Aktüel
Bütün sorumlular hesap versin
Mağdurlar ve tanıklar, “28 Şubat’ın siyaset, yargı, medya ve sermaye ayağı da yargılansın” diyor
Güncelleme Tarihi:
ŞUAYİP ALABAY-
KORAY TAŞDEMİR/İSTANBUL
28 Şubat’ın mağdurları ile davaya müdahil olan sürecin tanıkları, milyonlarca kişiyi etkileyen darbenin, sadece askeri ayağının değil; sivil, siyasi, yargı, medya ve sermaye ayağının da hesap vermesini istiyor. Darbe mağdurları, “Darbeye destek veren sivil unsurlar yargıya hesap vermezse, dava eksik kalır” görüşünde...
Askerlerden öğretmenlere, öğrencilerden medya dünyasına ve siyasetçilere kadar geniş bir yelpazeyi etkileyen davada müdahil olan dönemin tanıkları, mağdurları o dönemde yaşadıklarını anlatarak, 28 Şubat davasından beklentilerinin yüksek olduğunu vurguladı. Davanın sadece askerlerle sınırlı kalmamasını isteyen mağdurlar, milyonlarca kişiyi etkileyen bu darbenin sivil, yargı ve medya ayağının yanı sıra ekonomik boyutunun da ele alınmasını istedi.
Sürecin mağdurları ve davanın müdahilleri Akit’e konuştu...
KARAHASANOĞLU: İNŞALLAH
ZALİMLERDEN HESAP SORULACAKTIR
Gazetemizin İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu, (Gazeteci- mağdur): “28 Şubat sürecinde darbecilerin medyadaki hedefi Vakit gazetesi idi. Bundan dolayıdır ki Batı Çalışma Grubu, ‘Vakit’le Mücadele İçin Legal ve İllegal Mücadele Metotları Başlığı’ altında bir birimle tebliğ yayınlamıştı. Bu tebliğde legal mücadele metotları olarak 1- Vakit’e çokça dava açarak gazeteyi çalışamaz hale getirmek, 2- Gazetenin yönetici ve yazarlarının ailelerini teknik takibe alarak onları itibarsızlaştırmaya yönelik yayınlar yapmak gibi hususlar öngörülüyordu.
İllegal mücadele metotları başlığı altında ise, 1- Gazetenin baskı saatlerinde elektriklerin kesilmesi 2- Gazetenin nakliye araçlarının tahrip edilmesi 3- Yöneticilerinin kaçırılarak darp edilmesi gibi hedefler vardı. Bu çerçevede yazarımız Hasan Karakaya ve yayın kurulu üyemiz Hasan Maden’e iftira edilerek 7 gün Terörle Mücadele’de tutuldular. Gazete binası kalaşnikoflarla tarandı, gazete binasının önüne el bombası konuldu. Yine gazete 300 polis ile basılarak gazetenin hazırlanması dahi engellendi. Öte yandan gazeteye çokça dava açılarak hem gazetenin bu davalar ile meşgul edilmesi hem de ekonomik bakımdan çökertilmesi hedeflendi. Bu çerçevede ‘Disiplinsiz Paşalar’ haberine yüz milyarlık, ‘Onbaşı bile olamayacakların general yapıldığı ülke” başlıklı köşe yazısına da 312 general tarafından trilyonluk davalar açıldı. Vakit önce Cenab-ı Hakk’a sığınarak sonra da okurlarının desteği ile bu badirelerden yüzünün akı ile çıkmayı başardı. Yine bu çerçevede benim Cuma dergisinde yazdığım bir yazıdan ötürü hakkımda soruşturma başlatılmıştı. Bu soruşturma kapsamında ifade vermeye gittiğimde şahsımı itibarsızlaştırmak için basına ‘Karşılıksız çekten dolayı yargılanıyor’ diye bilgi verdiler. Daha sonra ise, ‘Kanunun maddesini yanlış vermişiz, kusura bakmayın’ açıklaması yaptılar. Vakit gazetesi olarak o dönemde maruz kaldığımız hukuksuzluklar dolayısı ile 28 Şubat Davası’na müdahil olacağız. Zalimin zulmü hiçbir zaman ilelebet sürmemiş ve payidar olamamıştır. 28 Şubat Davası’yla inşallah adalet tecelli edecek ve zalimlerden hesap sorulacaktır.”
