AKİT MENÜ

Ekonomi

Araç sayısı artarken yakıtta tüketim sınırlı!

Türkiye’de kaçak akaryakıt sorunun devam ettiğini belirten PETDER Genel Sekreteri Niyazi İlter, trafikteki taşıt sayısının her yıl ciddi oranlarda artmasına rağmen, tüketilen akaryakıt miktarında aynı oranda artış olmamasının düşündürücü olduğunu söyledi

Türkiye’de akaryakıt sektörünün en önemli sorunu kaçak ve kayıt dışılık. Konuyla ilgili Petrol Sanayi Derneği (PETDER) Genel Sekreteri Niyazi İlter’in görüşlerini aldık. İlter, kayıt dışılığın yanında sektörün tavan fiyat uygulaması, otomasyon sistemi, kıyı tesisi işletme izinleri ve sadece ulusal markere bağlı kaçak akaryakıt sorununun da yaşandığını söyledi.

Türkiye’ye kaçak yollarla akaryakıt girişi olayını anlatan İlter, “Ülkemizde kaçak akaryakıt sorunu çok uzun yıllardır devam etmekte ve sektörümüzün öncelikli sorunları arasında yer almaktadır. Kaçak ve kayıt dışı akaryakıtın önlenmesine ilişkin başarılı önlemler uygulamaya geçirilmiş ve geçirilmektedir. Alınan önlemler neticesinde olumlu sonuçlar gözlemlenmekle birlikte, ülkemizi ekonomik açıdan etkileyen bu sorun varlığını sürdürmektedir. Boyutu ne olursa olsun, kaçak ve kayıt dışı akaryakıt var olduğu sürece bu alandaki mücadelemiz de devam edecek” dedi.

VERGİ KAYBI YÜKSEK

PETDER Genel Sekreteri Niyazi İlter soruları şöyle cevapladı:

Türkiye’nin bu yolla uğradığı vergi kaybı var mı? Varsa sizce ne kadardır?

Ülkemizde kayıt dışı ürün ve kaçakçılıkla mücadele kapsamında Hükümetimiz ve ilgili kamu kurumlarınca önemli adımlar atılmış, vergi kaybının önlenmesi için çok etkili tedbirler alınmıştır. 2013 yılında sektörümüzün sağladığı toplam dolaylı vergi gelirleri ise 60,2 milyar TL’dir. Her ne kadar kaçak ve kayıtdışı rakamları konusunda bir rakam telafuz etmek zor olsa da, bu rakam, kayıt dışı bir akaryakıt piyasasının oluşturabileceği kayıp hakkında da fikir vermektedir. Yüzde 1’lik bir kaçak/kayıt dışı oranı dahi, ülkemizde 600 milyon TL vergi kaybına yol açacaktır.

10 NUMARA YAĞ SORUNU

Trafikteki taşıt sayısı her yıl ciddi oranlarda artmasına rağmen, tüketilen akaryakıt miktarının benzer oranlarda artmamasını nasıl açıklıyorsunuz?

Tüketilen akaryakıt miktarının trafikteki taşıt sayısına paralel olarak artmamasının birkaç nedeni bulunmaktadır. Bunların ilki, gelişen teknolojilerle birlikte taşıtlarda akaryakıt tüketimi verimliliğinin de artmasıdır. Oto LPG kullanımının yaygınlaşması ise bir diğer nedendir. Son olarak, motorine alternatif olarak kullanılan 10 numara yağ gibi kaçak ve kayıt dışı ürünlerin kullanımı gelmektedir. Bu noktada, denetimsiz içerik ihtiva eden ve teknik özellikleri bilinmeyen yakıtların son derece tehlikeli olduğunu da hatırlatmak isteriz. Bu tür ürünler araçta kullanıldığı zaman motorlara zarar vermekte, çekiş gücünü zayıflatmakta ve araç motorunun ömrünü kısaltmaktadır. Hepsinden önemlisi, bu zararlar kazalara ve can kayıplarına neden olabilmektedir.

DENİZDE SUİİSTİMAL

Deniz taşıtlarında kullanılmak üzere teslim alınan yakıtların illegal olarak piyasaya sürülmesinin haksız kazanca ve haksız rekabete sebebiyet verdiği konusundaki düşünceniz denir?

