AKİT/ANKARA -  IŞİD’in Kobani’ye girmesi üzerine HDP’nin çağrısıyla başlayan sokak eylemlerinin bir ayaklanmadan farksız olduğunu belirten Topçu, şunları kaydetti: “HDP ve PKK bir kez daha taşeronluk görevlerini yerine getirmiştir. Ülkemizi kaosa sürüklemek için Kürt kardeşlerimizi provoke etmeye çalışmışlar fakat bekledikleri neticeyi alamamışlardır. Gösterilere halkın genel çoğunluğu katılmamış, PKK’nın şehir yapılanmalarının gösterdikleri vandalizm çok vahşi boyutlara ulaşmış, en büyük mağduriyeti de bölgede yaşayan Kürt kardeşlerimiz yaşamıştır. Evleri, işyerleri yağmalanmış, canlarına kastedilmiştir...”

“DEVLET ELBETTE KENDİ PROJESİNE…”

Kararlılıkla sürdürülen çözüm süreci için ‘Yunus Emre’ ile ‘Yavuz Sultan Selim’ örneğini veren Topçu, şöyle konuştu: “Çözüm süreci böyle sabotajlara karşı dirençlere sahip büyük bir devlet projesidir. Devlet elbette kendi projesine sahip çıkacak kudret ve akılla hareket edecektir. ‘Terör örgütünün tuzaklarına düşülmemeli’ derken, terör karşısında zafiyet göstermek de onları cesaretlendirecektir. Devlet nasıl Yunus oluyorsa öyle zamanlar gelir ki Yavuz da olur. İşte çözüm sürecinin selameti için de, halkın güven ve huzuru için de terörist unsurlara karşı devlet asla müsamaha göstermemeli, Yavuz yüzünü misliyle göstermelidir. Çözüm sürecindeki zarafete ‘evet’ ama terörizme karşı sessiz kalmaya ‘hayır’ demek gerekiyor. Olayların akabinde gerek İçişleri Bakanımız, gerekse Başbakanımız devletin tavrını net bir şekilde ortaya koymuştur. Bu tavırları güvenlik konseptindeki politikaya geri dönülüyor gibi mesnetsiz iddia ve karalamalarla hafifletmeye çalışanları kınıyorum. Devlet böyle zamanlarda otorite göstermeyecek de ne yapacak? Efendim olağanüstü hale geri dönülüyormuş diye eleştiriyorlar. Halkın güvenliği olağanüstü hali gerekli kıldığı için bunlar yapılıyor. İnsan olana insan gibi muamele edilir. Ak ile kara karıştırılmasın.”

“PANİĞE SEVK ETTİ”

Irak ve Suriye tezkeresinin kabul edilmesinin terör örgütü PKK’yı paniğe sevk ettiğini vurgulayan Topçu, “Şu da bir gerçek ki, PKK’nın bu çırpınışları yolun sonuna gelindiğini gördüğü içindir. Tezkere kararı PKK’yı paniğe sevk etmiştir. Mesele Kobani değil, PYD ve PKK’nın tasfiye sürecinin başlamış olmasıdır. Hükümetin dış politikasını çok doğru olarak kabul ediyor ve hükümete destek olmanın milli bir görev olduğunu düşünüyorum” dedi.