Siyaset
BDP’den sürece dinamit
BDP’li siyasetçiler ve PKK, son dönemlerdeki tehditkâr üslupları ile adeta çözüm sürecini dinamitlemeye çalışıyor. Çözüm sürecinin başladığı ilk günlerden bu yana BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve BDP’li vekillerden provokatif açıklamalar geliyor. PKK’da ise Murat Karayılan, Bese Hozat ve Cemil Bayık gibi isimler, süreci sabote edecek çıkışlarını sürdürüyor.
Güncelleme Tarihi:
FURKAN ALTINOK / ANKARA
Hükümetin büyük bir risk alarak giriştiği ve arkasında durduğu “barış süreci”, terör örgütü PKK ile BDP’li siyasetçilerin samimiyetsiz ve tehditkar üslubuyla sık sık sorunlu hale geliyor. Yaklaşık 6 aydır devam ettirilmeye çalışılan süreçte, PKK ve BDP tarafı da neredeyse 6 aydır belirli aralıklarla ayak direyen taraf pozisyonunda. “PKK askerleri”, “Karakol karşıtı eylemler” “Yol kesip kimlik sorma gösterileri” gibi provokatif eylemler sergileyen PKK ve BDP kanadı, “Hükümet Adım At” mitingleri kararı alarak ortamı bir kez daha germeye çalışıyor.
PKK ALTI AYDIR SABOTE EDİYOR
Sürecin başından beri PKK kanadından en fazla gündeme gelen isim olan Murat Karayılan, son olumsuz açıklamasını 11 Temmuz’da yaptı. Karayılan, “Önümüzdeki hafta çok önemlidir. Türk Devleti’nin şu anki gibi tavrı devam ederse süreç tıkanır. Şu anda tıkanma aşamasındadır” ifadelerini kullandı. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığına getirilen Bese Hozat ve Cemil Bayık da aynı tarihte Karayılan’a paralel açıklamalarda bulundular. Hozat aynı toplantıda, “Aslında devlet, süreci sabote etmek için elinden ne geliyorsa yapıyor. Savaşa hazırlanıyor. Açık açık görülen budur” diye konuştu
KARAYILAN’DAN TEHDİT ÜSTÜNE TEHDİT
11 Haziran’daki açıklamasında Türk uçaklarının Güneydoğu’da uçmasını eleştiren Murat Karayılan, “18 Şubat’taki açıklamasında da, sürecin kendilerini riske soktuğunu iddia etti. Karayılan, 23 Ocak’ta ise sürecin tıkanmaması için Öcalan’la direkt görüşmelerin sağlanması gerektiğini ifade etti.
BDP DE AYNI HAVADA
Terör örgütü PKK süreç boyunca tehditkâr üslubunu sürdürürken, onun siyasi uzantısı Barış ve Demokrasi Partisi de farklı bir tutum izlemedi. BDP’nin çeşitli yetkililerinin kış aylarından bugüne kadar yaptıkları provokatif açıklamalardan bazıları şöyle:
l 25 Şubat Selahattin Demirtaş: “Herkesin arkasında duracağı bir süreç olmasını istiyoruz. İmralı’da çözüm iradesi var. Öcalan çözüm için bir taslak metin hazırlıyor. Umarım süreç partizan çıkarlar uğruna heba edilmez.”
l 16 Ocak Ayla Akat Ata: “Kürtler toplu halde sevinmesin, toplu halde üzülmesin diyorlar. Kürtlerin nasıl sevineceğine ve nasıl üzüleceğine devlet karar verecekse buyursunlar Kürt sorununu çözsünler. Bir süreç başladı. Hükümet bunun içini doldurmalı, katkı sunmalıdır. Hükümet, Kürtlerin özgürlükler konusundaki beklentileri ile aynı noktada değil.”
SON NUMARALARI DA
“HÜKÜMET ADIM AT” MİTİNGLERİ
BDP, süreç boyunca şartlı ifadelerle provokatif açıklamalar yaparken, son olarak da “Hükümet Adım At” mitinglerini ortaya sürdü. BDP’den yapılan açıklamada, çözüm süreci için meydanlara çıkılacağı belirtilerek, “Süreç bizimdir. Bu nedenle ‘Hükümet adım at’ demek için tüm güçlerle birlikte şehir şehir, sokak sokak, meydan meydan, park park yürüyeceğiz. Yaz boyunca barajları, karakol inşaatlarını durdurmak için, hasta tutsakları ve siyasi tutsakları özgürleştirmek için, ana dilde eğitim için, seçim barajını düşürmek için, Roboski’de adalet için, koruculuğu kaldırmak için, Öcalan’a özgürlük için bu mitingleri sürdüreceğiz” denildi.