Yapılan yasal düzenlemelerle birlikte, özel tüketim vergisi sıfıra indirilmiş deniz yakıtı teslimleri ve teslim sonrası yakıt kullanıcılarının faaliyetleri Gelir İdaresi tarafından mercek altına alınmış ve elektronik ortamda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile birlikte hazırlanan tedbirlerle birçok otokontrol mekanizması oluşturulmuştur. Dağıtıcıların ÖTV’si sıfırlanmış deniz yakıtı teslimlerinin üç yılda bir vergi incelemesine tabi tutulması zorunlu tutulmuştur. Bu denetimlerle, denizcilik faaliyetlerinin geliştirilmesine katkı sağlanmasının amaçlayan ÖTV’si sıfırlanmış yakıt uygulamasında suiistimallerin yaşanmaması ve dolayısıyla vergi kaybının da oluşmaması hedeflenmektedir.

 

 

VERGİ ORANLARI DÜŞÜRÜLMELİ

İstasyonlarda otomasyon sistemi kurularak kaçak satışların önüne geçilmesine rağmen akaryakıttaki vergilerin hâlâ yüksek oranlarda tutulmasını neye bağlıyorsunuz?

Sektörün kayıtlı oyuncularının kaçak ve kayıt dışı faaliyetlerle mücadelesi ve bunun önlenmesine yönelik olarak geçmişten günümüze kamu kurumlarıyla ortak birçok çalışması olmuştur. PETDER olarak bu konudaki tüm faaliyetleri destekledik ve desteklemeye de devam edeceğiz.

Akaryakıt ürünlerindeki yüksek vergiler ise ülkemiz ekonomisinin bir gerçeği olarak hükümetimizin bir tasarrufudur. Uzun vadede vergilerde sağlanacak indirimlerin, kaçakçılığın tamamıyla önlenmesi açısından önemli olacağı düşünülmektedir.

SEKTÖRÜN KARA DELİĞİ

Akaryakıt sektörünün kara deliği olarak bilinen 10 numara yağ sorununun önüne geçmek için ne tür önerilerde bulunuyorsunuz?

Hükümetimiz kayıt dışı ürün ve kaçakçılıkla mücadelede kararlı ve özenli adımlar atmaktadır. 11 Nisan 2013 tarihli ve 28615 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı “Gümrük Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile getirilen düzenlemeler, otomasyon sistemi, ulusal marker uygulaması ve kaçak akaryakıtla mücadeleye ilişkin uygulamalar sektörü yakından ilgilendiren ve etkileyen önemli gündem maddeleridir.

ÖNLEMLER SIKILAŞTIRILMALI

Ekim 2012’de Yargıtay tarafından verilen emsal bir karar ile 10 numara yağ satan kadar kullananın da sorumlu olduğu karara bağlanmış ve büyük bir boşluk ortadan kaldırılmıştır. Bununla birlikte, kaçak akaryakıt faaliyetleri sektörün önemli sorunları arasında önde gelmeye ve vergi kaybı oluşturmaya devam etmektedir. Atılan önemli adımlara ve sektörümüzce bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilen büyük yatırımlara rağmen, önlemlerin geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

PETDER OLARAK UYARIYORUZ

Kaçak akaryakıtla mücadele yöntemi olarak uygulamada bulunan ulusal marker ve otomasyon sisteminin geliştirilmesi ve daha verimli sonuçlar alınabilmesi amacıyla, PETDER olarak ilgili kamu kuruluşlarıyla görüşme ve çalışmalarımız sürmektedir. Bunun yanın sıra, satın alınan kaçak akaryakıtın gerek araçlar üzerindeki olumsuz etkileri gerekse insan sağlığına tehlikeleri konusunda tüketicilerin de daha fazla bilgi sahibi olması gerektiğine inanıyor, her fırsatta bu tehlikeleri hatırlatıyoruz.

Sektör açısından özellikle Maliye, Gümrük ve Ticaret, Enerji Bakanlıkları ve EPDK arasında elektronik bir izleme ve takip sistemi kurulmasında büyük faydalar olacak. Eş güdüm ve takip gerektiren hususlarda teknolojide dahil iyileştirmelerin faydalı sonuçlar vereceğine inanıyorum.(SON)

Yorumlara Git

Öldüren akım! 100 bin TL'ye 'Sarı serum' çılgınlığı

Türk savaş uçakları havalandı! Milli Savunma Bakanlığı: 3 terörist etkisiz hale getirildi

Asla göz ardı edilmemeli! Bu 9 semptomu yaşayanların çok dikkat etmesi gerekiyor

Türkiye'den büyük başarı! Her 4 paketten birisinde Türk üreticilerin imzası var

5 yıl erken emekli olacaklar! O meslekte çalışanlar gün sayıyor