Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şener Aktürk, “Charlie Hebdo katliamına imza atanlar dindar bir geçmişten gelmiyorlar. Bu saldırganlar, Fransa’da doğmuş, Fransa’da büyümüş, Fransa’da radikalleşmiştir. Bu saldırganlar Fransız siyasetinin, ekonomisinin, kültür politikalarının ürünüdür. Dolayısıyla İslam ile anılmaları son derece sorunlu bir yaklaşımdır” dedi.

Aktürk, Moral FM’de Fethi Çağıl’ın hazırlayıp sunduğu Sabah Gündemi programında Charlie Hebdo baskınının ele alınışındaki çok sorunlu yaklaşımları eleştirdi. Aktürk şunları söyledi:

HRİSTİYANLARA BU TEKLİFİ YAPMADIK

“Charlies Hedbo cesurcadır ama ırkçıdır! Katliamı lanetlenemek gerekir ama karikatürlere sahip çıkmak çok sorunlu bir yaklaşımdır. Çünkü karikatürler sorunlu, ırkçı ve provokatif karikatürlerdir.

“2011’de Norveç’te Breivik katliamı oldu. Anders Behring Breivik 77 kişiyi Batı Hristiyanlığı adına katletti. Kesinlikle dini, ideolojik motivasyonu olan bir katliamdı. Bu katliamdan önce 1000 küsür sayfalık bir manifesto ile İslam ve Türk düşmanlığını dile getirmişti. Şu an 21 yıl hapis cezası aldı ve hapiste yatıyor. Ben o yıllarda ABD’de yaşıyordum ve sık sık Avrupa’ya gidip geliyordum. Hiçbirimizin aklına Hristiyan kökenli arkadaşlarımıza Breivik katliamını lanetleme çağrısı yapmak ve onlar üzerinden bir baskı kurmak, Batı Hristiyanlığının özünde şiddet vardır, Batı Hristiyanlığını tartışmaya açalım teklifi yapmak gelmedi. Çünkü bunları yapmak ırkçılık sayılır. Böyle bir argüman getirdiğiniz anda bir ABD’li şunu diyecektir. ‘Bizim Norveç’teki katliamla ne alakamız var! Bu katliamı inceleyin, bu katliamı doğuran etkenler nelerdir’ Bu örnekler çoğaltılabilir.

KUAŞİ KARDEŞLER FRANSA’NIN ÜRÜNÜDÜR

Türkiye kendisi terörün mağduru olmuş bir ülke. Şu benzetmeyi yapmak durumundayım. Her bir PKK saldırısından sonra böyle bir tartışma açılsa ve İran’daki, Irak’taki, ABD’deki, Dünya’nın her yerindeki Kürt azınlıklar saldırıyı lanetlesin denilmesi mantıklı mıdır? Bunu Türkiye hiçbir terör saldırısı için ne PKK ne Asala için yapmadı. Çünkü bu tarz yaklaşımlar ırkçı olur, toptancı olur. Maalesef üzülerek ifade etmeliyim ki, son 1 haftadır bunları Müslümanlar için yapmak kabul edilebilir olduğu gibi son derece yaygın olduğunu görüyoruz. Uluslararası ve Türk medyasının ezici çoğunluğunda İslam üzerine tartışmalar yapıldı. Oysa Fransa’daki eyleme imza atanlar dindar bir geçmişten bile gelmiyorlar. Bu saldırganlar Fransa’da doğmuş, büyümüş tamamen Fransız siyasetinin, ekonomisinin,  kültür politikalarının ürünü saldırganlar. Lakin bu noktalar gözardı edilerek yorumlar yapılıyor ve İslam tartışılıyor. Bunu kabul etmek mümkün değil!

11 EYLÜL BENZETMELERİ YANLIŞ!

Bizdeki 11 Eylül benzetmeleri de yanlış. 11 Eylül’ü yapanlar ABD vatandaşı değillerdi. Saldırıyı yapanlar dışarıdan gelerek bu saldırıyı yapmışlardı. 11 Eylül’ü yapanlar için ABD siyasetinin, ekonomisinin, kültür politikalarının ürünüdür denilemez. Çünkü öyle değiller. Fransa’da Charlie Hebdo saldırısı ise tam tersidir. Bunlar Fransa’da doğmuş, yetişmiş, Fransa’da dışlanmış, Fransa’da radikalleşmiş, Fransa’da terörizme kaymış ve Fransa’da bu eylemi gerçekleştirmiş. Dolayısıyla Fransız hükümetinin entegrasyon politikalarını yeniden düşünmesi ve çözüm süreci başlatması gerekiyor. İşte başörtüsü yasaklarıyla sürekli provoke edilen, karikatürlerle provoke edilen ki toplumun 10/1 i Müslümandır Fransa’da. Her 10 kişiden biri Müslüman. İşte bu insanları sisteme entegre etmek için nasıl bir çözüm süreci gerçekleştirebiliriz. Bu sorunun cevabını bulmak zorundadır.

Türkiye bunun farkına vardı. Sivrisinekle uğraşmak yerine, bataklığı kurutmak için çözüm sürecini başlattı. Fransa Türkiye’yi örnek almalı ve çözüm süreci başlatmalıdır. "

(Risale Haber)