Halihazırda 4.57 TL civarındaki 1 litre benzinin yaklaşık 3 TL’si vergi (ÖTV ve KDV). 1 litre benzinin yüzde 60’ı ülkemizde vergi. Yani 100 liralık aracına yakıt alan biri 60 lirasını vergi olarak ödüyor. Vergi motorinde yüzde 50 ve LPG’de ise yüzde 43 nispetinde. Türkiye’de akaryakıt fiyatlarını Maliye Bakanlığı’nın belirlediğini söylemek abartılı olmaz. Pompa fiyatlarını ağırlıklı olarak vergiler belirliyor.

EPDK’NIN CEZA SOPASI ELİNDE

Halen sektör 5307 sayılı LPG Piyasası Kanunu ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ile yönetiliyor. Enerji Piyasası Denetleme Kurumu, 2013 yılının son günlerinde iki ana başlıkta şirketlere ceza kesti. Bunlardan ilki istasyonlarda otomasyon, diğeri de teknik kriterlere uymayan LPG idi. Akaryakıt ve LPG sektörüne kesilen bu cezalara Enerji Bakanlığı’nın, affı da kapsayan yeni bir ‘Akaryakıt Piyasası Kanunu Tasarısı’ hazırladığı biliniyor.

EPDK’nın ceza başta olmak üzere uygulamalarına bağışıklık kazanan akaryakıt sektörü yöneticileri durumu, ‘Tavşana kaç, tazıya tut’ deyimiyle açıklıyor. Sektörün saygın bir ismi cezalar sürecinde kendilerini ifade etmek üzere bürokratlarla konuştuklarını, kendilerinden haklıyı, haksızı aramadan ses çıkartmamaları yaklaşımı beklendiğini ifade ediyor.

LPG koku testi birkaç kişinin burnuna emanet

• EPDK’nın yaptığı teknik kriter kapsamında LPG’ye uygulanan koku testi ve buna bağlı düzenlenen raporlar, sektör uzmanlarının değerlendirmelerine göre muğlak ölçümlere dayanıyor. Test yapan kişinin burnunun koku algılama eşiğine göre rapor düzenleniyor. Yakıtın kalite, performans ve miktarına hiçbir etkisi olmayan bu kriterden dolayı depolama ve dağıtım şirketleri inanılmaz cezalara maruz kalıyor.

LPG tüketimi yerinde sayıyor

Türkiye’de her yıl 350 bin aracın LPG dönüşümü yaptırdığı ve 3 milyon 500 bin aracın halen LPG’li olduğu düşünüldüğünde mevcut otogaz satış miktarı üzerinde kayıtdışılığın olduğu tahmin ediliyor.  

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB), LPG Meclisi Sektör Raporunda yer alan LPG satış grafiğine bakıldığında geride kalan 10 yıldan daha fazla bir sürede yıllık satış miktarının (milyon ton) değişmediği görülüyor.

LPG’NİN 10 NUMARASI AEROSOL

Akaryakıtı vuran 10 numara yağ sorununa benzer bir sorunun, ÖTV’si olmayan ve kozmetik sektöründe kullanılan aerosol gazının kaçak olarak LPG’ye karıştırılmasıyla yaşandığı vurgulanıyor.

 Uzman gözüyle akaryakıt sektörü

SANAKTEKİN: Tüketici, markasına güvenmek istiyor

• İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Özlem H. Sanaktekin’in 15.Ulusal Pazarlama Kongresi’nde sunduğu “akaryakıt sektöründe tüketici güveni oluşum kriterleri’ başlıklı çalışmada özetle güven, belirsizlik ve yüksek risk algısı olan durumlarda tüketici davranışlarının etkileneceği belirtiliyor. Akaryakıt sektöründe satınalmayı belirleyen güvenin genel olarak markaya olan inancı, belirsizliğin ise alınan ürünün tüketici algısındaki ölçülemez durumu ve riski de ödenen yüksek ücretle tanımlamak mümkün. Yine araştırma sonuçları akaryakıt endüstrisinde tüketici güveni oluşumunda bütünlük ve itimat kriterlerinin çok önemli olduğunu da ortaya çıkarmış. Türkiye akaryakıt sektörünün tüketici gözündeki en büyük probleminin güven unsuru olduğu söylenebilir. Bu bakımdan tüketicinin ürün alırken doğal bir tercihe gittiği tespiti doğrudur.

TAGBİS: Bayi kârlılığı yok

• Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası’nın (TABGİS), EPDK’ya sunduğu sektör raporu akaryakıt bayileriyle ilgili çarpıcı veriler barındırıyor. Bayi karlılığında temel gösterge olan istasyon yakıt satış ortalaması Fransa, Almanya, İngiltere, ve İspanya’da günlük ortalama 10 bin litre üstünde, İtalya 5 bin litrenin üzerinde, Yunanistan ise 3 bin civarında. Bu şu anlama geliyor ki; sektörün temel dinamiği bayiler bu ülkelerde kârlı satışlarıyla uzun yıllar bu varlıklarını sürdürebilirken maalesef ülkemizde 14 bine yaklaşan akaryakıt istasyonu ortalama 2 bin litrelik günlük satışıyla zorla ayakta kalabiliyor.  

Günlük 6 bin litre benzin ve motorin satışı olan bir akaryakıt bayisinin büyük hacimli giderlerini ürün maliyeti, elektrik, personel maaşı, sigorta, kampanyalı satışlara katılım, nakliye oluşturuyor. Bugünün rakamlarıyla gelir ve giderleri karşılaştırıldığında ise zarar ettiği görülüyor. Kısacası namuslu satıcı her zaman mağdur durumundadır.