HASAN ÖNAL / TBMM BÜROSU
Terör nedeniyle köylerini terk ederek gittikleri büyük şehirlerde suç işleyip cezaevine düşen Kürt kökenli mahkûmlardan çözüm sürecine destek geldi. Mahkûmlar terörün bitirilmesi için atılan adımlarda sonuna kadar kararlılıkla gidilmesini talep ederek, “Biz yandık başkaları da yanmasın” görüşünü dile getirdiler.   
BAŞKALARI BİZİM
DURUMUMUZA DÜŞMESİN
Terör nedeniyle boşaltılan köylerden ayrılan veya PKK’nın baskısından kaçarak göç ettikleri büyük şehirlerde suç örgütlerinin ağına düşüp işledikleri suçlar nedeniyle mahkûm olan Kürt kökenli vatandaşlardan önemli mesajlar geldi. Artık bölge insanının yerinden yurdundan göç ederek suç örgütlerinin ağına düşmesinin engellenmesini isteyen mahkûmlar, “Biz içerideyiz ama hiç olmazsa bundan sonra insanlar aynı duruma düşmesin. Bu çözüm süreci neticelensin, silahlar sussun, terör örgütü bitsin, bundan sonra insanlar büyük şehirlere gelmesin, kendi yerinde, yurdunda olsun” dediler. Mahkûmlar, çıktıkları zaman köylerine dönmeyi düşündüklerini kaydetti.
TERÖRDEN KAÇARKEN SUÇ
ŞEBEKELERİNİN AĞINA DÜŞTÜLER
AK Parti Çorum Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Cezaevleri Alt Komisyonu Başkanı Murat Yıldırım, cezaevlerinde görüştüğü Kürt kökenli mahkûmların feryatlarını Akit’e anlattı. Çözüm süreci kapsamında cezaevlerini incelediklerini belirten Yıldırım, cezaevlerinde insan hakları ihlali olmadığını ve fiziki şartların da iyi olduğunu söyledi. Yıldırım, cezaevinde kendilerini en çok üzen ve düşündüren konunun mahkûmların, “Biz buradayız ama terör suçlusu da değiliz. Biz adli suçlardan buraya geldik. Keşke o zaman terör olmasaydı köyümüzde kalsaydık belki bu belaya bulaşmazdık” şeklindeki ifadelerinin olduğunu belirtti. Bu mahkûmların terörden kaçarak geldikleri büyük şehirlerde sahipsiz kaldıklarını ifade eden Yıldırım, “Adli suçların sebeplerine inilip araştırıldığı zaman bundan 30 yıl önce oradaki terörden kaçarak büyük şehirlere geldiklerini, geldikten sonra şehirde sahipsiz kaldıklarını, o günün şartlarında hırsızlık, dolandırıcılık, gasp yaptıklarını, adam öldürdüklerini ve içeriye girdiklerini gördük” dedi.
ERGENEKON’UN AYAĞI
BÖLGEDEN KESİLMELİ
Geçen dönemde de Diyarbakır, Batman gibi cezaevlerinde incelemelerde bulunduklarını aktaran Yıldırım, o ziyarette Şemdin Sakık’ın ‘Keşke TRT Şeş daha önce açılsaydı. Kürt halkı devletle barışık olsalardı, bu hallere düşmezlerdi” dediğini hatırlattı. Ergenekon, Balyoz davalarının bir ayağının batıda, diğer ayağının ise doğuda bulunduğunu aktaran Yıldırım, “Doğu kısmındaki uzantılarının da açıklanıp, burada kimlerin kolu, ellerinin buralara uzandığını görmüş olsalardı belki bu çözülürdü. İnsanlar Ergenekon’un bir ayağının değil dört ayağının bu bölgeden uzaklaştırılması gerektiğini söylediler” dedi.
TERÖR ÖRGÜTLERİ AYNI
KAYNAKTAN BESLENİYOR
İnsanların bir kısmının terörden kaçarken Ergenekon’un kucağına düştüklerini, bir kısmının da Ergenekon’dan kaçarken PKK’nın kucağına düştüğünü belirten Yıldırım, “O dönemlerde PKK’nın başı Apo’ya Ergenekon terör örgütünden yargılanan Doğu Perinçek, Yalçın Küçük gibi isimlerin gidip Bekaa Vadisi’nde gül verip, fotoğraf çektirdiklerini görmek mümkün değildi. Şimdi tüm terör örgütlerinin aynı kaynaktan beslendiğini görmek mümkün. Allah’a şükürler olsun bu kaynaklar artık kurutuluyor” dedi.