Siyaset
Cami-cemevi devlet projesi değil
Mamak’ta temeli atılan cami-cemevi projesini değerlendiren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Bu proje devlet projesi değildir. Cami ve cemevi birbirinin alternatifi de değildir” dedi. Aleviler içinde, Aleviliği farklı bir din gibi gören gruplar bulunduğuna dikkat çeken Bozdağ, “Mamak’ta yapılan cemevi ve camiye aynı konseptin içinde yer veren proje devlet projesi değildir. Bunun altını özellikle çiziyorum. Cami de cemevi de bizimdir ama birbirlerinin eşiti ya da alternatifi değildir” diye konuştu.
Güncelleme Tarihi:
HABER MERKEZİ
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, özel bir televizyon kanalında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bozdağ, cami- cemevi projesinin devlet projesi olmadığını, cemevinin caminin altenatifi ya da karşıtı olmayacağını söyledi. Terör örgütü PKK’nın çekilmeyi durdurduğunu açıklaması hakkında da konuşan Bozdağ, “Bu süreç içinde gerek terör örgütü gerek BDP adeta bir rol dağılımı yapmış gibi. Birisi kötü polisi birisi iyi polisi oynuyor. Birisi bir açıklama yapıyor, sert ifadeler kullanıyor. Öbürü ‘o manada değil de şöyle demek istedi’ diye yumuşatan, tevil eden yaklaşımlar içine giriyor. Bunu, terör örgütü ve BDP’nin kendi kamuoylarına dönük bir taktiği, stratejisi olarak görüyorum” dedi. Suriye’ye yapılacak olası bir müdahale konusunda da açıklamalar yapan Bozdağ, operasyon için BM raporunun beklenmesine gerek olmadığını ve her şeyin açık olduğunu kaydetti.
CAMİ-CEMEVİ PROJESİ
DEVLET PROJESİ DEĞİLDİR
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, özel bir televizyon kanalında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bozdağ, Alevi vatandaşların bir grup olmadığını, çok farklı gruplar bulunduğunu söyleyerek, iflas etmiş birtakım sol ideolojilerini ‘Alevilik’ olarak ikame etmek isteyen gruplar ile Aleviliği ayrı bir din olarak görenler bulunduğuna işaret etti. Bozdağ, “Mamak’ta yapılan, cemevi ve camiye aynı konseptin içinde yer veren proje bir devlet projesi değildir. Bunun altını özellikle çizmek isterim. Devlet projesi olmuş olsa denilebilir ki, ‘Devlet bunu dayatıyor, zorluyor. Tek tip bir projeye bizi zorluyor. Asimilasyon, falan’. O zaman haklı da olabilir. Ama böyle bir şey söz konusu değil” diye konuştu. Cemevi ve camiyi karşı karşıya getirmek isteyenler olabileceğine dikkati çeken Bozdağ, “Cemevi de bizim, cami de bizimdir. İkisi de bu medeniyetin içinde olan bir şeydir. Bizim insanımızın birliğinin, dirliğinin birer teminatı ve sembolleridir. Ama bir şeyi de unutmamak gerekir: Cemevi caminin karşıtı değildir. Cami, cemevi birbirinin alternatifi de değildir. Cami ve cemevi birbirinin eşiti de değildir. Onun için bu tartışmayı yapanların cami ve cemevinin fonksiyonları, nitelikleri ve bunlara dair değerlendirmeleri iyi yapmaları lazım. İdeolojik pencerelerden bu yapılırsa o zaman çok farklı noktalara herkes savrulabilir” ifadelerini kullandı.
