Dünya
ABD’nin Suriye politikası çöktü
ABD’de Obama yönetiminin IŞİD’i Esad rejimini güçlendirmeden yok etme politikası, Pentagon yetkilileri tarafından eleştirilmeye başlanırken, ABD’li uzmanlar Esad’ı hedef almayan sınırlı hava operasyonlarının askeri üniformalı yetkilileri kızdırdığı konusunda hemfikir.
Beyaz Saray’ın, IŞİD’i Suriye’de eli kanlı diktatör Beşşar Esad rejimini güçlendirmeden yok etme politikası, Pentagon yetkilileri tarafından da eleştirilmeye başlanırken, ABD’li uzmanlar yönetimin askeri kanadıyla aynı görüşü paylaşıyor.
OBAMA YÖNETİMİNE TEPKİ VAR
ABD’de Barack Obama yönetimin Suriye Devlet Başkanı Esad’a ve IŞİD ile mücadeleye ilişkin stratejisine eleştiriler artmış durumda. Washington’ın sadece IŞİD hedeflerini havadan vurarak ve sahada Irak güçleri ve Suriyeli ılımlı muhaliflerle işbirliği yaparak örgütü yok edilebilmesinin zorluğu her geçen gün daha iyi anlaşılırken, ABD’nin sahaya sınırlı sayıda da olsa özel birliklerini göndermesi veya bölge ülkelerinin de alanda çatışmalarda yer alması gerektiğini savunanların sayısı çoğalıyor.
Ancak Başkan Obama, ABD ordusunu yeniden bir savaşa sokmayacağını, ne Irak’ta ne de Suriye’de askerlerinin çarpışmaya gireceğini ısrarla söylüyor. Obama, IŞİD ile savaşan Esad ile yanı cephede görünüp ittifak yapar duruma düşmemekle ısrarlı ve Suriye’de IŞİD’in zayıflatılmasının, Esad’ı güçlendirip ılımlı muhalifleri daha da ezmesine yol açacağının farkında.
Obama’nın ülkeye askerini konuşlandırmaktan kaçındığı diğer noktalardan biri de şüphesiz Suriye’ye birlik göndermesi halinde rejim güçleriyle de savaşa tutuşma ihtimali. Siyasi bir anlaşmaya varılmadan Esad’ın yönetimden uzaklaştırılmasının ülkedeki kurumların da Libya ve Irak’ta görüldüğü gibi çökeceğini düşünen Obama, eylül ayında IŞİD’e yönelik stratejilerini açıklarken, Esad rejimine ilişkin bir planlamaya açıklık getirmemişti.
ORDU UYGULANAN SURİYE POLİTİKASINDAN RAHATSIZ
Merkezi Washington’da bulunan Ortadoğu Enstitüsü Uzmanı Greg Myre, Hagel’ın düşüncelerine katıldığını belirterek Obama yönetiminin Esad’a yönelik stratejisinin net olmadığını söyledi. Myre, “Hagel’ın dediği aslında bu zamana kadar birçok insanın gerçekten sorduğu bir şeydi” dedi.
PENTAGON DA OBAMA'YA KIZGIN
Yönetimin Suriye’de sadece siyasi çözüm için Esad’ın gitmesi gerektiğini söylemekle yetinmesinden, rejime yönelik bir stratejinin belirlenmemesinden artık ABD Savunma Bakanlığı Pentagon da rahatsız. ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’in, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice’a iki sayfalık keskin bir eleştiri yazısı göndererek, Esad’a yönelik niyetine açıklık getirmemesi nedeniyle, yönetimin Suriye politikasının çökme tehlikesi içinde olduğu uyarısında bulunduğu, önceki hafta ABD medyasında geniş yer edinmişti.
TÜRKİYE'YE 2.GÖÇ DALGASI KAPIDA...
Suriye’nin en büyük kenti Halep’te Esad rejimi, muhaliflerin dışarı ile tek bağlantı hattı olan 4 kilometrelik dar koridoru da kapatıp kenti tamamen kuşatmak üzere. Al Jazeera’nın haberine göre rejim bu koridoru kapatmayı başarırsa Kobani’den sonra Halep-Kilis hattından Türkiye’ye ikinci büyük bir göç dalgası olabilir. Rejim Leyramon-Handerat arasındaki 4 kilometrelik koridoru kapatırsa Halep tamamen kuşatılmış olacak. Rejim ordusu, Suriyeli muhaliflerin Halep’in merkeziyle bağlantı noktasında yer alan Handerat’a saldırıyor. Handerat düşerse Halep rejim tarafından dört bir yandan tamamen kuşatma altına alınmış olacak ve kentin içinde kalan muhaliflerin dışarı ile bağlantısı kopacak.
2013 yılında Hama yönünde başlattığı saldırı ile Hanasır bölgesini kontrolü altına alan Esad ordusu daha sonra Suriye’nin en büyük askeri üslerinden biri olan Sifira’yı muhaliflerden geri aldı ve Tel Aran, Halep Havalimanı, Nekkarin, Şeyh Yusuf, Şey Neccar ve organize sanayi bölgelerinde ilerleyişini sürdürdü. Bölgenin Esad güçlerinin eline geçmesi durumunda muhaliflerin geçiş güvenliği tamamen ortadan kalkacak. Halep’ten başlayıp Kilis’e uzanan 80 kilometrelik hat aynı zamanda muhaliflerin Türkiye ile tek bağlantı noktasını oluşturuyor ve bu hat boyunca yayılan bölgelerde hala büyük bir nüfus yaşıyor. Halep’in tamamen rejimin kontrolüne geçmesi bir yandan muhalifleri Türkiye sınırına doğru çekilmek zorunda bırakacak bir yandan ise Türkiye’ye doğru büyük bir göç dalgasının yaşanmasına neden olacak.