AKİT MENÜ

Dünya

''Erkek, kadın, çocuk herkesi öldürdük''

Musul'da Bağdat hükümeti güçleri ve Şii milislerin sivillere yönelik katliamının boyutları gün geçtikçe aydınlanıyor.

Irak askeri, bulunduğu odadan Dicle Nehri kıyısındaki enkazı seyrediyor ve sessizce fısıldıyor:

"Onların hepsini öldürdük. DEAŞ'çiler, erkekler, kadınlar, çocuklar... Herkesi öldürdük."

DEAŞ'in şehirdeki son noktası olan bu bölge, savaşın oldukça korkunç günlerine şahitlik etti. Bir zamanların parlak, tarihi bir merkez olan Musul'da şimdi dört bir tarafta kırık taşlar ve enkazın içerisine gömülmüş yüzlerce ceset bulunuyor. 50 dereceyi aşan sıcaklıkta, doğrudan güneşin altındaki cesetler bölgedeki manzarayı daha da dayanılmaz hale sokuyor.

Nihai saldırının geride bıraktığı enkaz ve cesetler halen Musul'da olduğu gibi duruyor.

Geçtiğimiz hafta boyunca bölgede faaliyete geçen iş makinaları ve buldozerler, enkazlar üzerinde gidip gelirken enkaz altındaki cesetleri da paramparça ederek moloz yığınlarıyla karıştırıyor. Yıkıntılar arasında cesetlerden artakalan el, ayak, kafa gibi parçalar görülebiliyor. Cesetlerden "kurtulmayı" amaçlayan bu hamle de başarılı olabilmiş değil.

Bağdat hükümeti ordusundan bir binbaşı şunları ifade ediyor:

"Cesetler arasında oldukça fazla sivil var. Şehrin özgürleştirildiği ilan edildikten sonra, hareket eden her şeyi öldürme emri verildi. Bu yapılacak doğru şey değildi. DEAŞ savaşçılarının çoğu teslim oldu. Kendilerini teslim ettiler ve biz de onları öldürdük."

Pazartesi günü birkaç gazeteci Musul'da boğazından bir iple bağlanmış vaziyette sürüklenen bir tutukluya şahit oldu. Şehrin sokaklarında sürüklenen ve DEAŞ mensubu olduğu iddia edilen adamı çeken gazeteciler bölgeden çıkarıldı ve hafıza kartlarına el konuldu.


Binbaşı sözlerine şöyle devam etti:

"Artık burada yasa yok. Her gün DEAŞ ile aynı şeyi yaptığımı​zı görüyorum. İnsanlar susuzluktan ölüyor vaziyette oldukları için nehre iniyorlar ve onlara ateş açarak öldürüyoruz."

Nehir kenarında birçok ceset sıralanmış durumda. Hava saldırılarında, çatışmalarda, yahut açlıktan-susuzluktan ölen, infaz edilen, nehirde boğulanların cesetlerinden, bir kısmının çocuk olduğu anlaşılıyor.

Eski Şehre yönelik hava saldırıları da aralıklarla sürüyor. Neşeli müzikler çalan Bağdat hükümeti askerleri, nehirde yüzerek bölgeden kaçmaya çalışan çaresiz insanları bombalıyor. Yıkıntıların ve ceset parçalarının üzerine bayraklarla poz veren askerler dikkat çekiyor. Bu askerler enkazları silah ve mühimmat, belki de maddi değeri olan bir şeyler bulma düşüncesiyle karıştırıyor.

Bölgede canlı kalan bazı DEAŞ teröristleri, ayakta kalmış bazı binaların ve genellikle enkazların altından askerlerle çatışmayı sürdürüyor. Bazen ateş açmak, bazen ise el bombaları fırlatmak suretiyle gerçekleşen saldırılarda ölen ve yaralanan Bağdat hükümeti askerleri bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde bir asker, öldüğünü düşündüğü bir DEAŞ teröristleri, yaklaştığı esnada, ceset sandığı kişi tarafından tabanca ile vurularak öldürüldü.

Enkazların altında halen canlı olan insanların bulunduğu da ifade ediliyor. Bunlar arasında Iraklı ve yabancı DEAŞ teröristlerininde bulunduğu öne sürülüyor. Bölgede bulunan tünellerde de siviller ve DEAŞ teröristleri ortaya çıkabiliyor. Şehirde henüz açığa çıkarılamamış tünellerin de bulunduğu düşünülüyor. 

SİVİL ÖLÜMLER GİZLENMEYE BAŞLADI 

Ölüm özellikle Eski Şehrin sokaklarında kol geziyor. Yollardaki cesetlerden, bölgeden kurtulabilme umuduyla yola çıkan insanların, yanlarındaki küçük çantalara kıyafetlerini ve ellerinde kalan eşyalarını aldığı görülebiliyor. Artık kararmaya yüz tutmuş cesetler ve kafa, kol, bacak gibi insan cesedi parçaları hayvanlar tarfından yeniliyor. Ölü insaların etleri, şehirdeki kedi ve köpeklere yiyecek olmuş vaziyette.

Eski şehirdeki insanların cesetlerinden, birçoğunun yakın mesafeden kafalarına ateş edilerek öldürüldüğü anlaşılıyor. Elleri ve ayakları bağlanmış olan bazı cesetlerin sokaklarda sürüklendiği anlaşılıyor. Orduya bağlı iş makinaları, kalan cesetleri parçalayarak enkaza karıştırıyor. Amaçları ise sivil kaybına dair gerçek sayının hiçbir zaman bilinememesini sağlamak.

Eski Şehir'de halen 250 ailenin olduğu düşünülüyor. Dünyanın, Musul'a yönelik saldırı başladığından beri insan hakları ihlallerine karşı sessiz tavrı, bu insanları bekleyen akıbetin de diğer sivillerden farklı olmadığını düşündürüyor. Adeta bir mezarlığa dönmüş olan Musul'un hayatta kalan son sakinlerini de işkenceyle, bombalarla, mermilerle, yahut açlık, susuzluk ve havasızlıktan ölüm bekliyor.

Mepa News

Yorumlara Git

Sadettin Saran Çağlayan Adliyesi'ne geldi

Beyaz Saray sitesinde güvenlik açığı komedisi. Trump yok yerine YouTuber verelim

"Türkiye'den hiç reşit olmayan kız getirdiniz mi?" Epstein dosyalarında dikkat çeken detaylar

Karadeniz'de sıcak saatler! Füzelerle saldırı gerçekleşti

Terör örgütü tasfiye edilirken, CHP’nin derdi Din dersi!