SÜRECİ DİNAMİTLEYECEK 10 MADDE
Yine önceki gün terör örgütü tarafından ‘Siyasi Tutum Belgesi’ adıyla yayınlanan belgede, örgütün bundan sonraki süreçte izleyeceği temel strateji 10 başlık altında sıralandı. Türkiye’de halkın sokağa dökülmesi (serhildan), Suriye’nin kuzeyinde özerk bir yönetim oluşturulması, Kuzey Irak’ta alternatif haline gelmek ve İran’la ateşkese devam edilmesi gibi maddeler dikkat çekti.
İmralı Adası’nda tutuklu bulunan Öcalan’ın talebi üzerine KCK yönetiminde yapılan değişikliğin ardından örgütün yeni dönemdeki yol haritası da ortaya çıktı. Kongra Gel tarafından açıklanan yeni dönem planı özetle şöyle:
l Hükümet üzerinde siyasal baskı oluşturmak üzere halk serhildanları temelinde demokratik siyasi mücadele hamlesinin tüm toplumsal dinamiklerin harekete geçirilmesi temelinde etkili bir biçimde geliştirilmesi.
l Halk serhildanlarının Türkiye’ye yayılması, Barış ve Demokrasi Konferansı’nın aldığı kararları pratiğe geçirmek üzere yoğun bir eylem ve örgütsel çalışma içinde olunması.
l Türkiye demokratik siyasetinin örgütlenmesinin demokratik güçlerle birlikte ve seferberlik düzeyinde yürütülmesi.
l Suriye’nin kuzeyinde (Rojava) üçüncü çizgi olma temelinde şimdiye kadar sürdürülen siyasetin daha da geliştirilerek geçici seçim yönetiminin ilan edilmesi ve bunun bir Kürt mahalli idaresini inşa düzeyine ulaştırılması.
l Kuzey Irak’ta (Başur) diğerlerinden farklılığımızı ve demokratik modernite çizgimizi ortaya koyan bir mücadelenin daha aktif bir biçimde yürütülmesi. Önümüzdeki seçimlerin demokratik güçler tarafından kazanılması için çaba harcanması.
l İran’da (Rojhilat) devletle PJAK arasında var olan mevcut ateşkesin devamı için çalışılması.
Hükümetin büyük bir risk alarak giriştiği ve arkasında durduğu “barış süreci”, terör örgütü PKK ile BDP’li siyasetçilerin samimiyetsiz ve tehditkar üslubuyla sık sık sorunlu hale geliyor. Yaklaşık 6 aydır devam ettirilmeye çalışılan süreçte, PKK ve BDP tarafı da neredeyse 6 aydır belirli aralıklarla ayak direyen taraf pozisyonunda. “PKK askerleri”, “Karakol karşıtı eylemler” “Yol kesip kimlik sorma gösterileri” gibi provokatif eylemler sergileyen PKK ve BDP kanadı, “Hükümet Adım At” mitingleri kararı alarak ortamı bir kez daha germeye çalışıyor.
PKK ALTI AYDIR SABOTE EDİYOR
Sürecin başından beri PKK kanadından en fazla gündeme gelen isim olan Murat Karayılan, son olumsuz açıklamasını 11 Temmuz’da yaptı. Karayılan, “Önümüzdeki hafta çok önemlidir. Türk Devleti’nin şu anki gibi tavrı devam ederse süreç tıkanır. Şu anda tıkanma aşamasındadır” ifadelerini kullandı. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığına getirilen Bese Hozat ve Cemil Bayık da aynı tarihte Karayılan’a paralel açıklamalarda bulundular. Hozat aynı toplantıda, “Aslında devlet, süreci sabote etmek için elinden ne geliyorsa yapıyor. Savaşa hazırlanıyor. Açık açık görülen budur” diye konuştu
KARAYILAN’DAN TEHDİT ÜSTÜNE TEHDİT
11 Haziran’daki açıklamasında Türk uçaklarının Güneydoğu’da uçmasını eleştiren Murat Karayılan, “18 Şubat’taki açıklamasında da, sürecin kendilerini riske soktuğunu iddia etti. Karayılan, 23 Ocak’ta ise sürecin tıkanmaması için Öcalan’la direkt görüşmelerin sağlanması gerektiğini ifade etti.
