AKİT MENÜ

Siyaset

Sinsi bir ur gibi büyüdüler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, paralel yapının TÜBİTAK içerisinde sinsi bir ur gibi büyüdüğünü belirterek, “Bunların yaptıkları vatana ve bilim camiasına yönelik ihanettir, ahlaksızlıktır” dedi.

Güncelleme Tarihi:

AKİT / ANKARA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye paralel yapı ile olan mücadelesini kazanmıştır. Bu özgürlük mücadelesiydi, önemli bir engeldi” dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen TÜBİTAK 2014 Yılı Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, paralel yapıyla olan mücadelede Türkiye’nin büyük bir engeli aştığının altını çizerek, “Türkiye, paralel yapıyla olan mücadelesini kazanmıştır, Allah’ın izniyle kazanmaya devam ediyor. Bu bir özgürlük mücadelesiydi ve önümüzde önemli bir engeldi, şimdi bu açığa çıktı. Bu engelin aşılmasıyla siyasetin, ekonominin, dış politika ve toplumsal hayatın yanında eğitimin ve bilimin önü daha da açılmıştır, açılmaya devam edecektir” dedi.

SİNSİCE TÜBİTAK’I SARDILAR

Paralel yapının TÜBİTAK içinde birçok hain plan yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir gizli yapı sinsice TÜBİTAK’ın içinde büyüdü, adeta bir ur gibi gizlice bünyeyi sardı, bünyeye hakim oldu ve başka gayelere hizmet etmeye başladı. Bilim üretmesini, bilimi teşvik etmesini beklediğimiz TÜBİTAK, kendi ülkesinin cumhurbaşkanını, başbakanını, Genelkurmay Başkanını, bakanlarını dinlemek gibi uluslararası istihbarat servislerine hizmet vermek gibi haince bir planın ne yazık ki zemini oldu” dedi.

BUNLARDA SADECE İHANET DEĞİL AHLÂKSIZLIK DA VAR

Paralel yapının kriptolu telefonları bile ahlaksızca dinlediğini belirten Erdoğan, “ (Kriptolu telefon ürettik) diyorlar. Bunu devletin üst düzey yöneticilerine veriyorlar ve sonra ellerindeki şifrelerle bu telefonları dinleyip, bir yerlere servis ediyorlar. Burada sadece ihanet yok, burada aynı zamanda çok ciddi bir ahlâksızlık da var. Ayrıca burada sadece kendi vatanına ihanet, kendi milletine ahlâksızlık değil bilime ihanet, tüm bilim camiasına yönelik ahlâksızlık da var” ifadelerini kullandı.

BİLİM ÇALIŞMALARI YETERLİ DEĞİL

Bilim alanındaki çalışmaları ve başarıları yeterli bulmadığını ve bunun Türkiye’nin gerçek potansiyelini yansıtmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye’nin bilim insanları, üniversitelerin, merkezleri mevcudun çok çok üzerinde güzel işler başarma potansiyeline sahiptir. Daha önce de çeşitli vesilelerle ifade ettim; bilim uygun bir atmosfer, uygun bir iklim bulduğunda, yani gerekli şartlar sağlandığında doğar, büyük ve gelişir. İstediğiniz kadar para akıtın, imkan sağlayın, istediğiniz kadar teşvik edin ya da zorlayın eğer bilim için gerekli atmosfer yoksa oradan alınacak sonuç da yoktur. Bize ilim, bir pınardan akan suya benzetilmiştir, yani ilim gece, gündüz bir kaynaktan durmaksızın akar. Siz oradan ancak içmek istediğinizde içersiniz. Ne kadar içmek isterseniz, ancak o kadar içersiniz. Yani ilim bir gönüllülük işidir. Önce gönülde, önce kalpte kararı verilen bir çabadır, zihinsel bir hazırlıktır ve böylece yüksek bir gayrettir.”

ADALETLİ VE ÖZGÜR BİR EĞİTİM SİSTEMİ OLUŞTURDUK

Andımız, katsayı zulmü, örtü ve kılık-kıyafet yasaklarını kaldırarak, adaletli ve özgür bir eğitim sistemi oluşturduklarını söyleyen Erdoğan, bazı üniversitelerde hâlâ eski zihniyetin olduğunu ifade ederek, Erdoğan, “Bakın şu anda dahi, üniversitelerimizde 1940’ların dünyasında yaşayan, o günlere takılıp kalmış, maalesef üzülerek söylüyorum, akademisyenler var. Elbette çeşitlilik olarak, bir numune olarak onların da fikirlerine saygı duyacağız ama bu zihnin, bu fikrin bütün bir eğitim sistemini, üniversite sistemini, bilim atmosferini karartmasına ve zehirlemesine müsaade etmemeliyiz” diye konuştu.

