Siyaset
“Kılık-kıyafet için kanun gerekmez”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal ile Başkent Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gören eski bakanlardan Ali Rıza Uzuner’i ziyaret etti.
Güncelleme Tarihi:
ANKARA- Ziyaret sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan ve soruları cevaplayan Kılıçdaroğlu, Uzuner’in uzun yıllar Türkiye’ye hizmet etmiş, değerli bir devlet adamı olduğunu belirterek, acil şifa dileğinde bulundu.
PAKET İÇİN PAZARLIK YAPILIYOR İDDİASI
Demokratikleşme Paketini Değerlendirme Toplantısı’nın gelecek haftaya ertelenmesinin nedeninin, BDP’nin İmralı’ya yapacağı ziyaret olduğu yönündeki iddiaların hatırlatılıp, “Sizin bu konuya bakış açınız nedir” diye sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “Daha önce söylemiştim; masanın bir ucunda Abdullah Öcalan, diğer ucunda da Recep Tayyip Erdoğan var. İkisi görüşüyorlar, pazarlık yapıyorlar” görüşünü ileri sürdü.
Paketten, toplumun bilgisi, olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Nasıl bir demokratikleşme paketi bilmiyoruz. Türkiye’de demokratikleşecek ama Türkiye halkının bundan haberi yok. Böyle bir demokrasi anlayışını biz kabul etmiyoruz. Eğer demokratikleşme olacaksa bu paketin kamuoyuna açıklanması, tartışılması, düşünürlerin, sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini bildirmesi gerekir. Öyle anlaşılıyor ki bunlar kendi aralarında oturdular, pazarlık yaptılar.”
TÜRBAN KARŞITLIĞI SÜRÜYOR
Pakette, “kamuda türban”, “anadil hizmeti” gibi bazı maddeler olduğunun dile getirilerek, değerlendirmesinin sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, yasalarla kılık kıyafetin düzenlenemeyeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Kılık kıyafetin düzenlenmesi ile ilgili yönetmelikler vardır. O yönetmelikler şu anda uygulanıyor zaten. Yasalarla neyi değiştireceksiniz” dedi. Kılıçdaroğlu, paketin kamuoyuna açıklanmadan bu konularda görüş bildirmenin de doğru olmadığını ifade ederken, “Önce bir bakalım neyi açıklayacaklar, neyi konuşacaklar, pazarlıklar ne oldu, uzlaştılar mı uzlaşmadılar mı? Bunları göreceğiz, ondan sonra kararımızı vereceğiz” değerlendirmesini yaptı.
“ÇOCUKLARI SİYASETE
MALZEME ETMEK HİÇ DOĞRU DEĞİL”
Kılıçdaroğlu, “BDP’nin anadilde eğitim olmadığı için okullarda boykot çağrısı var. Siz bu çağrıyı nasıl buluyorsunuz” sorusunu “Doğru bulmuyorum. Hele hele çocukları siyasete malzeme etmek hiç doğru değil. Bunlar bizim çocuklarımız. O çocukları alıp, siyasete malzeme etmenin bir anlamı yoktur” diye cevapladı.
YİNE HİTLER BENZETMESİ
Kılıçdaroğlu, “28 Şubat soruşturması ile ilgili Başbakan Erdoğan’ın burda sivil kanadın da olduğu yönünde açıklamaları olmuştu ve bunun arkasından Aydın Doğan ve Koç Grubu ile ilgili soruşturma başlatıldı. Siz nasıl görüyorsunuz bu süreci” sorusunu yanıtlarken de Hitler’in Almanyasında “Führer’e doğru” diye bir kavram olduğunu dile getirdi.
“Hitler bir şey söyler, ertesi gün bütün bürokrasi ve milletvekilleri onu yerine getirmek için yarışırlardı” diyen Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Benzer bir uygulama 2013’ün Türkiyesinde var. Recep Tayyip Erdoğan bir şey söylüyor, onun milletvekilleri, bürokratları, savcıları, yargıçları, onun söylemlerini yerine getirmek için çaba harcıyorlar. Türkiye’de gelinen nokta maalesef bu. Demokrasi açısından son derece riskli, son derece tehlikeli. Yargılamalar siyasetin isteği üzerine yapılırsa o zaman Türkiye’de yargı bağımsızlığından söz edilemez. Zaten de söz etmiyoruz. Yargı tümüyle siyasi iktidarın emrinde dolayısıyla o bir talimat veriyor, yargıda gereğini yapıyor. Buna da biz yargı diyoruz.” Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine önümüzdeki günlerde Adana’da “Savaşa Hayır” mitingi düzenleyeceklerini de bildirdi.
