Kanal A'da yayınlanan, Mehmet Toprak'ın moderatörlüğünde gerçekleşen ve Gazeteci Yazar Süleyman Özışık'ın daimi konuk olduğu 'A Politik' programının bu haftaki konuğu Sabah Gazetesi Yazarı Meryem Gayberi idi.

Gayberi, Paralel Yapı ile doğrudan ilişkisi olduğunu belirttiği Ekrem Dumanlı'nın Ahmet Hakan'a verdiği röportajı değerlendirdi ve şunları söyledi:

Ekrem Dumanlı insanları aptal zannetmesin. Hem kendi gazetesinde hem de Paralel Yapı'nın medya organlarında bu insanları nasıl savunduğunu gözlerimizle gördük. Hatta sosyal medya üzerinden çok ciddi bir savunma hattı kuruldu. Hiçbir cemaate girerken belgeniz olmaz. Örneğin, İsmail Ağa Cemaati'ne girerken, 'Ben cemaattenim' diye belge mi alıyorsunuz, çıkarken belge mi veriliyor?

Cumhurbaşkanlığımızın tanımında olduğu gibi, legallik altında illegallik.

DİNİ CEMAAT HALKI İNANDIRMADI

İlişkileri olmadığını söylüyor, 'Cezası varsa çeksinler' diyor ama anasını babasını savunmayacağı kadar onları savunuyor. Amerika'dakini bir yandan Ekrem Dumanlı bir yandan Emre Uslu başka bir yandan savunuyor. Ekrem Dumanlı'nın kendisine şunu sorması lazım: "Biz hala Türkiye'de insanların dini hareket olarak algıladığı bir hareketiz. Biz çıktık dedik ki, 'Hırsız yakaladık' Dini bir Hareket olmamıza rağmen bu halkın yüzde 60'ına yakınını kendimize inandıramadık." demesi lazım.

Sen bir hareket lideri olarak inandıra inandıra toplumun yüzde 3'ünü inandırmışsın. Bir yerde yanlış yapıldığını düşünmesi lazım.  

BU EN BÜYÜK DARBEDİR

Başbakan'a, MİT Başkanı'na kelepçe takmak, Başbakan'ın oğlunu içeri almak... Bunlar nedir? Darbe değil midir? Sen seçilmiş bir hükümetin yargınla devirmeye çalışıyorsun. Bunun adı o kadar büyük bir darbedir ki...

Müslümanlar arasına fitne sokuldu. Darbe ile kalmadı. Düşünsenize, dindar cemaat hakkında 'milletin yatak odasını gözleyen, milletin mahremiyetine giren, herkesin telefonlarını dinleyen, kumpas kuran' algısı oluştu.

Mut'a nikahı diye ortaya bir şey attılar. Türkiye'de mut'a nikahını bilen kimse yok, hem mut'a nikahının reklamını hatta sempozyumunu yaptılar hem de bunlar 'mut'acı diye suçladılar.

BUNU ERDOĞAN'DAN BAŞKASI YAPAMAZDI

Dini cemaat olduğunu söyleyen bir yapı, Emniyet'teki, Yargı'daki, HSYK'daki atamalara karışıyor. Bu nasıl cemaat? Önce kendi tabanının bunu sorgulaması lazım. Kendi tabanından tepki görmesi lazım. Zaten tabandan fazlaca kopmalar oldu. Artık propagandasını küçülttü, kendi tabanına sesleniyor sadece.

'Bizim emniyetle, yargıyla işimiz yok' demesin, buna kargalar güler. 24 saat sosyal medya, televizyon ve gazetede bunu savunuyordu.

Devletin bu Paralel Yapı'yı fark edip, insanlara anlatması son derece önemliydi, bunu da Erdoğan'dan başkası yapamazdı. Çünkü Erdoğan'ın toplumu dönüştürme gücü var. Gerçekten Paralel Yapı'nın devletten temizlenmesi lazım.