MEDYA VE YARGI AYAĞI HESAP VERMELİ
Emekli Albay Mustafa Hacımustafaoğulları (Asker - Davanın müdahili): “28 Şubat’ın baş aktörü o dönemin Milli Güvenlik Kurulu Başkanı Süleyman Demirel’dir. MGK üyeleri ile birlikte siyasi, medya, yargı ve ekonomik ayakları da bunun hesabını vermeli.”
Gülsüm Alpay (Öğretmen-Davanın müdahili): “Bu süreç için bin yıl sürecek denmişti. O söylemlerden sonra 16 yılda bugünlere gelinmiş olması son derece sevindirici bir durumdur. Darbe döneminde bu durumdan etkilenerek mağdur edilen ve zorla istifaya zorlanan öğretmenlerin maddi, manevi her yönden zararlarının tazmin edilmesi gerekir.”
Gülşen Özer Demirkol (Öğrenci- Davanın müdahili): “Başörtülüler birinci dereceden hedefti. Ben buna muhatap birisi olarak tamamen bu etkilerin silindiğini düşünmüyorum. Gezi Parkı olayları da bu durumu tasdiklemiştir. Davadan beklentim bu darbecilerin adalet önünde gerekli cezayı alarak yargılanmasıdır.”
Bülent Orakoğlu (İstihbaratçı- Davanın müdahili): “28 Şubat’ın baş aktörlerinden bir tanesi dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’dir. Dava ile birlikte yargılananların alacakları cezalar sonucu bir daha bu gibi teşebbüslere girmemeleri açısından emsal teşkil ediyor.”
Gazeteci Ekrem Kızıltaş (Medya): “28 Şubat sürecinin sivil ayağının özellikle de medya ve işadamı ayağının da kovuşturmaya konu olmalı. Cuntacılara cür’et veren, teşvik eden ve hatta zorlayan siviller de yargıya hesap vermeli...”
KORAY TAŞDEMİR/İSTANBUL
28 Şubat’ın mağdurları ile davaya müdahil olan sürecin tanıkları, milyonlarca kişiyi etkileyen darbenin, sadece askeri ayağının değil; sivil, siyasi, yargı, medya ve sermaye ayağının da hesap vermesini istiyor. Darbe mağdurları, “Darbeye destek veren sivil unsurlar yargıya hesap vermezse, dava eksik kalır” görüşünde...
Askerlerden öğretmenlere, öğrencilerden medya dünyasına ve siyasetçilere kadar geniş bir yelpazeyi etkileyen davada müdahil olan dönemin tanıkları, mağdurları o dönemde yaşadıklarını anlatarak, 28 Şubat davasından beklentilerinin yüksek olduğunu vurguladı. Davanın sadece askerlerle sınırlı kalmamasını isteyen mağdurlar, milyonlarca kişiyi etkileyen bu darbenin sivil, yargı ve medya ayağının yanı sıra ekonomik boyutunun da ele alınmasını istedi.
Sürecin mağdurları ve davanın müdahilleri Akit’e konuştu...
KARAHASANOĞLU: İNŞALLAH
ZALİMLERDEN HESAP SORULACAKTIR
Gazetemizin İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu, (Gazeteci- mağdur): “28 Şubat sürecinde darbecilerin medyadaki hedefi Vakit gazetesi idi. Bundan dolayıdır ki Batı Çalışma Grubu, ‘Vakit’le Mücadele İçin Legal ve İllegal Mücadele Metotları Başlığı’ altında bir birimle tebliğ yayınlamıştı. Bu tebliğde legal mücadele metotları olarak 1- Vakit’e çokça dava açarak gazeteyi çalışamaz hale getirmek, 2- Gazetenin yönetici ve yazarlarının ailelerini teknik takibe alarak onları itibarsızlaştırmaya yönelik yayınlar yapmak gibi hususlar öngörülüyordu.
