MUHAMMET KUTLU / ANKARA - 2008 küresel krizinin ardından ABD Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (IRS) ülke dışına kaçan mevduatla ilgili başlattığı amansız takip, İsviçre bankalarının başını yaktı. ABD’nin kuşatması altında kalan İsviçre’nin, 2014 sonunda kayıtdışı banka hesaplarını açıklamayı kabul etmesi, bu ülkedeki 1 trilyon doların kaçmaya başlamasına yol açtı. 

İSVİÇRE PES ETTİ

Sermaye çevrelerinin verdiği bilgiye göre, İsviçre’nin en büyük küresel bankası UBS’ye kayıtdışı hesaplarından dolayı dava açan ve 780 milyon dolar cezaya çarptıran IRS, diğer bankaların da peşine düştü. UBS, 780 milyon dolar ceza ödemeyi ve 4 bin 700 kadar banka hesabını ifşa etmeyi kabul etti. 40 kadar İsviçre bankasını incelemeye alan ABD hükümeti, İsviçre’deki 3 trilyon dolarlık varlığın 1 trilyon dolarının kayıtdışı olduğunu belirledi. 

İsviçre’nin kayıtdışı mevduatları açıklamaya başlayacağı 2015 başından itibaren finans dünyasında taşlar yerinden oynayacağa benziyor. Çünkü birçok gizli ve spekülatif para ortaya çıkacak. Türkiye, Brezilya, Hindistan gibi ülkelere de gün doğacak. Çünkü pek çoğu ekonomik krizle boğuşan ve sürekli vergileri artıran AB ülkeleri, mevduat sahipleri için hiç cazip değil. Sıcak paranın göç yollarının kavşağında olan Türkiye ise İsviçre ve Avrupa’dan kaçacak yüz milyarlarca dolar için en avantajlı ülke görünümünde.

PARA BASKIYA GELMEZ

Yeni Akit’e açıklamalarda bulunan Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Ekonomi Direktörü Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, dünya ülkelerinin sıkışınca gözünü İsviçre bankalarına çevirerek paraların ana vatanlarına dönmesi için çaba sarf ettiğini, bunun ise tam tersi etki oluşturarak milyarlarca doların kaçışına sebeb olduğunu söyledi. Dünyanın ekonomik merkezinin batıdan doğuya kaydığını, Türkiye’nin de yeni ekonomik merkezin tam ortasında kaldığını anlatan Prof. Dr. Karagöl, “Gelişmiş ülkelerde eski büyüme trendleri yok. Batılı ülkeler içine düştükleri ekonomik krizden çıkamıyorlar. Paralar vergi kıskacına alınmaz ve gerekli alt yapı sağlanırsa, bu ülkelerden kaçan yüzlerce milyar doların Türkiye’ye gelmesi kaçınılmaz” dedi. 

İSTANBUL DOĞAL MERKEZİ

İstanbul’un doğal bir finans merkezi olduğunu kaydeden Karagöl, vakit geçirmeden gerekli altyapı hazırlıklarının tamamlanması gerektiğini ifade etti. Finans kurumlarının İstanbul’a taşınması gerektiğinin altını çizen Karagöl, bazı kurumların hâlâ İstanbul’a taşınmamak için direnmesinin anlaşılmaz olduğunu kaydetti. Finans kurumlarının, hükümetin çalışmalarına ayak uyduramadığını belirten Karagöl, “Bu paralar akarken finans merkezini oluşturmak gerekiyor. Gerek kurumsal altyapı, gerekse finansal araçlar açısından hazırlıkların tamamlanması halinde yüzlerce milyar doların gelmesi mümkün olacaktır” ifadelerini kullandı. Karagöl, Türklerin başta İsviçre bankaları olmak üzere yurtdışında park etmiş paralarının da, revize edilmiş bir varlık barışıyla Türkiye’ye dönebileceğini sözlerine ekledi.