TERÖR ÖRGÜTÜNÜ MUHATAP
ALMAK DOĞRU DEĞİL
Bozdağ, terör örgütü PKK’nın sınır dışına çıkışının durduğuna dair çelişkili açıklamalar geldiğinin hatırlatılması üzerine, “Türkiye’de olup biten ne varsa herkesin bir bilgisi olduğu gibi devletin her şeyi gayet iyi bildiğinin bilinmesi lazım. Şu anda, arzu edilen, terör örgütü mensuplarının Türkiye topraklarını tamamen terki tamamlanmış değildir. Öte yandan bu süreç içinde gerek terör örgütü gerek BDP adeta bir rol dağılımı yapmış gibi. Birisi kötü polisi birisi iyi polisi oynuyor. Birisi bir açıklama yapıyor, sert ifadeler kullanıyor. Öbürü ‘o manada değil de şöyle demek istedi’ diye yumuşatan, tevil eden yaklaşımlar içine giriyor. Bunu, terör örgütü ve BDP’nin kendi kamuoylarına dönük bir taktiği, stratejisi olarak görüyorum. Bunu bilinçli bir şekilde yapıyorlar” dedi. Bozdağ, “Terör örgütünü muhatap alarak konuşmak doğru değil. Terör örgütü ne yapacaksa kendi bileceği bir iştir. Ama Türkiye, kendi yapması gerekenleri yapacaktır. Türkiye, kendi yapması gerekenler içerisinde her türlü alternatife dönük tedbirlerini her zaman almıştır, bundan sonra da almaya devam edecektir. Biz, bu konuda terör bitene kadar çalışmalarımızı, mücadelemizi sürdüreceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
“OPERASYON İÇİN BM RAPORUNU
BEKLEMEYE GEREK YOK”
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, olası Suriye müdahalesine ilişkin de konuşarak Suriye’de kimyasal silah kullanıldığı konusunda kimsenin tereddüdü olmadığını ancak kimin kullandığı konusunda farklı iddialar olduğunu, bu durumda da BM’nin hakemliğine ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Bozdağ, “Eğer kongre onayı ya da başka durumlar zamana yayarak bu işi unutturmak için yapılıyorsa, bana göre sadece Suriye’de yaşananlar için değil, dünyamızın geleceği için de büyük bir yanlışlık yapılıyor demektir” ifadesini kullandı. Operasyon için BM raporunun beklenmesine gerek olmadığını söyleyen Bozdağ, “Gerçek bu kadar ortadayken, bu gerçeği teyit eden başka gerçekliklerin peşinde koşmak sadece başka insanların ölmesine yardımcı olur, bu işi yapanlara cesaret verir” değerlendirmesinde bulundu. Uluslararası toplum ortak adım atmadığı takdirde, kimyasal silah kullanmak isteyen başka yönetimlerin güç ve cesaret bulacağına işaret eden Bozdağ, insanlığın kırmızı çizgilerinin bir daha çiğnenmemesi için mutlaka adım atılması gerektiğini belirtti.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, özel bir televizyon kanalında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bozdağ, cami- cemevi projesinin devlet projesi olmadığını, cemevinin caminin altenatifi ya da karşıtı olmayacağını söyledi. Terör örgütü PKK’nın çekilmeyi durdurduğunu açıklaması hakkında da konuşan Bozdağ, “Bu süreç içinde gerek terör örgütü gerek BDP adeta bir rol dağılımı yapmış gibi. Birisi kötü polisi birisi iyi polisi oynuyor. Birisi bir açıklama yapıyor, sert ifadeler kullanıyor. Öbürü ‘o manada değil de şöyle demek istedi’ diye yumuşatan, tevil eden yaklaşımlar içine giriyor. Bunu, terör örgütü ve BDP’nin kendi kamuoylarına dönük bir taktiği, stratejisi olarak görüyorum” dedi. Suriye’ye yapılacak olası bir müdahale konusunda da açıklamalar yapan Bozdağ, operasyon için BM raporunun beklenmesine gerek olmadığını ve her şeyin açık olduğunu kaydetti.
