HÜSEYİN KULAOĞLU/İSTANBUL -  “Kur’an ve Adil Toplum” konulu panel, Yüksel Yılmaz’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Asım Şensaltık’ın oturum başkanlığı yaptığı panelde, İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı (İLKAV) Genel Başkanı Mehmet Pamak ve gazeteci yazar Hamza Er konuşmacı olarak katıldı.
Kalemder İstişare Kurulu Başkanı Ahmed Kalkan açılış konuşması gerçekleştirdi. Ahmet Kalkan, Taksim Gezi Parkı’ndaki işgale değinerek, “İşgal sadece 15 günlük Taksim işgali ile bitmiyor. Evlerimiz, sokaklarımız, gönüllerimiz, zihinlerimiz hemen her şeyimiz işgal altındadır. Kur’an’ı yaşamadığımızın cezasını çekiyoruz. Bireysel sosyal hukuki her alanda yaşamamamız dünyada bile ağır ceza kesiyor. Bütün problemlerin başında Kur’an’ı hayata geçirmediğimiz, hakim kılmadığımız esası yatıyor” dedi.
Gazeteci yazar Hamza Er, “Kur’an’a göre Tevhid ve Adalet” konulu bir konuşma gerçekleştirdi. Şirkin en büyük zulüm olduğunu ifade eden Er, “Tevhid nasıl ki adalet ise Allah’a şirk koşmanın sevgi, muhabbet ve kabul edilebilir olması insanın doğasına, tabiatına aykırıdır ve işte bu zulümdür” dedi. Er, Tevhid’in olmadığı yerde adaletin de olamayacağını, adaletin olmadığı yerde de tevhidin olmadığını ifade etti.
 “AHMAK ADAM”
İLKAV Genel Başkanı Mehmet Pamak “Kur’an’sız Adalet Arayışları ve Güncel Yansımaları” konulu bir konuşma gerçekleştirdi. İhsan Eliaçık’ı ismini vermeden abdestli sosyalist diye eleştiren Mehmet Pamak, “Ahmaklar peşinden sürüklenip, Gezi Parkı’na gidip, gayrimüslimlerle beraber Cuma namazını kılıyorlar” şeklinde konuştu. Pamak, İhsan Eliaçık ile ilgili sözlerinin devamında şunları söyledi: “(Adalet devleti, resmi dini olmayan saf adalete dayanan devlettir) diyor, dinsiz adalet nasıl olacak? Sen orada hangi devleti kurarsan kur, bir adalet uygulayacaksan o adalet ve hukuka dayanır. O hukukun referansı, kaynağı neyse ilahı da odur. Ahmak sen nasıl böyle bir şey söyleyebilirsin. Müslüman solcuların üstadı, ‘Kur’an, toplumu alttakiler ve üsttekiler diye sınıflandırır’ diyor. Allah’tan kork. Kur’an’da böyle bir sınıflandırma var mı? ‘Bu ayrımda ise temel saik din ve itikat değil, mülk ile kurduğu ilişkidir’ diyor. Bu kadar tahrifat ve ifsad Kur’an adına ifade ediliyor. Soruyorum; ‘Peki mülk sahibi olan Hz. Ebubekir ile kendisinin mülkü olmadığı gibi kendisi mülk olan, köle olan Bilal-i Habeşi’yi kardeş yapan neydi? Bunlar nasıl oluyor da kardeş oluyor? İşte bu tevhid akidesi onları kardeşleştiriyor ve ondan sonra da o mülk sahibi olan kişi, mülkün Allah’a ait olduğunu, tasarruf yetkisinin kendisine verildiğinin bilinciyle infak etme sorumluluğunu hatırlayarak, o mülkünü o kardeşini kölelikten kurtarmak için sarf ediyor. İşte önemli olan burasıdır.”