KAYSERİ - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “2002’de 12 bin 305 megavat olan yenilenebilir enerji kaynaklarıyla alakalı gücümüz şu anda 28 bin megavata ulaştı. Bu çok önemli bir rakam” dedi. Yıldız, Kayseri ve Civarı Elektrik Türk AŞ’nin (KCETAŞ) ev sahipliğinde bir otelde gerçekleştirilen “Anadolu Güneşi Elektrik Üretiyor” buluşmasında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 1902 yılında enerji üretimine başladığını hatırlattı. 2002 yılında Türkiye’deki kurulu gücün 31 bin 500 megavat olduğunu, son 12 yıl içinde ise ilk yüzyılda yapılandan daha fazla, yaklaşık 34 bin 500 megavat kurulu güç eklendiğini belirten Yıldız, bunu Türkiye’nin sanayicilerinin, yatırımcılarının yaptığını vurguladı.

ÖZEL SEKTÖRÜN PAYI ARTTI

Türkiye’nin büyümesini kamu kaynakları ile birlikte değil özel sektör finansmanı ile yani uluslararası yatırımcılarla birlikte yapmaya karar verdiğine dikkati çeken Yıldız, şunları kaydetti: “Büyüme ve değişim yaşanırken tabi ki bir kısım sorunlar olacak. Bu değişimin yönetilmesiyle alakalı iki tane keseyi yerlerinden değiştiriyorsunuz. 12 yıl önce kamu sektörünün Türkiye’nin kurulu gücünden aldığı pay, özel sektör itibariyle yüzde 32’lerdeydi. Şu anda kamunun aldığı pay yüzde 32’lerde. Yani hem özel sektör kamunun yerini alıyor, hem de bununla alakalı denetleme düzenleme, bakanlığımıza bağlı ilgili ve ilişkili bütün kurumlarla beraber 28 kuruluşla bunları düzenleniyor. 2002’de 12 bin 305 megavat olan yenilenebilir enerji kaynaklarıyla alakalı gücümüz şu anda 28 bin megavata ulaştı. Bu çok önemli bir rakam. Algıyla gerçeğin farklı yerlerde olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim.”

DOĞALGAZ İTHALATI

Ekim ayının sonunda 5 bin 143 megavat kurulu gücü sisteme kazandırdıklarını anlatan Yıldız, bunların bir çırpıda sayacakları 15-20 ülkenin toplam kurulu gücü kadar olduğunu söyledi.

Türkiye’nin her yıl bir başka ülkenin kendisine katılması gibi enerji sektöründe büyüdüğünü, bunun da en önemli nedeninin siyasi istikrar olduğunu dile getiren Yıldız, şöyle devam etti:

“Myanmar’da petrol var ama aramaya giden yok. Çünkü siyasi istikrar yok. Orada bir değerin oluşmuş olması oraya yatırım yapılacağı anlamına gelmiyor. O yüzden Türkiye hem üretim kaynakları itibariyle, hem de oluşturduğu siyasi istikrarla bu günlere geldi. Rehavete kapılmadan bu yatırımlarımızı yapmaya çalışacağız. Bunları bu salonda bulunan yatırımcılarla birlikte yapacağız. İki ay önce bir pazar günü Türkiye’de tüketilen elektriğin yüzde 10,5’u rüzgârdan üretildi. Bu çok ciddi, önemli bir rakam. Geçen yıl rüzgârdan ürettiğimiz enerji sayesinde 600 milyon dolarlık daha az doğalgaz ithal ettik. Bu yıl sonu itibariyle inşallah yaklaşık 1 milyar dolar daha az doğalgaz ithal etmiş olacağız. Verdiğimiz para yıllık 11 milyar dolar. Bu çok büyük ve önemli rakam. Kuracağımız nükleer güç santralleriyle beraber bugünkü rakamla 7,2 milyar dolar daha az doğalgaz ithal edeceğiz. Yani sizlerin yapacağı her yatırımın yalnızca kendi kesenizle alakalı değil, ülkemizin ve geleceğimizin cebinden çıkacak parayla alakalı olduğunu bilmeniz lazım. O yüzden yaptığınız yatırımları değerli buluyoruz, son derece önemsiyoruz.”