AKİT MENÜ

Gündem

Çözüm süreci mutlaka başarıya ulaşacak

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Çözüm Süreci'nin mutlaka başarıya ulaşacağına inananlardan olduğuna vurgu yaparak, Çözüm Süreci'nin toplumsal realitenin dayattığı bir süreç olduğunu, siyasi irade, örgütün silah bırakma iradesi ve milletin çoğunluğunu verdiği destekle bu sürecin başarıya ulaşacağını söyledi.

Çözüm süreci hakkında hükümetin sorunun çözümü için siyasi iradeye sonuna kadar sahip olduğunu, örgütün de artık dağlarda silahlı mücadele verebilecek performansa asla sahip olamayacağını bildiğini anlatan Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Doğu ve Güneydoğu halkı artık silahlı mücadeleye asla destek vermeyecek, dolayısıyla örgüt o sosyolojik tabandan en ufak bir destek görmeyecek. Uzunca bir süredir örgüt dağlardaki gerillalar yerine şehirlerde bir takım mücadeleler veriyor. Bir daha insanları 'hadi tekrar dağa çıkıyoruz, burada mücadele veriyoruz' diye çok uzun yıllar, 30 küsur yıl süren dağlarda verilen mücadele için çok fazla adam bulamayacak. Dağda verilecek mücadelenin zemini kalmadığını düşünüyorum. Kim Çözüm Sürecini önlemeye kalkarsa Doğu ve Güneydoğu halkı, Kürt halk onları cezalandıracak. Bunu örgütün de gördüğü kanaatindeyim.

Sayın Demirtaş'ın cumhurbaşkanlığı seçimde ortaya koyduğu performans sadece kişisel başarısından ibaret değildir. Milletin yaklaşık 10'a yaklaşan bir şekilde Sayın Demirtaş'a oy vermiş olması şuydu; orada kullanılan dil, üslup, bir Türkiye partisi olma arayışı içinde olması, sokağın dili kullanmak yerine, şiddetin dilini kullanmak yerine barışın dilini kullandığınız zaman halk bunun karşılığını veriyor. Nevruz'da Ada'dan yapılan açıklamayı esas alıyorsak ki örgüt bakımından işin başlangıcı o, silahları bırakıyoruz ve siyasetin diliyle konuşuyoruz iradesi halen varsa ki büyük oranda provokasyonlara rağmen var, o zaman siyasetin diliyle konuşuyorsanız, barışın diliyle konuşacaksınız. Sokaklarda ortaya çıkacak bir takım yeni gerilimleri siyasetin aracı olarak kullanmayacaksınız."

Kurtulmuş, HDP heyetine Hatip Dicle'nin de katıldığı, Leyla Zana'nın da konuyla ilgili devreye girebileceği yönünde haberler olduğunun hatırlatılması üzerine, Dicle ve Zana'nın Türkiye'nin özellikle Kürt siyaseti bakımından çok karanlık dönemlerinde siyaset yaptığını söyledi. Dicle ve Zana'nın Türkiye'nin bugün geldiği noktanın ne kadar zor gelinmiş bir nokta olduğunu bildiğini ifade eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Kendi kişisel hayatlarında bunları yaşadılar. Geldiğimiz yerin de ne kadar değerli olduğunu biliyorlar. Kendilerince yeterli görmeyebilirler, evet daha atılacak adımlar olabilir ama sonuçta 'Burada tekrar eskiye dönelim' dediğiniz zaman her şeyin başa sarma tehlikesini, başa sarma tehdidi olduğunu biliyorlar. Diyorlar ki 'Bu kadar geldik ve bundan sonra daha iyi bir noktaya gelebiliriz. Barışın dilini kullanmamız gerekir.' Dolayısıyla ben, bu tür tecrübeli, geçmiş dönemde bedel ödemiş insanların bu süreçlerin içerisinde olmasının sürece destek vereceğine, katkı sunacağına inanıyorum. Her iki taraftan söylüyorum, sadece HDP siyasi geleneği içerisinden değil, bütün diğer siyasi gelenekler içerisinde de gelen, geçmiş dönemi yaşamış, eski Türkiye'nin o sancılarını kendi ruhlarında hissetmiş insanların bu sürecin içinde olmalarının katkı sağlayacağını düşünüyorum, olumlu olduğunu düşünüyorum."

Kurtulmuş, 6-7 Ekim olaylarında 33 ilde olaylar çıktığını hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Toplam bütün bu gösterilere katılan sayısına baktığınız zaman belki 70-80 bini geçmiyor. Bunların bir kısmı da oradan oraya taşınmış olmasına rağmen. Bu, bize şunu gösteriyor, insanlar, ortalama vatandaş, sokaktaki insan evine çekilip evinden korku ile bu olayları izledi. İstanbul'da da Adana'da da Şırnak'ta da Hakkari'de de. Taban bulmadı ve bulamaz. Şundan dolayı bulamaz. Barışın tadını almış olan insanlar, bir daha savaş ortamına girilmesini istemez. HDP'ye görev düşüyor derken bunu söylüyoruz. Bir kere siyasetin tehdit altında yapılmasından mutlaka artık uzaklaşılması lazım. Yani sokağa çağrı da bir tehdittir, şehirlerin etrafında bir takım fiili baskılar kurmak da bir tehdittir. Varsa politik dille kalkalım, her türlü rekabetin içerisinde olalım."

 
AA

Yorumlara Git

Sarıgül Mourinho'yu Uyardı! Sonun kötü olur demiştim

Uyuşturucu ile mücadelede NARVAS DÖNEMİ! Narkotik vaka analiz sistemi

22 Eylül 2024: Günün Âyet ve Hadisi

QUAD liderlerinden ‘Ateşkes’ açıklaması!

Asıl savaş Avrupa’da çıkacak gibi! Rusya’dan İngiltere’ye çarpıcı gönderme