AKİT MENÜ

Gündem

Çözüm sürecinde dindar Kürtler de muhatap alınmalı

UHİM Başkanı Ayhan Küçük, Çözüm Süreci’nde sadece HDP’nin değil, dindar Kürtlerin de muhatap alınması gerektiğini ifade etti. HDP’nin dışarıdan bir gözlemci şeklinde üçüncü göz talebinde bulunmasının ise süreci baltalayacağını kaydeden Küçük, “Üçüncü göz bu ülke insanıdır” dedi.

2014-12-01 12:59:47

Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM) Başkanı Ayhan Küçük Akit’e konuştu. 

Çözüm Süreci’nde sadece HDP’nin değil, dindar Kürtlerin de muhatap alınması gerektiğini ifade eden Küçük; “Süreç boyunca, yalnızca Kürtleri temsil ettiği iddiasındaki HDP’nin değil, Türkiye’nin dört bir tarafında yaşayan ve büyük çoğunluğu dindar olarak tanımlayabileceğimiz milyonlarca Kürt kökenli vatandaşımız da esas muhatap kabul edilmelidir. Aksi takdirde ciddi bir yanlışa düşülmüş olur” diye konuştu.Küçük, HDP’nin dışarıdan bir gözlemci şeklinde üçüncü göz talebinde bulunmasının da süreci baltalayacağını kaydetti. 

IŞİD bahanesiyle son bir yıldır İslamofobi’nin tehlikeli boyutlarda olduğunu ifade eden Küçük, bu konuda ise “Bugün Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanların can ve mal güvenliği tehdit altında… Müslümanlara yönelik saldırılar IŞİD sürecinden sonra hızla artıyor” dedi. 

Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM) Başkanı Ayhan Küçük, Akit’e konuştu. Ayhan Küçük ile İslamofobi’yi, çözüm sürecini, Alevi sürecini ve UHİM’in çalışmalarını konuştuk…

UHİM olarak İslamofobi ile ilgili bir çalışmanız var. Şu anda İslamofobi/İslam karşıtlığı ne boyutta, ne tür gelişmeler yaşanıyor?

Buradan bakarak tahmin edemeyeceğimiz kadar tehlikeli boyutlarda. Batı’nın fikri temellerinde İslam karşıtlığı yüzyıllardır var. Fakat yakın geçmişi konuşacak olursak, 11 Eylül’den sonra ABD ve Avrupa’da İslam karşıtlığı kendisine ciddi bir meşruiyet zemini bulmuş oldu. Bu tarihten sonra, öteden beri var olan İslamofobik söylem ve uygulamalar katlanarak devam etti. 

Ancak son bir yıldır IŞİD bahanesiyle oluşturulan algı, süreci çok daha tehlikeli bir boyuta taşıdı. “İslam=terörizm” algısı üzerinde yıllardır çalışılıyordu fakat IŞİD ile birlikte bu algı oldukça güçlendi. Batı, daha önce pek çok örneğini gördüğümüz, kendi kontrolünde gelişen, bizzat yönlendirdiği taşeron bir yapıyla, dünyanın dört bir tarafında yaşayan milyarlarca Müslüman üzerinde ciddi bir baskı aracı oluşturmuş oldu. 

Bugün ABD ve Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanlar, eğitim, barınma, ticaret, çalışma hayatı, günlük yaşam, inanç hürriyeti, siyasi temsil gibi hayatın her alanında ciddi tehditlerle karşı karşıyalar. Bugün Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanların can ve mal güvenliği tehdit altında… Hemen her gün bir kundaklama, ırkçı bir cinayet, sözlü bir taciz, bir cami saldırısı gerçekleşiyor ve bu olayların sayısı resmi rakamlara göre IŞİD sürecinden sonra hızla artıyor.

İSLAMOFOBİ’NİN SUÇ OLARAK ALGILANMAMASI İKİYÜZLÜLÜK

Antisemitizme gösterilen ilginin İslamofobi’ye gösterilmemesinin sebebi nedir?

İslam karşıtlığının böylesine güçlü bir şekilde hissedildiği ABD ve Avrupa ülkelerinde İslamofobinin bir suç olarak algılanmaması da ayrı bir soruna ve ikiyüzlülüğe işaret ediyor. Zira bugün ciddi bir pratik karşılığı olmamakla birlikte antisemitizm ciddi biçimde suç olarak kabul ediliyor ve anında müeyyideye tabi tutuluyor. 

Antisemitizm yasal alanda karşılık bulan, medya organlarınca dikkatle takip edilen, akademik alanda da hakkında ciddi çalışmalar yapılan bir alan. Fakat İslamofobi ya da İslam karşıtlığı için durum böyle değil. Yahudileri hedef alan en ufak bir ifade hemen antisemitizm kılıfıyla cezalandırılırken, İslam dinini ya da Müslümanların kutsallarını hedef alan çok daha ağır, hakarete varan söz ya da eylemler “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendiriliyor. 

Bunun son örneğini Hz. Muhammed’i hedef alan karikatür krizinde de gördük.

UHİM, ÖZELLİKLE KÜRESEL SİSTEMİ SORGULUYOR

Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi olarak ne tür faaliyetlerde bulunduğunuzu da bize anlatabilir misiniz?

UHİM 2010 yılında İstanbul’da kuruldu. Canlı yaşamını ilgilendiren her alanda gerçekleştirilen ihlallere ve bu ihlallere zemin hazırlayan yapılara karşı mücadele etmek üzere yola çıktık. Hazırladığımız raporlar, basın açıklamaları, yerinde yapılan gözlem çalışmaları, uluslararası organizasyonlarda sunduğumuz tebliğler, etkinlik ve salon toplantıları ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Özellikle küresel sistemi sorgulayarak bu sistemin yol açtığı ihlallere karşı önleyici bir güç oluşturmaya çalışıyoruz.

