasındaki manidarlığı tartışma konusu yapmayacağız.
 
101 gün önce göz göre göre gelen IŞİD tehdidine rağmen 49 vatandaşını koruma basiretini gösteremeyenlerin, 101 gün sonra aynı 49 vatandaşımızı o ateş çemberinden nasıl çıkarabildiğini sormayacağız? Bizzat kendi milletvekillerinin dediği gibi; “IŞİD, CIA’nin Truva Atı’dır. İŞİD operasyonuna Türkiye’nin katılmama gerekçelerinden biri rehinelerdi. Bu kritik süreçte serbest bırakılmaları, CIA’nin bir hamlesidir.  Kurtarma operasyonu çatışmasız, başarıyla sonuçlanıyorsa, CIA operasyona engel olmadı” deyip kafaları karıştırmayacağız.

 GEREKÇE IŞİD BİLE OLSA BATILI OPERASYONA KARŞIYIZ
 
Üzerine basa basa tekraren söylüyorum, bu gelişme, gerekçesi IŞİD bile olsa İslam dünyasına yönelik Batılı bir müdahalenin bahanesi yapılmamalıdır. Çünkü Batı, barış adına girdiği her yere savaş getirmiştir. Huzur adına girdiği her yere kan ve gözyaşı getirmiştir. Özgürlük adına girdiği her coğrafyaya zulüm ve esaret getirmiştir. Bundan 11 yıl önce Irak’ı Saddam gibi bir diktatörden kurtarıp Irak’a demokrasi, Irak halkına özgürlük getirecekti. Tam tersi oldu. Irak üçe bölündü.

1,5-2 milyon insan hayatını kaybetti. 5 milyon insan mülteci hayatı yaşamaya mahkûm edildi. Afganistan’ın refahını yükselteceklerdi. NATO Afganistan’a girdikten sonra yükselen tek şey uyuşturucu üretimindeki artış oldu. Libya’yı Kaddafi’den kurtarıp, Libyalılara demokrasi getireceklerdi. Getirdikleri tek şey kan oldu. Paramparça edilmiş bir Libya oldu. Şimdi de IŞİD bahanesiyle İslam coğrafyasında yeni bir katliama zemin hazırlıyorlar. Daha üç gün önce Amerika ve işbirlikçi yönetimler, IŞİD’i vuruyoruz diye 55 insanı öldürdüler. İçlerinden 8 tanesi hiçbir şeyden haberi olmayan masum bebeklerdi.  IŞİD’i değil, bebekleri vuruyorlar.
 
BATAKLIK KURUTULMAZSA KARABASAN GELİR

 Bu gerçeklere rağmen, Türkiye dâhil bazı İslam ülkeleri yöneticilerinin hala kurtuluşu Batı’da aramaları, hala Birleşmiş Milletlerden medet ummaları, hala Amerika’nın, NATO’nun merhametine sığınmaya kalkışmaları, ancak ve ancak “tecavüzcüsüne âşık olan bir genç kız psikolojisiyle”,  Stockholm Sendromu ile açıklanabilir. Açık söylüyorum. IŞİD bataklıkta üretilmiş bir karabataktır. Bataklık kurutulmadığı takdirde, karabatak gider karabasan gelir. Bu bataklığın bir numaralı müsebbibi ise bizatihi Amerika’nın kendisidir. Ortadoğu’yu kendi menfaatleri doğrultusunda parsellemek ve sömürmek isteyen Haçlı zihniyetidir. Çünkü bu zihniyet Bataklıktan beslenmektedir.
 
'IŞİD’İN UÇAĞI YOK Kİ UÇUŞA YASAK BÖLGEDEN SÖZ EDİYORSUNUZ'
 
IŞİD konusuna son vermeden önce belirtelim ki; Sayın Cumhurbaşkanı’mızın, Amerika’dayken, Türkiye’nin malum koalisyon “Askeri, siyasi ve her bakımdan destek vereceğini beyan etmiş olması, ‘ne diplomasi bakımından, ne askeri açıdan, ve ne de siyasi yönden’ isabetli olmamıştır. Çünkü gerek diplomatik kararlar, gerekse askeri ve siyasi kararlar öyle ayaküstü verilecek kararlar değildir.

Bu kararlar ilgili uzman kişi, kurum ve kuruluşlarca yapılacak istişareler sonunda verilecek kararlardır. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamasından sonra, Bakanlar Kurulu ve TBMM nasıl bir karar verecektir? Sonra ‘Uçuşa yasak bölge’ den bahsediliyor. IŞİD’in elinde uçak olmadığına göre böyle bir bölge ne işe yarayacaktır? Çok daha önemlisi, Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Tampon Bölge’ istiyor. Hemen belirtelim ki ‘Tampon Bölge’ yeni bir ‘Çekiç Güç Bölgesi’ demektir. Bu da bir sonraki aşamada Türkiye için bir ‘Tehdit Üssü’ hatta bir ‘Saldırı Merkezi’ demektedir.

'TÜRKİYE NATO’YA MAŞA OLMALALI'
 
Amerikan’ın, Avrupa’nın, İsrail’in ipiyle kuyuya inilmez. Türkiye gerekçesi ve bahanesi ne olursa olsun NATO merkezli bir koalisyonda kesinlikle yer alamaz, almamalıdır. Çünkü Amerika ve Batı, koalisyon ortağı değil, ateşin içine sokacağı bir tahta maşa arıyor. Türkiye maşa olmamalıdır, olamaz. Peki, olursa ne olur? Erbakan Hocamızın sözüyle sesleniyorum;
 
“Yedi sülaleniz alnını secdeden kaldırmasa bile bunun vebalini ödeyemezsiniz!” İlla bir koalisyon kurulacaksa bu koalisyon İslam ülkelerinden olmalıdır. İslam ülkelerinin katılımıyla bir “İslam Barış Gücü” kurulmalıdır. İslam dünyasında akan kanı durdurmak için bu barış gücü ile müdahale de bulunulmalıdır. Türkiye bu iradeyi, bu kararlılığı ortaya koymak zorundadır. Çünkü “La” demesini bilmeyen “illa” diyemez. Tarihi, güce teslim olanlar değil, güce karşı direnenler değiştirmiştir. Eğer Alparslan güce teslim olsaydı, Malazgirt zaferi olamazdı. Eğer Fatih güce teslim olsaydı yeni bir çağ açamazdı. Eğer Erbakan güce teslim olsaydı, son 300 yılda Müslümanların haçlılara karşı kazandığı tek zafer olan Kıbrıs Barış Harekâtını yapamazdı.

Yorumlara Git

Trump’tan dünyayı sarsacak "Grönland" hamlesi

Dini vakıfları hedef alıp seküler vakıflara ses etmeyen CHP’li Öztürkmen’e sert cevaplar!

Cumhurbaşkanlığı sarayında hırsızlık skandalı!

Helal olsun! O şehirde okullara yılbaşı yasağı talimatı

23 Aralık 2025: Günün Âyet ve Hadisi