BDP DE AYNI HAVADA
Terör örgütü PKK süreç boyunca tehditkâr üslubunu sürdürürken, onun siyasi uzantısı Barış ve Demokrasi Partisi de farklı bir tutum izlemedi. BDP’nin çeşitli yetkililerinin kış aylarından bugüne kadar yaptıkları provokatif açıklamalardan bazıları şöyle:
l 25 Şubat Selahattin Demirtaş: “Herkesin arkasında duracağı bir süreç olmasını istiyoruz. İmralı’da çözüm iradesi var. Öcalan çözüm için bir taslak metin hazırlıyor. Umarım süreç partizan çıkarlar uğruna heba edilmez.”
l 16 Ocak Ayla Akat Ata: “Kürtler toplu halde sevinmesin, toplu halde üzülmesin diyorlar. Kürtlerin nasıl sevineceğine ve nasıl üzüleceğine devlet karar verecekse buyursunlar Kürt sorununu çözsünler. Bir süreç başladı. Hükümet bunun içini doldurmalı, katkı sunmalıdır. Hükümet, Kürtlerin özgürlükler konusundaki beklentileri ile aynı noktada değil.”
SON NUMARALARI DA
“HÜKÜMET ADIM AT” MİTİNGLERİ
BDP, süreç boyunca şartlı ifadelerle provokatif açıklamalar yaparken, son olarak da “Hükümet Adım At” mitinglerini ortaya sürdü. BDP’den yapılan açıklamada, çözüm süreci için meydanlara çıkılacağı belirtilerek, “Süreç bizimdir. Bu nedenle ‘Hükümet adım at’ demek için tüm güçlerle birlikte şehir şehir, sokak sokak, meydan meydan, park park yürüyeceğiz. Yaz boyunca barajları, karakol inşaatlarını durdurmak için, hasta tutsakları ve siyasi tutsakları özgürleştirmek için, ana dilde eğitim için, seçim barajını düşürmek için, Roboski’de adalet için, koruculuğu kaldırmak için, Öcalan’a özgürlük için bu mitingleri sürdüreceğiz” denildi.
SÜRECİ DİNAMİTLEYECEK 10 MADDE
Yine önceki gün terör örgütü tarafından ‘Siyasi Tutum Belgesi’ adıyla yayınlanan belgede, örgütün bundan sonraki süreçte izleyeceği temel strateji 10 başlık altında sıralandı. Türkiye’de halkın sokağa dökülmesi (serhildan), Suriye’nin kuzeyinde özerk bir yönetim oluşturulması, Kuzey Irak’ta alternatif haline gelmek ve İran’la ateşkese devam edilmesi gibi maddeler dikkat çekti.
İmralı Adası’nda tutuklu bulunan Öcalan’ın talebi üzerine KCK yönetiminde yapılan değişikliğin ardından örgütün yeni dönemdeki yol haritası da ortaya çıktı. Kongra Gel tarafından açıklanan yeni dönem planı özetle şöyle:
l Hükümet üzerinde siyasal baskı oluşturmak üzere halk serhildanları temelinde demokratik siyasi mücadele hamlesinin tüm toplumsal dinamiklerin harekete geçirilmesi temelinde etkili bir biçimde geliştirilmesi.
l Halk serhildanlarının Türkiye’ye yayılması, Barış ve Demokrasi Konferansı’nın aldığı kararları pratiğe geçirmek üzere yoğun bir eylem ve örgütsel çalışma içinde olunması.
l Türkiye demokratik siyasetinin örgütlenmesinin demokratik güçlerle birlikte ve seferberlik düzeyinde yürütülmesi.
l Suriye’nin kuzeyinde (Rojava) üçüncü çizgi olma temelinde şimdiye kadar sürdürülen siyasetin daha da geliştirilerek geçici seçim yönetiminin ilan edilmesi ve bunun bir Kürt mahalli idaresini inşa düzeyine ulaştırılması.
l Kuzey Irak’ta (Başur) diğerlerinden farklılığımızı ve demokratik modernite çizgimizi ortaya koyan bir mücadelenin daha aktif bir biçimde yürütülmesi. Önümüzdeki seçimlerin demokratik güçler tarafından kazanılması için çaba harcanması.
l İran’da (Rojhilat) devletle PJAK arasında var olan mevcut ateşkesin devamı için çalışılması.