CAMİ-CEMEVİ PROJESİ
DEVLET PROJESİ DEĞİLDİR
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, özel bir televizyon kanalında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bozdağ, Alevi vatandaşların bir grup olmadığını, çok farklı gruplar bulunduğunu söyleyerek, iflas etmiş birtakım sol ideolojilerini ‘Alevilik’ olarak ikame etmek isteyen gruplar ile Aleviliği ayrı bir din olarak görenler bulunduğuna işaret etti. Bozdağ, “Mamak’ta yapılan, cemevi ve camiye aynı konseptin içinde yer veren proje bir devlet projesi değildir. Bunun altını özellikle çizmek isterim. Devlet projesi olmuş olsa denilebilir ki, ‘Devlet bunu dayatıyor, zorluyor. Tek tip bir projeye bizi zorluyor. Asimilasyon, falan’. O zaman haklı da olabilir. Ama böyle bir şey söz konusu değil” diye konuştu. Cemevi ve camiyi karşı karşıya getirmek isteyenler olabileceğine dikkati çeken Bozdağ, “Cemevi de bizim, cami de bizimdir. İkisi de bu medeniyetin içinde olan bir şeydir. Bizim insanımızın birliğinin, dirliğinin birer teminatı ve sembolleridir. Ama bir şeyi de unutmamak gerekir: Cemevi caminin karşıtı değildir. Cami, cemevi birbirinin alternatifi de değildir. Cami ve cemevi birbirinin eşiti de değildir. Onun için bu tartışmayı yapanların cami ve cemevinin fonksiyonları, nitelikleri ve bunlara dair değerlendirmeleri iyi yapmaları lazım. İdeolojik pencerelerden bu yapılırsa o zaman çok farklı noktalara herkes savrulabilir” ifadelerini kullandı.
TERÖR ÖRGÜTÜNÜ MUHATAP
ALMAK DOĞRU DEĞİL
Bozdağ, terör örgütü PKK’nın sınır dışına çıkışının durduğuna dair çelişkili açıklamalar geldiğinin hatırlatılması üzerine, “Türkiye’de olup biten ne varsa herkesin bir bilgisi olduğu gibi devletin her şeyi gayet iyi bildiğinin bilinmesi lazım. Şu anda, arzu edilen, terör örgütü mensuplarının Türkiye topraklarını tamamen terki tamamlanmış değildir. Öte yandan bu süreç içinde gerek terör örgütü gerek BDP adeta bir rol dağılımı yapmış gibi. Birisi kötü polisi birisi iyi polisi oynuyor. Birisi bir açıklama yapıyor, sert ifadeler kullanıyor. Öbürü ‘o manada değil de şöyle demek istedi’ diye yumuşatan, tevil eden yaklaşımlar içine giriyor. Bunu, terör örgütü ve BDP’nin kendi kamuoylarına dönük bir taktiği, stratejisi olarak görüyorum. Bunu bilinçli bir şekilde yapıyorlar” dedi. Bozdağ, “Terör örgütünü muhatap alarak konuşmak doğru değil. Terör örgütü ne yapacaksa kendi bileceği bir iştir. Ama Türkiye, kendi yapması gerekenleri yapacaktır. Türkiye, kendi yapması gerekenler içerisinde her türlü alternatife dönük tedbirlerini her zaman almıştır, bundan sonra da almaya devam edecektir. Biz, bu konuda terör bitene kadar çalışmalarımızı, mücadelemizi sürdüreceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
“OPERASYON İÇİN BM RAPORUNU
BEKLEMEYE GEREK YOK”
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, olası Suriye müdahalesine ilişkin de konuşarak Suriye’de kimyasal silah kullanıldığı konusunda kimsenin tereddüdü olmadığını ancak kimin kullandığı konusunda farklı iddialar olduğunu, bu durumda da BM’nin hakemliğine ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Bozdağ, “Eğer kongre onayı ya da başka durumlar zamana yayarak bu işi unutturmak için yapılıyorsa, bana göre sadece Suriye’de yaşananlar için değil, dünyamızın geleceği için de büyük bir yanlışlık yapılıyor demektir” ifadesini kullandı. Operasyon için BM raporunun beklenmesine gerek olmadığını söyleyen Bozdağ, “Gerçek bu kadar ortadayken, bu gerçeği teyit eden başka gerçekliklerin peşinde koşmak sadece başka insanların ölmesine yardımcı olur, bu işi yapanlara cesaret verir” değerlendirmesinde bulundu. Uluslararası toplum ortak adım atmadığı takdirde, kimyasal silah kullanmak isteyen başka yönetimlerin güç ve cesaret bulacağına işaret eden Bozdağ, insanlığın kırmızı çizgilerinin bir daha çiğnenmemesi için mutlaka adım atılması gerektiğini belirtti.