Hz. Fatıma Platformu tarafından her yıl İstanbul’da düzenlenen Hz. Fatıma’yı anma programının 10’uncusu 9 Kasım Pazar günü İstanbul’da düzenlendi.

Saat 13-17 arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü'ndeki Avrupa Kültür Başkenti Kongre Kültür Merkezi’nde yapılan programın sunuculuğunu Yazar-sunucu Mine İzgi Yaptı.


Kuran Tilaveti ile başlayan programın açılış konuşması Hz. Fatıma platformu kurucularından Yasemin Çoban tarafından yapıldı.

Yasemin Çoban konuşmasına katılımcılara hoş geldiniz dedikten sonra öncelikle Hz. Fatıma platformunun çalışmaları hakkında bilgi vererek başladı ve şöyle dedi:

“Hayatımızda Hz. Fatıma bize ışık oldu, bize nur oldu, bize rehber oldu. Biz Hz. Fatıma’yı hayatımıza örnek almayı farz olarak gördük.

Hz. Fatıma peygamberimizin İslam ümmetine bıraktığı bir emanettir, örnektir.

Hz. Fatıma hayattan kopuk yaşamamış, hayatın her alanında görülmüştür. Yani her yönü ile örnek olan bir şahsiyettir, O sadece kadınlara değil erkeklere de örnektir."

Yasemin Çoban, konuşmasının sonunda Ramazan Deveci’nin  Hz. Fatıma platformunun çalışmalarından etkilenerek yazdığı "Yaşayan Kuran Hz. Fatıma" kitabının onuncu yılda kendileri için güzel bir hediye olduğunu söyledi.

Yasemin Çoban’ın konuşmasından sonra Hz. Fatıma Platformunun 10 yıllık çalışmasını anlatan bir slayt gösterimi sunuldu.

Daha sonra Hz. Fatıma Platformu gençlik grubu ezgileriyle programa renk kattılar.



Ezgilerden sonra Ramazan Deveci konuşmasını yaptı. Ramazan Deveci konuşmasında şunları söyledi:

“Beni çok etkileyen, birçok şeye bakışımı değiştiren sözlerden biri Kays bin Sa’d’ın Sıffin’de Muaviye’nin asi ordusunun Amr Bin As’ın hilesi ile mızrakların uçlarına Kuran yaprakları takıp ‘Kuran aramızda hakem olsun’ hilebazlığına karşı İmam Ali’nin ordusunu uyarmak için söylediği şu sözdür:

‘Siz mızrak uçlarına takılan bu deri parçalarını  Kur’an mı zannediyorsunuz? Kuran İmam Ali’nin kendisidir. Kuran Rebeze’de yatan Ebuzer’dir’

Bu sözü öğrendikten sonra İmam Ali’nin “Ben konuşan bir Kuran’ım” sözü bende daha bir anlam kazandı.

İmam Ali’ye Hz. Fatıma’ya, İmam Hüseyin’e bakarken yaşayan, konuşan ve yürüyen Kuran’lar görmeye başladım.

İmam Ali’nin konuşan bir Kur’an olduğunu anlamayan harici kafası, yazılı metin olan Kur’an’ı da zaten hiç anlayamadı.

Hz. Fatıma platformunun çalışmaları, yaptıkları sokak röportajları benim, toplumumuzun Hz. Fatıma konusunda ne kadar cahil olduğunu göretemi sağladı.

Toplumun Hz. Fatıma konusunda cahilliğini düşünürken kendime yöneldim ve ben Hz. Fatıma’yı ne kadar tanıyorum dedim.

Doğrusu kendimin de Hz. Fatıma çok tanımadığımı fark ettim.

Ve Hz. Fatıma okumalarına başladım ve bu okumalar sonunda Hz. Fatıma hakkında yazılar yazdım ve bu yazılar bir kitaba dönüştü: Yaşayan Kuran Hz. Fatıma”

Ramazan Deveci daha sonra özgür Mesicid-i Aksa’da namaz kılmayı dileyerek konuşmasını bitirdi

Deveci’nin konuşmasının akabinde Hz. Fatıma’yı anma programlarının klasiklerinden olan sokak röportajları gösterildi.

Sokak Röportajlarından sonra Yazar Ahmet Turgut bir konuşma yaptı.



Ahmet Turgut konuşmasında; Hz. Fatıma’nın Kevser olduğunu anlatan bir konuşma yaparak şunları söyledi:

“Hz. Fatıma’yı babasının kızı, Ali’nin eşi Hüseyin’in annesi olarak anıyoruz; belki de, Fatıma’nın babası, Fatıma’nın eşi, Fatıma’nın oğlu diyerek merkeze Fatıma’yı alarak diğerlerini de anmak gerekiyor.

Hz. Fatıma Kevser’dir, Seyyide Zeyneb ise Kevserin varisidir.

Muaviye; Yezid’i yerine veliaht olarak bıraktığında, Yezid’e şöyle nasihatta bulundu: ‘Sen Hüseyin ile anlaşamazsın çünkü o Fatıma’nın oğludur.’ O, Ali’nin oğludur demedi, Fatıma’nın oğludur dedi.

Allah biz arıya vahy ettik derken, Arı ile balın ilişkisine dikkat çeker. Arının meyvesi baldır. Allah resulünün meyvesi ise Hz. Fatıma’dır.

Müşrikler Allah resulüne ebter dediler ama onu ebter yapmaya çalışmadılar. Allah resulünü ebter yapmaya Emeviler çalıştı. Ama Allah İmam Seccad’ı koruyarak Emevilere bu şansı vermedi. Çünkü Allah Hz. Fatıma’yı kevser kılmıştı.”

Ahmet Turgut’tan sonra Grub Dergâh’ın söylediği ezgilerle seyirciler duygulu anlar yaşadı.

Grub Dergâh’ın ezglerinden sonra “Fatıma’nın Seslenişi” isimli bir oyun sahnelendi. Bu oyunla Hz. Fatıma’nın mesajı net bir şekilde verilmeye çalışıldı. Oyun izleyiciler tarafından ilgi ile izlendi.

Fatıma’nın seslenişi oyunundan sonra geçen yıl yapılan çekilişle umreye gönderilen Sakine Üçyıldız hanımefendi Hz. Fatıma diyarındaki duygularını dinleyiciler ile paylaştı. Akabinde de seyircilerden iki kişiyi umreye göndermek için çekiliş yapıldı. Talihli dinleyicilerden biri kendine çıkan umre şansını yanında oturan bir arkadaşına hediye etti.


Hediye ederken İnsan suresi 7-12 ayetlerinde geçen infak olayında, Hz. Fatıma gibi kardeşini nefsine tercih etmek istediğini söyledi.

Programdan sonra Ramazan Deveci ve Ahmet Turgut kitaplarını imzaladılar.

Program sonunda, Hz. Fatıma Platformu’nca her yıl misafirlere takdim edilen kitap hediyesi bu yıl da gerçekleştirildi ve Hz. Fatıma hakkında hazırlanan kapsamlı kitap katılımcılara hediye edildi.