YAĞIZ KILIÇ/TALHA ÇOLAK
ODTÜ Rektörü Prof.Dr. Ahmet Acar’ın, mezuniyet törenini Gezi Parkı eylemcilerine destek eylemine çevirmesi ve “ODTÜ ayakta” pankartı ile kortejde boy göstermesi kamuoyunda tepkiyle karşılandı.
Üniversite Öğretim Üyeleri Dayanışma Derneği eski Başkanı Prof.Dr. Şefik Dursun, ODTÜ’nün Gezi Parkı olaylarıyla yetinmediğini, 1968’den beri belli bir siyasi görüştekilerin faaliyet merkezi olduğunu söyledi.
“REKTÖRLER SİYASİ
DÜŞÜNCEYE ALET OLMASIN”
Prof.Dr. Dursun, ODTÜ’de yaşanan pankart rezaletini Akit’e değerlendirdi.
Türkiye’de aslında geçmiş dönemlerin Cumhuriyet mitinglerinin hatırlatılmaya çalışıldığına ve fırsatını bulduklarında birkaç ağacı mesele yapıp bunu Gezi Parkı olayları diye sunduklarına dikkat çeken Prof. Dr. Dursun, olayların aslında Marksist bir hareketin ve onun uzantılarının karışıklık çıkarmak için kullandıkları bir olay olduğunu söyledi.
Prof.Dr. Dursun, “Her vatandaşımız, ben de dahil ağacı, yeşili severiz. Ama hiç kimse ağacın, yeşilin üzerinden kendilerine Türkiye’de siyasi rant elde etme imkanı aramamalıdır. Siyasete bunu alet etmemelidir. Geçmişte de ifade ettiğimiz gibi üniversiteler, eğitim kurumları herhangi bir siyasi düşüncenin aleti olmamalıdır. Yöneticiler buradan uzak durmalıdır. Onların yapacağı şey eğitim, araştırma ve inceleme faaliyetlerini en güzel şekilde yapmak olmalıdır” dedi.
ODTÜ REKTÖRÜ VE PANKARTLAR İÇİN
GEREKENLER YAPILMALI
Hangi üniversitede olursa olsun öğrencilerin bu tür siyasi tavırları olabileceğini ancak yöneticilerin bu amaçlı hareketlerinin olamayacağını aktaran Prof.Dr. Dursun, “Bir eğitim kurumunun yönetimi olarak kuruma rahatsızlık vermeden, bunu sadece ODTÜ için değil bütün üniversiteler için söyleyebiliriz, tadında bırakmak lazım. Eğer kurum kullanılıyorsa ki ODTÜ yeni değil 1968’lerden beri belirli düşüncelerin sergilendiği, faaliyet gösterenlerin kullandığı bir kurumdur. Türkiye siyasi faaliyetleri öne çıkaran en ön sıradaki üniversite. Bazı kurumlar 12 Eylül’ün havasını taşıyor olabilirler. Ama kurumlar genellikle basına çıkan temsilcilerinin tavırlarıyla kendilerini gösteriyorlar. Bugün ODTÜ Rektörü’nün bu pankartlara izin verecek dereceye gelmesi ve bu olaylara imkan sağlaması kabul edilemeyecek bir durumdur. Bu davranışlar ODTÜ’nün değerini artırmıyor. Üniversiteler elbette çözüm merkezi konumundadır. Bunu siyasi şekilde yapmaları ise yanlıştır. Bu şekilde devam ediyorsa YÖK de ve diğer kanun uygulayıcılar da vazifesini yapmalıdır. Bu üniversiteleri kullanmak kimsenin hakkı değildir. Üniversiteler millete ait kurumlardır” dedi.

ODTÜ’lü Gezi’cilerden eylem taktikleri
Başkent’te marjinal sol ve bölücü örgütlerin taban bulduğu üniversitelerin başında gelen ODTÜ’de Gezi eylemcilerine aktarılan taktikler, “Bunlar nasıl öğrenci” sorusunu akla getirdi. Ankara’daki Gezi Parkı olaylarının başrolündeki ODTÜ’lü öğrenciler Facebook üzerinden “pratik notlar” paylaşarak organize oluyor. Ne yapmaları gerektiği, kimleri hedef alacakları, nerede gizlenecekleri kalem kalem sıralanan notlarda, eylemcilerin tıynetlerini de ortaya koyan ifadeler yer alıyor:
• Telefonunuz hep açık olsun, şarj cihazınızı yanınıza alın
• Örgütlü hareket edin
• Alkolü fazla kaçırmayın, ayık olun
• Güvenli sığınak edinin
• Barikat kurun, ateş yakmayı abartmayın
• Etrafa değil polise taş atın
 “Kişisel Bilgilerinizi Üzerinizde Taşıyın: Her ihtimale karşı, bir yakınınızın telefonu ve kan grubunuzun olduğu bir kâğıdı cüzdanınıza koyun veya kolunuza yazın!” ifadelerinin kullanıldığı notta, “Gözaltına Alınırsanız: Panik yapmayın, Ankara Barosu’nun gönüllü avukatları sizinle ilgilenecek. Telefon: 0312 416 72 26-28” şeklinde bilgiler verildi.
“LEMAN CAFE VE
MÜLKİYELER  BİRLİĞİ’NE GİDİN”
“Biber gazına karşı en etkili formülün, bir doz Talcid şurubu ve bir doz su karışımı olduğu” dile getirilirken, “Yaralanma Durumunda: Acil olarak doktor olup olmadığını sorun, eğer doktor yoksa yaralıyı 3-4 kişiyle taşıyarak en yakın revir noktasına götürün (Konur Sokak-Leman Cafe ve Mülkiyeliler Birliği bildiklerimiz ama daha da çok var)” ifadeleri kullanıldı.