AKİT MENÜ

Aktüel

Türk, Kürt, Laz torunlarım var

Akit’e konuşan Refah Partisi eski Diyarbakır Milletvekili Ferit Bora, sürecin ülkeyi böleceğini iddia edenlere tepki göstererek, “Kızım Rize’den evli. Oğlum Balıkesir’den evli. Diğer oğlum Diyarbakır’dan evli. Ben kendim de Balıkesir’den evliyim. Torunlar

Güncelleme Tarihi:

EROL METİN / ANKARA
Tüm sabotaj çabalarına rağmen çözüm süreci rayına girdi ve doludizgin bir şekilde ilerliyor. Sürecin gidişatını Refah Partisi eski Diyarbakır Milletvekili ve Hanili Salih Bey’in torunu Ferit Bora’yla konuştuk. “Süreç ülkeyi böler” diye boğazını yırtan sanal korku üretme baronlarının Sayın Bora’nın aktardıklarına kulak vermelerinde yarar var.
- Ülkeyi huzura kavuşturacak çözüm sürecini nasıl görüyorsunuz?
- Bu çözüm sürecine katkısı olan herkese teşekkür ederim öncelikle. Çünkü bu ülkede akan bir kan vardı. Bu kanın durması gerekirdi. Bu nihayetinde kardeş kavgası idi. Paylaşılmayacak hiçbir şey yok. Türk’üyle, Kürt’üyle, Zaza’sıyla, Çerkez’iyle, Laz’ıyla hepimiz kardeşiz. Burada bölünmeyen bir Türkiye var. Çanakkale’de dedelerimiz beraber savaşmışlar, beraber şehit olmuşlar. Nice şehitler vermişiz. Kıbrıs olayında oraya ilk koşan Kürt kardeşlerimiz olmuştur. Bugün de benzer bir şey olsa bir Edirneliden, bir Samsunludan, bir Ankaralıdan önce bir Ağrılı, bir Hakkarili, bir Diyarbakırlı o savaşa koşar.
- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bir ara bizzat değindi. Doğu illerinde Kıbrıs Harekâtı’na katılmak isteyenlerin askerlik şubeleri önünde uzun kuyruklar oluşturduğunu söyledi.
- Şimdi ben anlatayım bir anımı. Kıbrıs Harekâtı’nda Diyarbakır Hani Askerlik Şubesi’nde sivil memurdum. Hani halkı davul ve zurnayla askerlik şubesinin önüne geldi. Albay Nurettin Yıkar Bey vardı. Rahmetli oldu. Beni çağırdı. Dedi ki; “Ne oluyor bu halk şubeye doğru yürüyor davul zurnayla?” Ben de “Bu gelen halkın tümü biz Kıbrıs’a gönüllü gitmek istiyoruz. Ölüme, şehit olmaya gidiyoruz. Kimimiz gazi olacağız, kimimiz şehit olacağız” diyor dedim. Bu ne içindi? Bu vatan parçası içindi. O zaman Türk’ü, Kürt’ü ayrı değildi.
- Gelip başvuru mu yaptılar?
- Tabii, herkes bizi gönüllü gönderin diyordu. Hani’den, ilçemden bildiğim bir sürü gönüllü insan gitti oraya.
- Albay ondan sonra ne dedi size?
- Albayın gözlerinden yaş aktı. Albayım Manisa Akhisarlıydı. Hiç unutmam gözlerinden yaş aktı Nurettin Bey’in. “Öyle bir şey mi olur, ölüme gönüllü gitmek” dedi. O gün çok farklı bir gündü. Davul zurnayla askerlik şubesinin önüne gelip ellerinde de Türkiye Cumhuriyeti bayrağıyla… Bu Diyarbakır’ın Hani İlçesi, Salih Bey’in doğup büyüdüğü ilçe… Ve oradaki halk Kıbrıs’taki Türk vatanının bir karış parçası için canını vermeye hazırdı.
KÜRT, TÜRK VE LAZ KUZENLER
- Çözüm sürecine karşı çıkanların öne sürdüğü gibi bu ülke bölünür mü?
- Nasıl böleceğiz? Kızım Rize Kalkandere’den evli. Oğlum Balıkesir’den evli. Diğer oğlum Diyarbakır’dan evli. Torunlarım eve gelince biri Türk, biri Kürt, biri Laz. Şimdi bunlar amca çocukları. Haydi bakalım, neyi bölüyorsun şimdi? Artık karışmış, yekvücut olmuşuz. Etle tırnak olmuşuz. Sayın Başbakanımın kendisi Rizeli, eşi Siirtli. Karıştırırsanız ordunun başındaki, orduyu meydana getiren komutanların belli çoğunluğu doğulu. Cumhurbaşkanı doğuluydu. Şimdi neyi böleceğiz kardeşim?
- Sizin ailenizde olduğu gibi milyonlarca Türk-Kürt evliliği var...
- İşte benim eşim de Balıkesirli. Ben Kürt’üm, Zaza’yım. Halen analisanım Zazaca. Evde Zazaca konuşurum. Kim bölecek bizi?
- Yani sanal bir korku oluşturuluyor. Bunların amaçları ne?
