Siyaset
“Örtü yasağı ne insani ne de hukuki”
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, iş hayatında ve siyasi hayatta başörtüsü yasağının ne insani ne hukuki ne de sosyolojik boyutu olduğunu belirterek, “Başörtüsünü yasaklayan herhangi bir norm yok. Bu yasak zihinlerde var. Başörtülü milletvekili gelip burada görev yapabilir” dedi. Üstün, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, “partilerin iç politika malzemesi yapmaması halinde Meclis’te başörtüsü sorununun çözüleceğine” ilişkin sözlerini değerlendirdi.
Güncelleme Tarihi:
TBMM - Üniversitedeki başörtüsü yasağının hukuki ve sosyal zemininin olmadığını, yeni bir yönetmelik ya da kanun çıkarmaya ihtiyaç duymadan bu sorunun çözüldüğünü belirten Üstün, “Bu yasağın da insani, hukuki, sosyal boyutu yok. Bugün iş hayatında ve siyasi hayatta başörtüsü yasağının ne insani ne hukuki ne de sosyolojik boyutu var” dedi.
Üstün, zihinlerde olan bu yasağın birlikte bir kararla, anlayış çerçevesinde ortadan kaldırılabileceğine işaret ederek, şöyle konuştu:
“Bu, toplumu ayrıştıran değil, bütünleştiren bir yaklaşım olur. Zaten kadınlarımızın önemli bir bölümü başörtüsü takıyor. Toplumun belli bir kesimine siyasi ve iş hayatını kapatmak, hem bu insanların anayasal haklarını engellemek olur hem de toplumsal barışı zedeler. Ayrıca iş hayatındaki verimliliği de o oranda azaltır. “
Nasıl ki üniversitelerdeki başörtüsü meselesi çözüldükten sonra Türkiye bölünmediyse, herhangi bir zarar görmediyse, burada da Türkiye zarar görmez. Aksine toplumsal barışını pekiştirir ve Türkiye’deki huzur, sukûnet ile birlik ve beraberlik daha da artar.”
“O zaman başörtülü bir kadın milletvekili seçildiğinde gelip burada yemin ederek görevine başlayabilir” sözleri üzerine, Üstün, “Bugün itibariyle zaten başörtüsünü yasaklayan herhangi bir norm yok. Bu yasak zihinlerde var. Dolayısıyla da başörtülü bir milletvekili gelip burada görev yapabilir. Bu konu diğer siyasi partilerin de katkısıyla olursa çok daha güzel olur” dedi.
Üstün, “Bu durumda Merve Kavakçı’nın mağdur olduğunu söyleyebilir miyiz?” sorusuna, “Merve Kavakçı’nın yaşadığı elbette bir mağduriyetti. Onun yaşadığı bir mağduriyetti ama bu konuyu kişiler üzerinden değil de değerler üzerinden yürütmek lazım” cevabını verdi.
Üstün, zihinlerde olan bu yasağın birlikte bir kararla, anlayış çerçevesinde ortadan kaldırılabileceğine işaret ederek, şöyle konuştu:
“Bu, toplumu ayrıştıran değil, bütünleştiren bir yaklaşım olur. Zaten kadınlarımızın önemli bir bölümü başörtüsü takıyor. Toplumun belli bir kesimine siyasi ve iş hayatını kapatmak, hem bu insanların anayasal haklarını engellemek olur hem de toplumsal barışı zedeler. Ayrıca iş hayatındaki verimliliği de o oranda azaltır. “
Nasıl ki üniversitelerdeki başörtüsü meselesi çözüldükten sonra Türkiye bölünmediyse, herhangi bir zarar görmediyse, burada da Türkiye zarar görmez. Aksine toplumsal barışını pekiştirir ve Türkiye’deki huzur, sukûnet ile birlik ve beraberlik daha da artar.”
“O zaman başörtülü bir kadın milletvekili seçildiğinde gelip burada yemin ederek görevine başlayabilir” sözleri üzerine, Üstün, “Bugün itibariyle zaten başörtüsünü yasaklayan herhangi bir norm yok. Bu yasak zihinlerde var. Dolayısıyla da başörtülü bir milletvekili gelip burada görev yapabilir. Bu konu diğer siyasi partilerin de katkısıyla olursa çok daha güzel olur” dedi.
Üstün, “Bu durumda Merve Kavakçı’nın mağdur olduğunu söyleyebilir miyiz?” sorusuna, “Merve Kavakçı’nın yaşadığı elbette bir mağduriyetti. Onun yaşadığı bir mağduriyetti ama bu konuyu kişiler üzerinden değil de değerler üzerinden yürütmek lazım” cevabını verdi.