HABER MERKEZİ- AK Parti’nin kurmayları, Mısır’da seçimle başa gelen Muhammed Mursi’nin darbe yoluyla devrilmesine sessiz kalan Batı dünyasına tepki gösterdi.
Bursa’da Gemlik İskele Meydanı’nda düzenlenen baraj temel atma töreninde konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Mısır’daki darbeyi alkışlayan iç ve dış unsurları eleştirdi. Arınç, “ ‘Siz yanlış yaptınız’ diyerek darbe yapacağını söyleyen despotlara hak vermek, ne var ki bizim muhalefetin genlerine işlemiş. Tüm muhalefeti kastetmiyorum ama Sayın Kılıçdaroğlu burada yaşanan gelişmeleri yorumlarken aslında aba altından AK Parti’ye sopa göstermek istiyor. Yazık, yazık, çok yazık. Bir taraftan darbeyi yarım ağızla kınarken bir taraftan da seçilmiş hükümetlere, halk iradesiyle iktidara gelenlere, ‘Sizin sonunuz da böyle olur ha, ayağınızı denk alın’ demek, bir muhalefet liderine, iktidara gelecek, gelmesi muhtemel bir partinin genel başkanına yakışmıyor” dedi.
İçerde hâlâ darbe özlemi çekenler bulunduğunu belirten Arınç, “Bir zamanlar, ‘Ordu darbe yapsın da bunlardan başka türlü kurtulamıyoruz’ diye bekleyenlerin uslandığını zannediyorduk ama kanları depreşiyor. Bir yerlerdeki bu hareketleri görüp, ‘Ah bizde de olsa keşke’ özlemini çekenler var. Sayıları biraz azalmış da olsa” diye konuştu Arınç, halkın oyları ile seçilen Mursi’nin serbest bırakılmasını istedi.
“ÇÖZÜM YÖNTEMİ SANDIK OLMALI”
Bir televizyon programında darbeyi eleştiren AB Bakanı Egemen Bağış ise, “AB kendi değerlerini maalesef bu günlerde (Mısır için) darbeye darbe bile diyemeden bir şekilde orta sahada top çevirerek canlı tutmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanından memnun olunmaz ise onu götürmenin yöntemi darbelerle değil, sandıkla olmalıydı” dedi. Bağış, Mısır halkını ve halkın huzurunu, refahını önemsediklerine vurgu yaparak tarafların bir an evvel uzlaşıda buluşmaları ve erken seçim kararıyla Mısır’ın, halkın seçtiği liderlerle yönetilecek bir platformda kalkındırılması gerektiğine inandıklarını belirtti.      
“BU TEREDDÜTSÜZ DARBEDİR”
Mısır’da ordunun yönetime el koymasını değerlendiren AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ise, “Mısır’da tartışmasız şekilde seçilmiş bir yönetim, silah zoruyla, demokratik olmayan yöntemle iktidardan indirilmiştir. Bu bir darbedir. ABD ve Avrupa’nın bunu darbe olarak nitelendirmekte tereddütlü davranmaları, bu gerçeği değiştirmez. Gerçek anlamda demokrasinin değerlerini savunma noktasında Türkiye samimiyetini ve yaklaşımını ortaya koymuştur. Türkiye’nin gösterdiği tavır, gerçek anlamda takdire şayandır, gurur vericidir, onur vericidir” dedi.
İhvan’ın devre dışı bırakılması, siyaset sahnesinden uzaklaştırılması ve Mısır yönetiminde söz sahibi olmamasının amaçlandığını belirten Canikli, ancak son derece bilinçli, sağduyulu, anlayışlı yaklaşımının İhvan hareketinin gelecek dönemde Mısır’ın genel siyasetinde her zaman var olacağı ve belirleyici aktör olarak kalacağını gösterdiğini söyledi.
Canikli, “Bunlar geçicidir. Orada Mısır halkının iradesi yönetime damgasını vuracaktır er veya geç. Bunu kimse dönüştüremez, başka şekilde yönlendiremez. Zorla müdahaleler çok fazla ayakta kalamaz. Mısır halkı özgürlüğün, serbest seçimlerin tadını aldı, bir defa damarlara girdi, bunu hiç kimse çıkaramaz” dedi.      
