AKİT MENÜ

Gündem

Gezi olayları 28 Şubat’ın devamı

Gezi Parkı eylemlerini akit’e değerlendiren ORSAM Başkanı Hasan Kanbolat, eylemlerin 28 Şubat’ın devamı niteliğinde olduğunu söyledi. Kanbolat, Susurluk olayı sonrasında da bugünkü eylemlerin benzerlerinin sergilendiğini belirtti.

2013-06-22 20:22:43

RAMAZAN ALKAN / ANKARA
Türkiye’nin siyaset tarihini derinden etkileyen Gezi Parkı olayları şu sıralar ilk günlerdeki gibi medyada yer bulamasa da daha uzun yıllar konuşulacağa benziyor. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Başkanı Hasan Kanbolat ile Gezi Parkı eylemlerini konuştuk. Eylemlerin Türkiye için önemini, bize neler gösterdiğini ve bizden neler çaldığını, eylemlere dışarıdan ne tür müdahalelerin olduğunu en ince ayrıntısına kadar irdeledik. İşte o röportaj:
GLOBALİZMİN SİVİL HAREKETİ
-Gezi Parkı eylemlerinde occuyp ve otpor gibi gruplar vardı. Bunların eylemlere etkisi ne oldu?
Gezi Parkı’nın anlayabilmek için dünyadaki occuyp hareketini anlamamız lazım. Bunun anlamı işgal et. Occuyp Amerika’da doğmuş sivil bir hareket. Bunu Amerika istihbaratı ya da derin devleti mi ortaya çıkardı bunu bilmiyorum. Uzun zaman çeşitli şehirlerde çevre hareketi ve yolsuzluklara karşı çıkarak varlığını sürdürdü occuyp. Mobil bir hareket. Kendileri sivil toplum kuruluşu olmayı reddediyor. Bir dernek, parti olmadıklarını söylüyorlar. Sosyal medyada örgütleniyor. Occuyp hareketinin lideri yoktur, yönetim kurulu yoktur, tabelası yoktur. Fakat belirli bir misyon çiziliyorlar ve o misyon üzerinden faaliyetlerini sürdürüyorlar. Geçen yıl Berlin’de Taksim gibi bir parkta ‘occuypberlin’ başlatıldı. Orada da çadırlar kuruldu, günlerce gençler parkta yattı kalktı. Orada eylem başladığında Alman yetkililer bunun bir occuyp hareketi olduğunu gördü ve buna göre uygulama gerçekleştirdiler. Hükümet bu hareketi park içinde tuttu ve müdahale etmedi. Oradaki gençler bir yıl orada kaldılar daha sonrada çadırlarını söküp gittiler. Benzer eylemler ‘occuyplondra’ diye İngiltere’de oldu, İspanya’da Portekiz’de de oldu. Bu aslında örgütlü bir yapı. Bu yapının benzerleri Avrupa sınırları içerisinde de çıktı. Sırbistan’da otpor hareketi bunların en tanınmışı. Bunlar da dünyada çeşitli eylemlere katıldılar. Mesela Kırgızistan’da kel-kel (gel-gel) diye bir hareket meydana getirdiler. Ukrayna’da turuncu devrimi yaptılar, Gürcistan’da gül devrimini yaptılar ve başarılı oldular. Buna, sosyal medyanın en önemli araç olarak kullanılarak globalizmin sivil hareketi diyebiliriz.
GEZİ ‘GEÇMİŞ’İN DEVAMI
-Eylemlerden yola çıkarak çıkan olaylar size neyi hatırlatıyor?
Gezi Parkı eylemlerinde kullanılan retorikle geçmiş yıllarda yine hükümet karşıtı olaylarda kullanılan retoriklerin çok benzer olduğunu görüyoruz. Örneğin, Susurluk Olayı sonrasında Refah-Yol hükümetini devirmeye yönelik, “Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” eylemleri. 28 Şubat döneminde ışık açıp-kapama eylemleri, tencere tava çalma eylemleri, bunlar şimdi Gezi’de kullanılıyor. Bunun arkasından 2007’de Cumhuriyet mitingleri geldi. Şimdi de Gezi Parkı eylemleri. Buralarda kullanılan dil ve argüman benzerliği var. Eğer Gezi’ye bu dizinin devamı olarak bakabilirsek resmi daha ne görebiliriz.