PAKET İÇİN PAZARLIK YAPILIYOR İDDİASI
Demokratikleşme Paketini Değerlendirme Toplantısı’nın gelecek haftaya ertelenmesinin nedeninin, BDP’nin İmralı’ya yapacağı ziyaret olduğu yönündeki iddiaların hatırlatılıp, “Sizin bu konuya bakış açınız nedir” diye sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “Daha önce söylemiştim; masanın bir ucunda Abdullah Öcalan, diğer ucunda da Recep Tayyip Erdoğan var. İkisi görüşüyorlar, pazarlık yapıyorlar” görüşünü ileri sürdü.
Paketten, toplumun bilgisi, olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Nasıl bir demokratikleşme paketi bilmiyoruz. Türkiye’de demokratikleşecek ama Türkiye halkının bundan haberi yok. Böyle bir demokrasi anlayışını biz kabul etmiyoruz. Eğer demokratikleşme olacaksa bu paketin kamuoyuna açıklanması, tartışılması, düşünürlerin, sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini bildirmesi gerekir. Öyle anlaşılıyor ki bunlar kendi aralarında oturdular, pazarlık yaptılar.”
TÜRBAN KARŞITLIĞI SÜRÜYOR
Pakette, “kamuda türban”, “anadil hizmeti” gibi bazı maddeler olduğunun dile getirilerek, değerlendirmesinin sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, yasalarla kılık kıyafetin düzenlenemeyeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Kılık kıyafetin düzenlenmesi ile ilgili yönetmelikler vardır. O yönetmelikler şu anda uygulanıyor zaten. Yasalarla neyi değiştireceksiniz” dedi. Kılıçdaroğlu, paketin kamuoyuna açıklanmadan bu konularda görüş bildirmenin de doğru olmadığını ifade ederken, “Önce bir bakalım neyi açıklayacaklar, neyi konuşacaklar, pazarlıklar ne oldu, uzlaştılar mı uzlaşmadılar mı? Bunları göreceğiz, ondan sonra kararımızı vereceğiz” değerlendirmesini yaptı.
“ÇOCUKLARI SİYASETE
MALZEME ETMEK HİÇ DOĞRU DEĞİL”
Kılıçdaroğlu, “BDP’nin anadilde eğitim olmadığı için okullarda boykot çağrısı var. Siz bu çağrıyı nasıl buluyorsunuz” sorusunu “Doğru bulmuyorum. Hele hele çocukları siyasete malzeme etmek hiç doğru değil. Bunlar bizim çocuklarımız. O çocukları alıp, siyasete malzeme etmenin bir anlamı yoktur” diye cevapladı.
YİNE HİTLER BENZETMESİ
Kılıçdaroğlu, “28 Şubat soruşturması ile ilgili Başbakan Erdoğan’ın burda sivil kanadın da olduğu yönünde açıklamaları olmuştu ve bunun arkasından Aydın Doğan ve Koç Grubu ile ilgili soruşturma başlatıldı. Siz nasıl görüyorsunuz bu süreci” sorusunu yanıtlarken de Hitler’in Almanyasında “Führer’e doğru” diye bir kavram olduğunu dile getirdi.
“Hitler bir şey söyler, ertesi gün bütün bürokrasi ve milletvekilleri onu yerine getirmek için yarışırlardı” diyen Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Benzer bir uygulama 2013’ün Türkiyesinde var. Recep Tayyip Erdoğan bir şey söylüyor, onun milletvekilleri, bürokratları, savcıları, yargıçları, onun söylemlerini yerine getirmek için çaba harcıyorlar. Türkiye’de gelinen nokta maalesef bu. Demokrasi açısından son derece riskli, son derece tehlikeli. Yargılamalar siyasetin isteği üzerine yapılırsa o zaman Türkiye’de yargı bağımsızlığından söz edilemez. Zaten de söz etmiyoruz. Yargı tümüyle siyasi iktidarın emrinde dolayısıyla o bir talimat veriyor, yargıda gereğini yapıyor. Buna da biz yargı diyoruz.” Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine önümüzdeki günlerde Adana’da “Savaşa Hayır” mitingi düzenleyeceklerini de bildirdi.