“HERKES SANDIĞA SAYGI DUYMALI”
Edirne’de konu ile ilgili soruları cevaplayan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da, “Son olayları doğru bulmak mümkün değil. Hak ve hukuka müdahale nereden gelirse gelsin karşı çıkmak gerekir. Herkesin sandığa saygı duyması gerekir” dedi. Mısır’da ölü ve yaralıların olduğunu belirten Müezzinoğlu, “Bize sağlık alanında bir talep geldiğinde ambulans uçaklarımızı da önerebiliriz. Tahliye gemisi ihtiyacı varsa gönderebiliriz. Biliyorsunuz bizim Libya’da kendi insanlarımız var. Şu anda Mısır’da kendi vatandaşlarımız için bir ihtiyaç yok. O  nedenle kendi içindeki bu sağlık sorununu çözdüğü sürece, böyle bir talep olmadığı sürece, yardım talebi sorusu boştur” diye konuştu.      
“BATI’NIN ÇİFTE STANDARDINI GÖRDÜK”
Samsun’da darbeyi değerlendiren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ise, “Canlı yayında darbe izledik. İnsanın içini acıtan bir durum yaşanıyor. Çünkü Mısır herhangi bir ülke değil, çok önemli bir ülke. Arap Birliği’nin ve Müslüman dünyasının odak noktalarından olan bir ülke. Buradan özellikle çok üzüldüğüm bir şeyi itiraf etmek istiyorum. Dünyadaki çifte standardı Mısır üzerinde çok net bir şekilde gördük. Avrupa Birliği normlarını, Avrupa Birliği Kopenhag kriterlerini,  Birleşmiş Milletler’in koyduğu bütün kriterleri alt üst eden, sandıkla gelen bir iktidarın bir yılı dolar dolmaz bir darbeyle, iktidardan uzaklaştırılması, halkın egemenliği noktasında konulan bütün ölçüleri alt üst eden bir durumdur. Ama çıkan cılız sesler, ‘Darbe’ bile diyemeyen bir dünyayla karşı karşıyayız. Bu bakımdan da son yaşadığımız olayın nasıl büyütülüp, Avrupa Parlamentosu’nun hızlı bir şekilde toplanıp Türkiye’yi kınama kararı çıkartma cüretine rağmen, Mısır’da üç maymunu oynamaları da bir ibret tablosu dünyada. O yüzden biz ülkemizde demokratikleşme, özgürleşme, ekonomik kalkınma, kendi iç bütünlüğümüzü sağlamamız güçlü bir Türkiye, kalkınmış bir Türkiye’nin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Hem bölge barışı, hem dünya barışı adına.”
“BATI HESAP VERECEK”
İzmit’te konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu da, “Tahrir’deki demokrasi ruhunun, o özgürlük ruhunun dejenere edilmesine, ortadan kaldırılmasına, ona taciz edilmesine müsaade eden batıyı hâlâ anlayabilmiş değilim” dedi. Soylu, dünyanın her noktasında temel ve hak hürriyetleri konusunda yapılan haksızlıklara sessiz kalan batının, insanlık sınavını kaybettiğini ifade etti. Batı’nın tarih önünde özellikle bu tutumu yüzünden, bu çifte standartlı, iki yüzlü tutumu yüzünden hesap vereceğini dile getiren Soylu, “Batı, kendi medeniyetine hesap verecektir, gelecek medeniyetine hesap verecektir, gelecek gençlerine hesap verecektir. Onun için topraklarımızın, milletimizin, medeniyetimizin inanç değerlerimizin birliğini, beraberliğini ve anlayışını hep birlikte iyi kavrayalım. Hiçbir zaman zulüm baki kalmayacaktır” diye konuştu. Soylu, Mısır’da insanların cuma namazından itibaren ortaya koyduğu direnişin haklı bir direniş olduğuna vurgu yaparak, bunun bir demokrasi mücadelesi ve duruşu olduğunu kaydetti.