-Başbakan’ın ve Ak Parti’nin 10 yıllık görüntüsü eylemlere ne gibi etki yaptı?
Başbakan Erdoğan’ın Avrupa’ya olan sert çıkışları, yine Filistin’e sahip çıkması, öte yandan Dışişleri Bakanı’nın Osmanlı’nın çekildiği topraklarda sürekli diplomasi trafiği yapması, birilerini ve lobileri rahatsız etti. Onlar Türkiye’yi avuçlarının içinde isterlerken, Türkiye kabına sığamaz oldu. Dünya barışından söz etmemiz, zulmü durduracak gibi davranmamız birilerinin hoşuna gitmedi. Dünya şartlarında bunlar normal şeyler, bizi seven de olacak dost olan da. Biz burada ne yapıyoruz önemli olan o. Biz çalışmamıza devam edeceğiz.
EYLEMCİLERE TEPKİ
-Destek veren ülkeler için Türkiye’nin önemi ne?
Şimdi Türkiye’nin dost ülkeleri Gezi Parkı eylemlerinde oynanan oyunun farkındalar. Onlar biliyorlar ki Türkiye gelişirse kendileri de gelişecek, Türkiye büyürse onunla birlikte kendileri de büyücek. Bu durumun tersinin de kendileri için geçerli olduğunun farkındalar. Bu coğrafyada başı sıkışan herkesin yardımcısı her daim Türkiye oldu. Doğal afetlerde bölge insanının yardımına her zaman ilk Türk insanı koştu.
-Gezi Parkı eksenli eylemler, Türk baharı olarak adlandırılabilir mi?
Olayları Türk baharı olarak görmek isteyenler var. Biz de 1877’den itibaren demokrasi var. Biz o zaman sandığı sadece İstanbul’a koymadık, Yemen’e kadar sandık koyuldu ve halk seçimini yaptı. Bu konuda dünya da hiçbir millet bizimle boy ölçüşemez. Ancak bizim demokrasimiz askeri darbelerle kesintiye uğratıldı. Gezi eylemlerini Türk baharına benzetmek Türkiye’yi anlamamak olur.
-Dış güçler istediklerini aldılar mı?
Tam anlamıyla alamadılar. Ama bizi biraz hırpaladılar. Yükselme aşamasında bizi yavaşlattılar, bu yıl turizm gelirlerinde biraz kayba uğrayacağız gibi gözüküyor. On yıldır minim minim meydana getirilmiş binada hasarlar meydana geldi, ancak bunlar kalıcı hasarlar değil ve bir an önce onarılarak yola devam edilmesi gerekiyor.
-Devlet ve hükümet bundan sonra ne yapmalı?
Gezi Parkı’nın bizi güçlendireceğine inanıyorum. Türkiye Gezi Parkı eylemlerini fırsata çevirmeli. Risk ve fırsat ikizdir. Şu andan itibaren hükümet ve devlet riski nasıl fırsata çevirebiliriz bunun çalışmalarını yapması gerekiyor. Gelecek planları buna göre yeniden yapılmalı. Bizim eğitim politikamızı yenilememiz gerekiyor. Böyle afilli bölümler açacağımıza gençlerimizin iş bulabileceği fakülteler açmamız gerekiyor. Gençlerimizi elaman açığı olan sektörlere yönelik eğitmemiz gerekiyor. Osmanlı ve Selçuklu Devleti’nin yayıldığı alanlar bizim ana alanlarımızdır. Bu topraklardaki halklarla ne kadar yakın olursak aramızdaki hukuksal psikolojik bariyerleri kaldırırsak Gezi Parkı’na olan direncimiz de o kadar artar.
 

Yorumlara Git

Avrupa heveslilerine gelsin! Türkiye’de tedavi olan gurbetçi şaşkına döndü

Avrupa Birliği’nin adaleti böyle olur! El koyduğu paranın faiziyle yardım

Kredi kartı borcu olanlar dikkat! Yeni düzenleme geliyor

Sırtüstü yatmanın zararına inanamayacaksınız!

Narin’in arkadaşları susturuldu mu? Bakanlık köye özel ekip gönderdi