Kadim değerlerimizi bir kenara iterek Haçlı Batı’nın kriterleri çerçevesinde politikalar üreten Aile Bakanlığı’nın son 10 yılda yuvaların yıkıma sürüklenmesiyle ilgilenmeyip kadın istihdamına odaklanması büyük tepki topluyor.

Konuya ilişkin Akit’e konuşan Sıcak Yuva Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Av. Ali Cahit Polat, Akit’in haberlerinin doğru ve haklı gerekçelere dayandığını ifade etti. “Önce aileyi, çocuğu öncelemeliyiz. Bu konular tüm politikaların üzerinde tutulmalıdır” diyen Ali Cahit Polat, “Aile Bakanlığı ekonomik olarak kadınlara katkı sağlayacaksa ev hanımlarının emeklerini gözetmelidir. Ev hanımlarının sigortalanması, doğurduğu ve yetiştirdiği çocuk başına ekonomik kazanımlara kavuşturulması sağlanabilir. Kadının evde yapmış olduğu üretim gündeme getirilmiyor” diye konuştu.

Çocuklar anne şefkatinden uzak büyüyor

Aile Bakanlığı’nın uygulamalarına tepki gösteren Polat, “Kadın istihdamı, pozitif ayrımcılık kapsamında teşvik ediliyor. Bu tür çalışmalarda toplumun takdirini kazanmak için cazip meslekleri ön plana koyuyorlar. Halbuki kadınların çalıştırılmasına teşvik edilmesi, görünürde kadının lehine olsa bile aleyhindedir. Topluma faydalı üstün mesleklerin kadınlar tarafından da yapılmasına kimsenin itirazı yok. Ancak kadınların sadece çalışmaya yönlendirilmesi ve bu durumda aile içerisinde doğabilecek mahsurlar gündeme gelmiyor. Çocuğun bakımı, eğitimi, sağlığı ikinci plana atılıyor. Üst düzey gelirli ailelerde çocuklar, az eğitimli kadınlara bırakılıyor. Çocuklarını kreşlere gönderiyorlar. Bir çocuğun en önemli yaş dilimi olan 0-5 yaş grubu içerisindeki çocuklar anne şefkatinden mahrum kalıyor, eğitimi ve bakımdan uzak kalıyor” dedi.

Böyle giderse yuva biter

Akit’e konuşan Aile Danışmanı ve Yazar Asiye Türkan “Bu gidişe acilen dur denilmeli. Aksi takdirde yuva kavramı bitecek. Böylece aile kavramı ortadan kaldırılmakta, nikahsız beraberlikler meşrulaştırılmakta, ‘cinsiyet ayrımı yapmayacağız’ diye Lut (a.s)’ın kavminin helakına sebep olan nahoş durumun hoş görülmesi istenmektedir. Son dönemdeki gidişat ile iffet kavramı unutulmakta, dini hassasiyetimizle oynanmaktadır. 'Ayrıca kimlerden ve neden bu kanunları alıp hayatımıza dahil ediyoruz? Olayların bu kadar gerilmesine sebep olabilecek hataları nasıl yapabiliyoruz?' sorularını gündeme taşıyarak yanlış uygulamaların bir an önce terk edilmesi gerekiyor” diye konuştu.

FARUK ARSLAN