PAPA’NIN AÇIKLAMALARINI MANİDAR BULUYORUM

Papa Francesco, Türkiye ziyaretinde dinler arası diyaloga vurgu yaptı ve sözü IŞİD’e, köktenciliğe getirdi. Vatikan’ın bu söylemi ve duruşu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Vatikan’ın söylemlerine bakıldığında, Batı siyasetinin ciddi biçimde Vatikan’dan yönlendirildiğini görüyoruz. Örneğin geçtiğimiz sene Gezi Parkı olaylarının sürdüğü ve Türkiye’nin uluslararası kamuoyunda ciddi biçimde baskı altına alınmaya çalışıldığı günlerde, “20. yüzyılın ilk soykırımı Ermenilere yapılmıştır” şeklinde bir açıklama yaptı. 

Bu ziyaretinde de köktencilerden, IŞİD tehlikesinden, terörden bahsetti. Yani bir anlamda İslam=terörizm algısı oluşturmaya dönük politik söyleme uygun hareket etti. Vatikan’ın başta İslam karşıtlığı olmak üzere, söylem ve eylemleriyle hangi politik argümanları beslediği dikkatle incelenmelidir. Papa’nın ziyaretinin, Türkiye’nin, uluslararası kamuoyunda zor durumda bırakılmaya çalışıldığı bir zaman dilimine denk gelmesini ve Papa’nın da açıklamalarında bu alana işaret eden ifadeler kullanmasını manidar buluyorum.

3. GÖZ SÜRECİ BALTALAR

Çözüm sürecinde son günlerde “üçüncü göz” tartışması başladı. Siz bu süreci nasıl yorumluyorsunuz?

Çözüm sürecinin Kürtlerin yalnızca HDP/seküler kesimini muhatap aldığı gibi bir görüntü var. Süreç boyunca, yalnızca Kürtleri temsil ettiği iddiasındaki HDP değil, Türkiye’nin dört bir tarafında yaşayan ve büyük çoğunluğu dindar olarak tanımlayabileceğimiz milyonlarca Kürt kökenli vatandaşımız da esas muhatap kabul edilmelidir. Aksi takdirde ciddi bir yanlışa düşülmüş olur. 

HDP’nin dışarıdan bir gözlemci şeklinde üçüncü göz talebinde bulunması doğru değildir. Çünkü HDP bu talepte bulunurken, bölgede özellikle sorunları tetikleyen ABD ve İngiltere gibi Batı dünyasını işaret etmiştir. HDP’nin bu talebi dikkate alınırsa süreç baltalanır. Üçüncü göz bu ülke insanıdır. 

HDP, DİNDAR KÜRTLERE UZAK

Peki, HDP’nin çözüm sürecindeki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bundan 6-7 yıl kadar önce, o zaman DTP Milletvekili olan Emine Ayna, Kürtlerin Kurban ve Ramazan Bayramlarından vazgeçebileceklerini, fakat Nevruz’dan vazgeçemeyeceklerini söylemişti. Bugünkü HDP çizgisinin amacını bir bakıma yıllar önce Emine Ayna bu sözleriyle ifade etmişti. Bu durum, Kürt toplumunu temsil ettiği iddiasındaki HDP’nin, aslında bu kesimin inanç değerlerine ne kadar da uzak olduğunu gösteriyor.

Son günlerde aynı anlayışla HDP tarafından çarşafın tahkir edildiği bir eylem düzenlendi. Bunu nasıl görüyorsunuz?

Evet, bu da aynı anlayışın bir yansıması olarak okunabilir. Halkın, toplumun genel kabullerine, değerlerine, fikirlerine ve yaşam biçimlerine saygı duymayan yapıların toplumu temsil etme iddiası taşıması beklenemez. Bu sebeple süreçte, dini hassasiyetleriyle bilinen bölgedeki yapılar kesinlikle sürece dâhil edilmelidir.

ALEVİ SÜRECİ DIŞARIDA MALZEME YAPILIYOR

Ülkemizde son dönemde Alevilerle ilgili yaşanan süreç hakkında neler düşünüyorsunuz? 

Bu sürecin uluslararası kamuoyunda politik bir malzeme haline getirildiği görülüyor. Özellikle Almanya’nın Türkiye’yi zor durumda bırakmak için bu konuda ciddi bir çaba içerisinde olduğu çok açık. Almanya’da yaşayan milyonlarca Müslüman bulunmasına rağmen Müslüman toplumu resmi olarak tanınmıyor. Fakat Alevilere bu hak verilmiş durumda. Böylece Aleviler üzerinden Türkiye’ye karşı bir argüman geliştirilmeye çalışılıyor. Türkiye’de de Alevilerin beklentilerinin uzun yıllardır siyasi amaçlara malzeme yapıldığını görüyoruz. Son dönemde diğer pek çok özgürlük alanında olduğu gibi Alevilerle ilgili de olumlu gelişmeler yaşandı. Bu sürecin -küresel sistemin provokatif müdahalelerinden korunabilirse- kendi seyrinde olumlu biçimde devam edeceğini düşünüyorum.

Yorumlara Git

YRP’den istifa eden Gülpınar’dan Erbakan’ı kızdıracak şok sözler!

Katil İsrail son dakikayla duyurdu! Lübnan’da binlercesi imha edildi

New York Belediyesinde Filistin için oturma eylemi! İsrail operasyonlarına devam ediyor...

Güney Kore ve Çekya, nükleer enerji alanında işbirliği yapacak! Dünyaya böyle servis ettiler

Kardeş ülke Azerbaycan'da Anayasa Mahkemesi seçim sonuçlarını onayladı