- Siyasi rant ve maddi çıkarı olanlar bu işin olmasını istemiyor. Rantları kesilecek. Yani bunun üzerinden siyaset yapanlar var. Bu terör biterse birçoğunun siyasi malzemesi biter. O nedenle istemiyorlar. Halbuki vatana en büyük ihaneti, bu insanlara en büyük ihaneti barışı istemeyenler yapıyor. Yani şu anda ihanet içinde olanlar bu barışı, bu süreci desteklemeyenlerdir ve bunlar bir gün milletin huzurunda hesap vereceklerdir. Barış gerçekleştikten sonra herkes dönüp bunun hesabını o gün bu barışı istemeyenlerden soracak. Çok değil, inşallah bir yıl sonra halkın önüne gelecek olan sandıkta bu işi sabote etmek isteyenler, o sandıkta hüsrana uğrayacaklardır ve halk bunların dersini verecek. PKK’nın içindeki kişiler de bunu sabote ederlerse hesabını verirler.
- Sürecin olumlu sonuçlanması konusunda umutlu musunuz?
- Allah’ın izniyle hiçbir güç artık bunu durduramaz. Yani halk tamamen buna adapte olmuş. Hele Doğu Anadolu ve Güneydoğu halkı tamamen bu süreçle beraberdir. Kanın akmasına artık hayır diyor. Başbakan da, hükümet de, halk da kararlıdır. Namludan mermi çıkmış, bir daha geri gelmez. Yani bu kervan yola girdi. Ha ne olur? Yolda düzelir bu kervan. Zaman zaman yolda zikzaklar olur, kervanın doğru yürümemesi için önlerine engeller çıkarılır, ama bir kere girdi yola. Geri dönmez artık. Gideceği yere ulaşır. Bu sürecin iyi olacağı kanaatindeyim.
MORRİSON’LA EMANETÇİSİNİ
ÇÖZENE AŞK OLSUN!
- Cindoruk ve Demirel, İşçi Partisi’yle birlikte birlikte Milli Cephe adı altında bir yapı oluşturdular. Başına da Cindoruk’u getirdiler. Daha düne kadar bunlar birbirleriyle kavgalı olan insanlardı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bunu hiç anlamadım. Ne siyasete sığar ne de başka bir şeye sığar. İnsanların bir görüşü vardır. Siyaseti ona göre yapar. 70’li yıllarda sağ-sol olayları vardı. O gün sağın tarafında olan Cindoruk’tu. Hatta Yassıada’da Menderes’i solculara karşı savunduğunu söylüyordu. E bugün bakıyorsun İşçi Partisi’yle beraber hareket ediyorlar. Neye karşı? Sürece karşı. Süreç nedir? Türkiye’deki kanın durmasıdır. Yani insan burada bir ürküyor. Neyin peşindeler anlamış değilim.
- Dertleri ne?
- Bunca yıl siyaset yaptım, böyle bir şey görmedim. Yani siz yıllarca sola karşı siyaset yapmışsınız, hele İşçi Partisi’ne karşı siyaset yapmışsınız, bütün söylemleriniz onlara karşı olmuştur, siyasetinizi onun üzerinden adapte etmişsiniz ve bugün Türkiye’de bir barış olayı çıkıyor, siz buna karşı cephe alıyorsunuz ve burada birleşiyorsunuz. Kiminle? Dün mücadele ettiğin bir kanatla. Şimdi bunu kimse anlamıyor.
- Bir ara Cindoruk’un kurduğu DTP’ye geçtiniz. Cindoruk’u orada çözemediniz mi?
- Çözemedik. Biz kısa süre kaldık orada. Sonradan sezdik, bu bir gölge partisiydi. Sonra dağıldı gitti.
ERBAKAN’LA KADİM DOSTLUK
- Merhum Erbakan’la anlamlı bir dostluğunuz vardı. Farklı sebeplerden dolayı Refah’tan ayrıldınız değil mi?
- Biz Refah Partisi’nden fikren ayrılmadık veya Sayın Erbakan Hoca’dan dolayı. O zaman Sayın Abdullah Gül de, Sayın Başbakan da, Sayın Arınç da o partinin içindeydi. O gün parti içinde beraber geçinemediğimiz birkaç bakan vardı. Onlardan dolayı ayrıldık. Bizim gidişimiz görüş ayrılığından değildi.
- Erbakan Hoca sizi ikna etmeye çalışmış ayrılmayın diye?
- Evet, o diğer arkadaşları benim yanımda telefonla azarladığını da biliyorum. Şu anda hayatta olan 3-4 arkadaş daha vardı. Onlar da bakandı. Onların yanında çok büyük azarladı. ‘Siz Bora’ya haksızlık yapıyorsunuz’ dedi.

Yorumlara Git

Beşiktaş - Gaziantep FK | CANLI ANLATIM

SON DAKİKA: Ekrem İmamoğlu Duruşmasında "Yasa Dışı Ses Kaydı" Skandalı! Başsavcılık Organize Suçlar Soruşturması Başlattı

Bahis soruşturmasında yeni gelişme! 29 kişiye tutuklama talebi

CHP'li başkanın gençleri darp ettiği iddia edildi! Skandal olay, CHP’yi karıştırdı: Odaya kilitleyip kemiklerimizi kırdı

Macaristan Başbakanı Orban Türkiye'de: Her iki liderden önemli açıklamalar