HASAN ÖNAL / TBMM BÜROSU - Ziyaret sonrasında sadece Hollanda’da basit gerekçelerle 18 bin çocuğun ailesinden koparıldığı ortaya çıkarken, bunlardan 671’inin Türkiye doğumlu ailelerin çocukları olduğu belirlendi. Hollanda vatandaşı olan Türklerle birlikte bu sayının daha da artacağına vurgu yapılırken, Avrupa’daki Türklere de yaşadıkları sorunlarla ilgili dernek kurup mücadele etmeleri istendi.
YURTLARIN DURUMLARI HİÇ İÇ AÇICI DEĞİL
Ziyaretle ilgili açıklamalarda bulunan TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Üstün, İzmir Milletvekili Hamza Dağ, İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve Ankara Milletvekili Mustafa Erdem’den oluşan heyetle Belçika ve Hollanda’da İslamofobia, yabancı düşmanlığı, cezaevlerinin genel durumu, cezaevlerindeki Türklerin sorunları, koruyucu aile sistemi üzerine görüşmeler yaptıklarını vurguladı. Hollanda genelinde ailelerinden alınan çocuk sayısının 18 bin olduğunu öğrendiklerini söyleyen Üstün, “Bunlardan 671’i Türkiye doğumlu ailelerin çocukları. Hollanda vatandaşı olmuş Türklerden alınan çocuklarla birlikte bu sayının bini geçeceğini düşünüyoruz. Bu çocuklardan 167’si koruyucu aileye verilmiş, diğerleri yurtlarda kalıyor. Ama yurtların durumları da hiç iç açıcı değil” dedi.
UYUŞTURUCU VE FUHUŞ BATAĞINA DÜŞÜYORLAR
Hollanda’da obeziteden, derslerde esnediği ve okula geç geldiği gibi nedenlerle ailelerinden alınan çocuklar bulunduğunu hatırlatan Üstün, bu çocukların Türkiye kökenli ailelere verilmesini istediklerini kaydetti. Yurtlarda kalan çocukların uyuşturucu ve fuhuş batağına düştüklerini belirten Üstün, “Koruyucu ailelerin yanı sıra yurtlarda da çok büyük sorunlar var. Ailesinden alınan ve yurtlarda kalan bir genç kızımız, bir yılın ardından fuhuş, uyuşturucu gibi büyük gailelerden sonra ailesi tarafından 400 km uzaklıkta bir hastanenin yoğun bakımında bulunuyor. Çok acı bir tablo” dedi. Hollanda’da eşcinsel aileye verilen Yunus’un kardeşinin ailesine iade edildiğini hatırlatan Üstün, mahkemenin verdiği farklı bir karar nedeniyle Yunus’un iadesinin hâlâ gerçekleşmediğini kaydetti. Türklerden koruyucu aile olmak isteyenlerin sayısının giderek arttığını aktaran Üstün, artık Türk çocukların Türk ailelere verildiğini kaydetti. Belçika’nın koruyucu aile konusunda iyi durumda olduğunun altını çizen Üstün, “Önce aileye destek veriyorlar, olmazsa çocuğu alıp bir yakınının yanına yerleştiriyorlar. İşbirliğine açıklar, koruyucu aile bulunmasını istiyorlar” dedi.
AVRUPA’DA IRKÇILIK HASTALIĞI HÂLÂ YAYGIN
Avrupa’da ırkçılık hastalığının hala yaygın olduğunu belirten Üstün, “Belçika’da okullar arasında siyah-beyaz ayrımı olduğunu gördük. İşe birini alırken Belçikalı beyaz olmasına dikkat ediyorlar. Bu konuda ırkçılığı ölçmek için bir dernek tarafından çalışma yapılıyor. 10 siyahi tiyatrocu, iş arayanların istediklerine göre cv hazırlayıp bazı yerlere iş başvurusunda bulunuyor. Siyah tenli oldukları için basit gerekçelerle işe alınmıyorlar” dedi. Milliyetçi partilerin Avrupa’da yükselişinin sürdüğünü hatırlatan Üstün, bu oranın yüzde 20 bandına yaklaştığı için artık tüm partilerin milliyetçilerden oy almak adına söylemlerini marjinalleştirdiklerini vurgu yaptı.
ARTIK OLAYLARIN TAKİPÇİSİ
OLDUĞUMUZU BİLİYORLAR
Belçika’da cezaevlerinin yüzde 60’ının yabancılardan oluştuğunu söyleyen Üstün, “Cezaevleri çok eski ve kapasitesinin üzerinde mahkûm var. Bu nedenle Belçika bazı mahkûmlarını Hollanda’daki cezaevlerine gönderiyor. Zaten milletvekilleri cezaevlerinin yüz karası olduğu itirafında bulundu. Cezaevlerinin fiziki özellikleri kötü, Türkiye’deki cezaevlerini gezmişler ağızları açık kalmış” dedi. Avrupalıların artık Türkiye’nin olayların takipçisi olduğunu bildiklerini söyleyen Üstün, “Türkiye vatandaşlarının arkasında ve bu olayların takipçisi. Türklerden de cezaevleri ve alınan çocuklarla ilgili dernek kurup mücadele etmelerini istedik” dedi. Üstün, gerek cezaevleri gerekse de ailelerinden alınan çocuklarla ilgili komisyon olarak rapor hazırlayacaklarını kaydetti.