Hasan Karakaya şu ifadeleri kullandı:

'Onların kanallarını seyrederken, bağırıyorlardı yani adeta vücutlarından et koparırcasına bağırıyorlardı. Diyorlar ki, yandaş medya içeride, Bank Asya'nın içinde ama bizi almıyorlar gibi. Zaten yaptıkları baştan sona hakikaten algı, sadece makyaj. Yani o makyajın altını kaldırdığınız zaman o çirkin çehre, o çirkin yüz kendini gösteriyor.'

HEM MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ DİYORLAR HEM HABER YAPILMASINI ENGELLİYORLAR

'Şimdi bunu biliyorsunuz, Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca'nın gözaltına alındığında da yine benzeri muameleyi yapmışlardı. Bir televizyon kanalı röportaj yapmak istiyordu onu engellemek için hatta ve hatta takip ettiler, o muhabirleri de sürekli taciz ettiler. Şimdi kendi kanallarına bakın 48.gün, 49.gün, 50.gün … diye sürekli bir orada logo dönüyor. Yani hem medyaya özgürlük istiyorsunuz, sansüre karşı çıkıyorsunuz ama işte ispatı. Arkasından bağırıyorsunuz, o vatandaşı konuşturmuyorsunuz. Onu sansür ediyorsunuz. Onun özgürlüğünü engelliyorsunuz. Haber verme özgürlüğünü engelliyorsun. Ondan sonra da kalkıyorsun bağırıyorsun, Türkiye'de medya susturuluyor. Sadece bağırmakla kalmıyor, aynı zamanda 'Freedom House' gibi o özgürlük evi denilen CIA güdümünde, CIA parasıyla hayatını devam ettiren bir kuruluşa raporlar sızdırılıyor buradan. Washington Post'larda, bilmem nerelerde Fetullah Gülen veya Ekrem Dumanlı yazılar yazıyorlar, Türkiye'yi jurnalliyorlar; Türkiye'de işte basın özgürlüğü yok, demokrasi gidiyor, AB elden gidiyor… Yani bunlar ne yapmaya çalışıyorlar, gerçekten merak ediyorum. Yani bunların hakikaten ya akıllarında bir problem var yahut ruhlarında bir problem var.'

-A Haber-