AKİT MENÜ

Gündem

Her eylem yeniden diriltir bizleri! (Gülen Cemaati hariç)

Nisa'ül Aksa Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği organizatörü Zeliha Dursun, 28 Şubat'ın en şedit günlerinde düzenlenen başörtüsü eylemlerini ve Gülen Grubu'nun o günlerindeki tutumunu hatırlattığı yazısında, "Slogan atarak polis aracına götürülürken Çemberlitaş'ta Fem Dersanesi'nden boş gözlerle bakanlara inat sloganlarımızı daha bir yüksek sesle atmaya başlamıştık. Yalnız bırakmışlardı bizleri, şimdilerde mağdur edebiyatı yapanlar. Bizler orada dururken film seyreder gibi seyretmişlerdi. Zira onlar için başörtüsü teferruattı. Açmaya müsadelilerdi ama biz onlarında hakkını savunmak üzere oradaydık bunun farkında dahi değillerdi" ifadelerini kullandı.

Güncelleme Tarihi:
İŞTE O YAZI:

1999 yılı depremden sonra elele eylemleri yapılmıştı. Edirne'den Kars'a kadar kardeşlik zinciri oluşturmak üzere evlerimizden sabahın erken saatlerinde yola çıkmıştık.
Babam sabah namazına kaldırmış, "Kalkın bugün eylem var erken gidin" demişti.

Aralık ayı ve bir mubarek Ramazan ayında arkadaşlarla toplanmış erkenden yola çıkmıştık.

Bize söylenen bölge başörtü eylemelerin çok sıklıkla yapıldığı Beyazıd Meydanı'ydı. Beyazıd'a geldiğimizde elele tutuşan kardeşler zincirinde kendimize yer edinmek üzere polis koridorlarını geçme çabasındayken bir anda etrafımız polisler tarafından çembere alındı. 10 kişilik arkadaşımızla polis çemberinde polisin, "götürün bunları" tehdidi altında slogan atmaya başlamıştık.

Başörtüsü zulmüne sessiz kalamazdık. Slogan atarak polis aracına götürülürken Çemberlitaş'ta Fem Dersanesi'nden boş gözlerle bakanlara inat sloganlarımızı daha bir yüksek sesle atmaya başlamıştık. Yalnız bırakmışlardı bizleri, şimdilerde mağdur edebiyatı yapanlar. Bizler orada dururken film seyreder gibi seyretmişlerdi. Zira onlar için başörtüsü teferruattı. Açmaya müsadelilerdi ama biz onlarında hakkını savunmak üzere oradaydık bunun farkında dahi değillerdi.

Bizi önce polis otobüsüne bindirdiler. Araç hareket ederken eyleme katılan o zaman eşi ilçe başkanı olan Havva Cihan ablamız beni araçta görür görmez eşini arayıp gözaltına alındığımı ve yardımıma gelmesini söylüyor. Sağolsun Mehmet bey araştırmak üzere karakol karakol dolaşmışlar sonra adliyede bulabildi.

Bizi önce Sirkeci karakoluna götürdüler. Karakolda abdest alacağız yer yok sağolsun polisler bizlere yer ayarladılar abdestimizi aldık namaz kılacağız bu defa yere serecek birşey yok. Yan kodeste beyler parmaklıklardan bizlere montlarını çıkartıp gönderdiler yere serin kılın diyerek. Sonra bir ezan sesi duyuldu karakolun içinden beylerin olduğu bölümden öyle davudi bir ses yankılandı ki, karakolun duvarları böyle ses duymamıştır. Cemaat olmuştu yan koğuş irticai faaliyetti. (Cemaat gerçek manada bir cemaatti)

Sağlık kontrolü için bizleri araçlara bindirdiler, Haseki'ye götürdüler. Oradan adliyeye sevk edildik. Adliyeye geldiğimizde ana baba günüydü. Etrafımızda birçok avukat vardı. Gerçi gözaltına alınan eşi avukat olan bir arkadaşımız olduğu için onun arkadaşları bize yardımcı oldu. İftar vakti gelmişti. İftar için gönlü geniş insanlar tarafından yemekler gönderilmişti.

Savcı avukatı hemen nerden bulduğumuz sordu. Kız kardeşimle birlikte sorgulanmıştım. Avukatın babamın arkadaşı olduğunu söyledim ama savcı ısrarla irdelemişti. Kim tarafından gönderildi, nasıl geldi, neden geldi gibi soruları oldu. Ben de ısrarla, "babamın arkadaşı" diyerek cevap vermiştim.

Bana kalsa orada savcıya bir ton laf sayardım da avukat ve sivil toplum kuruluşundan gelenler tembihlediler. "Kardeşinle gezmeye geldik, gözaltına alındık" diyeceksiniz dediler.. 

Mahkememiz ileriki tarihlere atıldı ve 6 yıl sürdü.

6 yıl içinde bir defa daha gözaltına alınırsam suçum sabit görülecek durumu vardı buna rağmen bir defa daha gözaltına alındım (İl Emniyetine) lakin onda şüpheli sanık sıfatıyla serbest bırakıldım 

Gecenin geç vakitlerinde serbest bırakıldık. Rahmetli oldu, çevik kuvvetten akrabamız arkadaşımız Mehmet gelmişti. İşine son verilme pahasına yanımızda olmuştu.(Bir Fatiha lütfen)
Sonra yine eylemlere katıldık. Kız kardeşim İHL'de yaşadı zulmü. Her gün onlar içerde, biz dışarıda destek olduk.

Kız kardeşim daha 15 yaşında gözaltına alındı; biber gazıyla, jopla tanıştı. Eylemlerde gözaltına alınıp olmadık yerlerde bırakıldılar. Ceplerinde paraları olmadığı bilinerek...

Babam okul kapısına, Milli eğitime, valilik kapısına hergün gitti. Nerede olması gerektiğini bilerek destek oldu çocuklarına.

Cemaat mensubu kardeşlerimiz var. İçlerinde sevdiğimiz insanlar var.

Lakin bizleri o gün yalnız bırakanlar var ya işte onlar şimdilerde ağlak durumları içimi acıtmıyor. Çıkarları doğrultusunda seslerini yükseltiyorlar.

Bizlerin hükümetten çıkarı olmadı. Menfaatimiz de olmadı. Yine eleştiren biz olduk. En azından safımızı belli ettik...

Velhasılı kelam söylenecek söz çokta anlayan yok..


Yorumlara Git

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'u kabul etti

İspanya’dan Lübnan’daki askerleri hakkında açıklama!

Beyaz Saray’dan ‘Lübnan-İsrail’ açıklaması

THY ve Pegasus’tan son dakika kararı! Seferler iptal edildi

Araç sahipleri yandı! Akaryakıta büyük zam