Sağlık
Kalp hastaları nasıl beslenmelidir?
Yetişkinlerde oluşan sağlık sorunlarının ilk başında kalp ve damar hastalıkları gelmektedir. Yetişkinler hayatlarını en çok kalp ve damar hastalıkları yüzünden kaybetmektedir.
Hastalığın görülme sıklığı 35 yaşında sonra hayat tarzına, sosyoekonomik duruma ve beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak artmaktadır. Özellikle kalbimizin çalışması ile sindirim sistemimiz arasında sıkı bir bağ vardır. Bu yüzden sindirimimize yardımcı besinler tüketmeli, tuz kullanımından kaçınmalıyız.
Vücudumuzdaki sağlıklı damarlar sayesinde her organımıza rahatlıkla oksijen ve besin taşıyabiliriz. Fakat bu durum çocukluktan başlayarak beslenme alışkanlıklarımıza bağlı olmak üzere bozulabilir.
Damarlarımızın duvarlarına yediklerimizden arta kalan kas, yağ ve dokularının birikmesiyle damarlarımın içerisinde plaklar oluşur. Oluşan plaklar zamanla kanın damar içindeki akışını engeller ve koroner kalp hastalığına sebep olur. Bu hastalığa yakalanmak istemiyorsak dengeli ve düzenli bir şekilde beslenmeliyiz.
Her şeyden önce yapacağınız ilk şey ideal kilonuzu öğrenmeniz olmalıdır. Daha sonra da verilen ideal kiloya ulaşmalısınız. Unutmayın, kalbimiz vücudumuzun makinesidir ve her makinenin kaldırabileceği bir yük vardır.
Süt, peynir, yoğurt gibi süt ürünlerinin az yağlı, mümkünse light yani yağsız olanlarını tercih etmelisiniz. Yağ kalbin düşmanıdır.
Eğer kalp hastasıysanız kırmızı et yemeği bırakmalısınız. Kırmızı et kalbin düşmanıdır. Damarlardaki yağ oranının artmasına sebep olur. Kırmızı et yerine balık, tavuk, hindi gibi beyaz etler tercih edilmelidir. Bu etleri de tüketeceksek görünen yağları ve derisini ayırarak tüketmeliyiz.
Etli bir yemek yapacaksak eğer ekstradan yağ kullanmamalıyız. Mümkünse haftada 2-3 kere balık yemeliyiz. Fazla et tüketiminden kaçınmalıyız.
Sebze yemeğine ağırlık verdiyseniz eğer yapacağınız yemeğin suyunu az miktarda tutmalısınız. Yemeğin yağlı suyunu fazla tüketmemelisiniz.
Yemeklerinizi kızartma, kavurma gibi yöntemlerle hazırlamak yerine haşlama, fırınlama veya ızgara yöntemini kullanmalısınız.
Margarin, tereyağı gibi doymuş yağlardan kesinlikle kaçmalısınız. Bunlar yerine doymamış yağ olan zeytinyağı, fındık yağı gibi yağları tercih etmelisiniz.
Tuz kullanımınız günlük 3-4 gramı geçmemelidir. Sodyum oranı düşük tuzları tercih etmelisiniz.
Kesinlikle kuru baklagillerler, kepekli tahıllar ve sebze-meyve yemeğe ağırlık vermelisiniz. Kısacası lifli besinler tüketmeye özen göstermelisiniz.
Nasılkolay.com'dan alınmıştır.