YURTDIŞINA GEREK KALMAYACAK ARTIK

Çocukların, gençlerin, bilim insanlarının yurtdışına gitmeye gerek duymayacağını, ülkelerinde gerekli atmosferi bulacaklarını söyleyen Erdoğan, “Yurtdışına gidenler de cazibe merkezi olan ülkelerine süratle geri dönecekler, 300’ü aşkın akademisyen geri döndü. Bununla birlikte dünyanın her yerinden akademisyen, bilim insanı, araştırmacıları cezbedecek, ülkemizi bu anlamda da bir cazibe merkezi haline getiriyoruz, getireceğiz. Onun için gerek YÖK, gerek TÜBİTAK şu anda biliyorsunuz yurtdışına lisans, lisansüstü, doktora öğrencileri gönderiyor. Bizler bütün bunları her geçen gün yapacak güçteyiz. En önemlisi de bunu inşa edecek tarihi bir tecrübeye sahibiz. Bilim merkezi, cazibe merkezi Buhara’yı, Konya’yı, İstanbul’u, bugün bu topraklarda bir kez daha kurabiliriz. Yeter ki en başta kendimiz buna inanalım” dedi.

ÜNİVERSİTESİZ İL KALMADI

2002 yılında göreve geldiklerinde en fazla önem verdikleri konunun eğitim-öğretim olduğunu vurgulayan Erdoğan, o zaman 75 olan üniversite sayısının 176’ya ulaştığını ve üniversite olmayan ilin kalmadığını kaydetti. Erdoğan, “Şimdi üniversitemiz olmayan ilimiz yok. Yani Iğdır’daki, Hakkari’deki genç maddi imkansızlıklar nedeniyle ‘acaba ben üniversite okuyabilecek miyim’ diye düşünmeyecek. O gidemeyebilir ama biz yönetim olarak ne yaptık, üniversiteyi onun ayağına götürdük. Kendi ilinde evinden çıkıp üniversitede artık tahsilini yapabilir” diye konuştu.

MİLLİ GELİRİN YÜZDE 2’Sİ AR-GE’YE

İnovasyona, markalaşmaya, araştırmaya geliştirmeye çok büyük yatırımlar yaptıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ar-Ge çalışmalarına destekte bir hedef koyduklarını ve milli gelirin yüzde 2’sini Ar-Ge’ye ayırmaya karar verdiklerini belirtti.

TÜBİTAK TEŞVİK ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

49. TÜBİTAK Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül alan bilim insanlarının ikisinin ABD’deki üniversitelerde, dördünün Koç Üniversitesi’nde, üçünün Bilkent, üçünün de ODTÜ’de görev yaptığını belirterek, “Bunun yanında Erzurum’dan İzmir’e, Kayseri’den Eskişehir’e, Ankara’dan İstanbul’a, Bursa’ya kadar Anadolu’daki üniversitelerimizin de başarılarını görüyoruz. Elbette Türkiye’de ödüle hak kazanacak bu ölçüde bilimsel başarı sadece bu kadar değil. Seçici kurul bir sıralama ve bir sınırlama yapmak zorundaydı. Bu yıl sadece 19 hocamız, 19 bilimsel çalışma ödülü almaya hak kazandılar. Şunu çok iyi biliyoruz ki diğer üniversitelerimiz de üniversite dışı merkezlerimiz de ya da yurtdışında çok sayıda başarılı bilim insanımız çalışma yapıyor. Dünyaya isimlerin duyuracak, önemli çalışmaların altına da imzalarını atıyorlar” diye konuştu.

Yorumlara Git

Neden gözaltına alınmıyor? Sadettin Saran dosyasında kritik senaryolar!

Satılık trollerin 'Hakan Fidan'ı Suriye'de konuşturmadılar' yalanı patladı! Bakın gerçek ne imiş

Mehmet Akif Arsoy'un tutuklanması İran istihbaratında deprem etkisi yaptı!

BM Güvenlik Konseyi’nde Venezuela Düellosu: "Kovboyvari Davranış" mı, "Suçla Mücadele" mi?

Yozgat’ta Tepki Çeken Etkinlik: İşkenceci İsme Lokma Dağıtıldı!