SERDAR ARSEVEN / MEHMET İHSAN BAKAR / ANKARA - Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Akit’in sorularını cevaplandırırken, son dönemlerdeki “dolar oyunu”nu gözler önüne serdi.

Bakan Zeybekci’nin açıklamalarında şu ifadeler öne çıktı: “Bugünlerde oynanan oyun tam anlamı ile spekülasyondur. Manipülasyon yaparak milletin kanını emmeye çalışanlar var. Ülkenin dengeleri ve değerleri ile oynamaya alışanlar, bu yolla rant devşirmeye alışanlar var. Türkiye’nin geleceğine bakıldığında, 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarına bakıldığında, bu ülkede siyasi siyasi istikrarın devamı ile ilgili hiç tereddüt yok. Siyasi istikrar tam anlamıyla devam edecek. Siyasi istikrar devam ediyorsa bütün gücüyle, ekonomik istikrarın bozulması için de gerekçe yok. Öyle ise iki taraf bir araya geliyor. Kriz ortamlarından rantlanmayı kendileri için varlık sebebi olarak görenler ile iktidara gelme ümitleri asla ve asla olmayanlar bir araya geliyorlar. Diyorlar ki,  ‘Normal yollardan, demokrasi ile halkın iradesi ile iktidara gelmek mümkün görülmüyorsa, siyasi istikrarsızlık meydana getirmek lazım. Ekonomik dengeleri de bozamıyoruz.. Öyleyse algıyı bozmak lazım.’ Bu iki taraf bir araya gelerek memleketimizde maalesef oyun oynuyorlar. Algı yönetimin arkasına da şunu koyuyorlar:  ‘TL aşırı değer kaybediyor, Dolar aşırı artıyor, bunun tek sebebi siyasi istikrardır, hatta, bunun tek sebebi Tayyip Erdoğan’dır!’  Oraya kadar götürüyorlar meseleyi.”

Bakan Zeybekci, “Dövizin seyrine ilişkin” gerçekleri şu ifadelerle ortaya koydu:

 “TL’nin dolar karşısında son bir yılda yüzde 22-23 civarında değer kaybı söz konusudur. Bu bir gerçektir. Ama aynı zamanda, Euro, dolar karşısında yüzde 25 değer kaybederken, TL dolar karşısında yüzde 23 değer kaybetti. Ne yani, EURO’ya da mı biz değer kaybettirdik, EURO’ya da mı Tayyip Erdoğan değer kaybettirdi? Bu bir...

6 GÜÇLÜ PARA DA DEĞER KAYBETTİ

İkincisi:

Altı tane para birimine bakın;  EURO, YEN, FRANK; STERLİN: KANADA DOLARI, İSVİÇRE FRANGI… Bu en güçlü  6 para birimi, dolar karşısında yüzde 22.5 değer kaybetti.

Soruyorum: Dış ticaretinin yüzde 40’ını AB ile yapan, doğrudan yabancı yatırımının yüzde 72’sini AB’den alan Türkiye’nin, Türk Lirası’nın dolar karşısında dünyanın en güçlü 6 parasıyla birlikte hareket etmesinden nasıl oluyor da kriz algısı çıkartıyorsunuz? Türk ekonomisinin gücü ile ilgili hiçbir tereddüt yoktur. Göstergeleri birileri çok farklı yansıtıyor. Birileri ‘Sayın Erdoğan konuştukça Türk Lirası düşüyor, doların değeri artıyor’ diyor, hatta bunu grafik haline getirmişler. Bakıyoruz, aynı saatlerde EURO da dolar karşısında aynı hareketi yapıyor. EURO’yu da mı Sayın Cumhurbaşkanımız düşürmüş oluyor?.. 2014 yılının Mart ayında AB Merkez Bankası Başkanı şunu söyledi: ‘EURO’nun değerlenmesine müsaade etmeyeceğiz.’ AB ekonomi yönetimi EURO değer kaybederken parasal genişlemeye devam etti ve faizi düşürdü. İsviçre Frangı EURO karşısında yüzde 22.5 değer kaybederken, İsviçre ekonomi yönetimi faizleri eksi 0.75’e düşürdü. İsviçre bankalarına 100 frank verirseniz, yıl sonunda 99 lira 25 kuruş alıyorsunuz. Bunu yaptı.”

“TÜRKİYE EKONOMİSİ SAĞLAM”

Bakan Zeybekci, Türk ekonomisinin sağlam temeller üzerinde yükseldiğini, vatandaşın tereddüt etmesi için hiçbir sebep olmadığını belirtti ve ekledi:

“AB tanımlı borç stoğunda, AB üyesi ülkelerin 25’inden daha iyi olan bir Türkiye.

Bütçe açıklarında, 22 AB üyesi ülkeden daha iyi durumda olan bir Türkiye, cari açığını yüzde 4 seviyesine düşüren bir Türkiye… Bankaların sermaye yeterlilik oranlarının dünyadaki kabul edilebilir seviyesi yüzde 8 iken, Türkiye’de bankaların sermaye yeterlilik ortalaması yüzde 16. Böyle bir Türkiye. Türkiye’nin ekonomik anlamda şu anda vatandaşa spekülatif amaçlı pompalanmaya çalışılan hiçbir endişeyi duymasına gerek yoktur.”

MERKEZ BANKASI DAHA NASIL BAĞIMSIZ OLSUN! 

Bakan Zeybekci Merkez Bankası’nın bağımsızlığına ilişkin tartışmalar hakkında da şunları söyledi:

“Ne diyorlar? Merkez Bankası bağımsızdır? Ne diyorlar, ‘Merkez Bankası ile ilgili konuşmamak lazım. Merkez Bankası’nı tehdit etmemek lazım.’ Merkez Bankası 2014 Ocak ayındaki yüzde 4.5-5.5 aralığındaki faiz artırımını yaparken, üç faktörü (alt bant, üst bant, politika faizi) birden artırdı. O andan itibaren bugüne kadar Merkez Bankası ilk defa 24 Şubat günü üç faktörü birden aşağı çekti. İlk defa doğru bir hareket yaptı. Biraz evvel verdiğim bütün ekonomik değerlere göre, bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı faiz oranının üretimi destekleyecek bir faiz oranı olmadığını söyledi. 24 Şubat 2015’e geldiğimizde yapılan indirim 0.25 ve 0.50 civarındadır. Bizim bütün söylediklerimize rağmen Merkez Bankası bunları yaptı. MB dedi ki, ‘Benim doğrum budur.’ Cumhurbaşkanı, Başbakan, Ekonomi Bakanı ‘Şöyle olacak’ diyor, MB ‘Hayır şöyle olacak’ diyor. Bundan daha güçlü bir bağımsızlık göstergesi olabilir mi?”