Sağlık
Ağız kuruluğuna dikkat!
Ağız kuruluğu nedenleri nelerdir? Hangi etmenler bu durumu tetikler?
Birçok farklı durum, kısa süreli ya da uzun süreli olarak tükürük üretimine etki edebilmekte ve ağız kuruluğuna neden olabilmektedir. Ağız kuruluğu nedenlerini şöyle açıklamak mümkündür:
HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER
Susuz kaldığınızda ya da gergin olduğunuzda ağız kuruluğu yaşamanız oldukça normal bir durumdur. Yaşanılan kaygı, tükürüğün yenilenmesinden daha hızlı buharlaşmasına neden olmaktadır, çünkü gergin olduğunuzda ağızdan nefes alışlarınız daha da artmaktadır. Bu da, ağız kuruluğuna neden olmaktadır.
Bununla birlikte, tıbbi olarak kserostomi olarak bilinen kalıcı bir ağız kuruluğu nüfusun yaklaşık olarak beşte birini etkilemektedir ve bir sorunun bir işareti olarak değerlendirilmektedir. Menopoz, ortak bir tetikleyicidir, çünkü hormonal denge değişikliği tüm mukoz hücre zarlarında kuruya yol açmaktadır. Sonuç olarak da, ağız kuruluğu ortaya çıkmaktadır.
BURUN TIKANIKLIĞI
Tükürük eksikliği, konuşurken ve yemek yerken ağızda sürtünmeye neden olarak rahatsızlık, ülser ve kaşıntılara neden olabilmektedir. Sürekli olarak ağızdan solumak soğuk algınlığı veya saman nezlesi sonucu tıkanmış bir burun nedeniyle meydana gelebilmektedir.
Aynı zamanda, dar veya tıkalı nazal hava yolları, geceleri dudakların düzgün kapatılmamasına veya aşırı büyük bademciklerin oluşmasına da neden olabilmekte ve ağız kuruluğuna sebebiyet verebilmektedir.
MİDE ASİDİ
Ağız kuruluğu, gastroözofageal reflü hastalığı durumunda oldukça sık karşılaşılan bir belirtidir. Bu durum, halk arasında mide ekşimesi olarak da bilinmektedir.
Mide asidi, yemek borusundan boğaza kadar geldiğinde, boğazda ve ağızda kuruluğa ve tahrişe neden olmaktadır.
KAFEİN TÜKETİMİ
Çok fazla kafeinli içeceklerin tüketilmesi vücutta sıvı kaybına yol açabilmektedir. Kafeinin hafif de olsa diüretik olma özelliği bulunmaktadır. Bu nedenle, sık idrara çıkmayı teşvik eder. Diğer yandan, içerdiği tanenler ağız kuruluğuna katkıda bulunabilmektedir.
DİYABET
Tedavi edilmeyen şeker hastalığından kaynaklanan yüksek kan şekeri seviyesi ağız kuruluğuna neden olabilmektedir. Hiperglisemi belirtileri arasında bulunan sık idrara çıkma isteği de vücutta kuruluğa katkıda bulunabilmektedir.
Kandaki glikoz seviyesi yüksek olduğunda, böbrekler sıvıyı geri emme kapasitesini kaybetmektedir, bunun yerine idrarla birlikte vücuttan atılmaktadır. Ağız kuruluğuna diyabet ilaçları da yol açabilmektedir.
DİĞER HASTALIKLAR
Romatoid artrit, lupus veya damar iltihabı gibi kan damarları iltihabı hastalıkları bağışıklık sisteminin gözyaşı ve tükürük bezlerine saldırmasına, dolayısıyla da, ağız ve göz kurumasına neden olan sekonder Sjögren sendromunun ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Sjögren sendromu, bağışıklık sisteminin tükürük ve gözyaşı bezlerine saldırması durumudur.
KAFA TRAVMALARI
Üç tükürük bezi çiftinden ikisi, kafatasının kenarlarında ve tabanındaki temporal kemiklerden geçen iki yüz siniri tarafından uyarılmaktadır. Temporal kemiklere gelen herhangi bir darbe, yüz sinirine zarar verebilmekte ve bu nedenle de, ağız kuruluğu ortaya çıkabilmektedir.
Trafik kazaları, düşmeler, saldırılar veya bir bisikletten düşme gibi olaylarda başın kenarına gelen darbeler temporal kemik kırıklarına neden olabilmektedir.
BİR İLACIN YAN ETKİSİ
Ağız kuruluğu, reçeteli ve reçetesiz satılan 400’den fazla ilacın bir yan etkisi olarak da ortaya çıkabilmektedir. Diğer yandan, radyoterapi ve kemoterapi gibi kanser tedavileri de sıklıkla ağız kuruluğuna yol açabilmektedir.