İllegal mücadele metotları başlığı altında ise, 1- Gazetenin baskı saatlerinde elektriklerin kesilmesi 2- Gazetenin nakliye araçlarının tahrip edilmesi 3- Yöneticilerinin kaçırılarak darp edilmesi gibi hedefler vardı. Bu çerçevede yazarımız Hasan Karakaya ve yayın kurulu üyemiz Hasan Maden’e iftira edilerek 7 gün Terörle Mücadele’de tutuldular. Gazete binası kalaşnikoflarla tarandı, gazete binasının önüne el bombası konuldu. Yine gazete 300 polis ile basılarak gazetenin hazırlanması dahi engellendi. Öte yandan gazeteye çokça dava açılarak hem gazetenin bu davalar ile meşgul edilmesi hem de ekonomik bakımdan çökertilmesi hedeflendi. Bu çerçevede ‘Disiplinsiz Paşalar’ haberine yüz milyarlık, ‘Onbaşı bile olamayacakların general yapıldığı ülke” başlıklı köşe yazısına da 312 general tarafından trilyonluk davalar açıldı. Vakit önce Cenab-ı Hakk’a sığınarak sonra da okurlarının desteği ile bu badirelerden yüzünün akı ile çıkmayı başardı. Yine bu çerçevede benim Cuma dergisinde yazdığım bir yazıdan ötürü hakkımda soruşturma başlatılmıştı. Bu soruşturma kapsamında ifade vermeye gittiğimde şahsımı itibarsızlaştırmak için basına ‘Karşılıksız çekten dolayı yargılanıyor’ diye bilgi verdiler. Daha sonra ise, ‘Kanunun maddesini yanlış vermişiz, kusura bakmayın’ açıklaması yaptılar. Vakit gazetesi olarak o dönemde maruz kaldığımız hukuksuzluklar dolayısı ile 28 Şubat Davası’na müdahil olacağız. Zalimin zulmü hiçbir zaman ilelebet sürmemiş ve payidar olamamıştır. 28 Şubat Davası’yla inşallah adalet tecelli edecek ve zalimlerden hesap sorulacaktır.”
MEDYA VE YARGI AYAĞI HESAP VERMELİ
Emekli Albay Mustafa Hacımustafaoğulları (Asker - Davanın müdahili): “28 Şubat’ın baş aktörü o dönemin Milli Güvenlik Kurulu Başkanı Süleyman Demirel’dir. MGK üyeleri ile birlikte siyasi, medya, yargı ve ekonomik ayakları da bunun hesabını vermeli.”
Gülsüm Alpay (Öğretmen-Davanın müdahili): “Bu süreç için bin yıl sürecek denmişti. O söylemlerden sonra 16 yılda bugünlere gelinmiş olması son derece sevindirici bir durumdur. Darbe döneminde bu durumdan etkilenerek mağdur edilen ve zorla istifaya zorlanan öğretmenlerin maddi, manevi her yönden zararlarının tazmin edilmesi gerekir.”
Gülşen Özer Demirkol (Öğrenci- Davanın müdahili): “Başörtülüler birinci dereceden hedefti. Ben buna muhatap birisi olarak tamamen bu etkilerin silindiğini düşünmüyorum. Gezi Parkı olayları da bu durumu tasdiklemiştir. Davadan beklentim bu darbecilerin adalet önünde gerekli cezayı alarak yargılanmasıdır.”
Bülent Orakoğlu (İstihbaratçı- Davanın müdahili): “28 Şubat’ın baş aktörlerinden bir tanesi dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’dir. Dava ile birlikte yargılananların alacakları cezalar sonucu bir daha bu gibi teşebbüslere girmemeleri açısından emsal teşkil ediyor.”
Gazeteci Ekrem Kızıltaş (Medya): “28 Şubat sürecinin sivil ayağının özellikle de medya ve işadamı ayağının da kovuşturmaya konu olmalı. Cuntacılara cür’et veren, teşvik eden ve hatta zorlayan siviller de yargıya hesap vermeli...”