AKİT MENÜ

Dünya

‘Pakistan, Türkiye’nin vilayeti olmaya hazır’

Yazarımız Mustafa Özcan’ın, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere gittiği Pakistan’da edindiği izlenimlerinin ilk bölümünü dün yayınlamıştık. Mukaddime niteliği taşıyan ilk bölümden sonra bugün de Af-Pak (Afganistan-Pakistan) bölgesinde siyasetin suikastlar üzerinden nasıl şekillendirildiğini ve Af-Pak projesini Türkiye’ye de taşımak isteyen Pakistan Devlet Başkanı Ziya ül Hak’ın Türkiye hakkındaki düşüncelerini okuyacaksınız.

Güncelleme Tarihi:
Tunus’ta olduğu gibi Af-Pak bölgesinde de siyaset suikastlar üzerinden şekillendiriliyor..
Ahmet Şah Mesut’a yönelik ansızın gerçekleşen suikast 11 Eylül’ün ayak sesi olmuştur.  Boyutları 11 Eylül kadar meçhul kalmıştır. Başka suikastlarla da siyasi süreçler saptırılmıştır. Bunlardan birisi de Abdullah Azzam’a yönelik suikasttır.
Abdullah Azzam kayıp minarenin peşindeki adamdır. Kayıp minarenin bulunmaması için birileri onu da ortadan kaldırmıştır. Böylece mücahitler arasındaki tek bağ ve irtibat köprüsü olan Abdullah Azzam’ın saygınlığı da ortadan kalkmış ve mücahitler yetim kalmıştır. Sonrasında Afgan Arapları Kaide haline gelirken Hikmetlar ve Peştün mücahitlerinin mirası Taliban’a geçmiştir. Böylece SSCB’yi tarihe gömen Afgan cihadının kimyası bozulmuştur. Abdullah Azzam’ın öldürülmesi Afgan cihadını çığırından çıkarmıştır. 24 Kasım 1989 günü gerçekleştirilen suikast ile Abdullah Azzam’ın ortadan kaldırılmasıyla sanki misyonu bitirilmek istenmiştir.  Rusların  Afganistan’dan aynı dönemde çekilmesi de hatırlardan çıkarılmamalıdır.  Böylece yeni dönemde siyasi kaos üretilmiştir. Afgan davası da gerçek anlamda sahipsiz kalmıştır.
Bir yıl öncesinde de Afgan cihadının en büyük lojistik destekçisi olan Ziya ul Hak da bir suikasta kurban gitmiştir. Ziya ul Hak bir 17 Ağustos tarihinde(1988) deprem etkisi yapan bir suikastla ortadan kaldırılmıştır. Böylece Af-Pak projesi ve Pakistan’ın Orta Asya’ya ulaşma stratejisi baltalanmış ve küllenmiştir.

Ziya ul Hak’tan sonra ülke siyasi istikrarsızlığa sürüklenmiş ve Mesut Yılmaz ile Tansu Çiller arasındakine benzer bir zıtlaşma Ziya ul Hak’ın siyasi halefi olan Nevaz Şerif ile Benazır Butto arasında yaşanmış ve bu arada ABD Afgan politikasını değiştirmiştir.  Reagan’ın Bürhaneddin Rabbani ve arkadaşlarını ağırladığı toplantıda kullandığı ‘mücahitler’ sözü başka kavramlarla yer değiştirmiştir. Cihadı itibarsızlaştırma süreci başlatılmıştır.
Nevaz Şerif’in, nükleer yolsuzluklarla anılan Cihangir Keramet’i görevinden alması da generallerle ilişkisini gölgelemiştir. Yerine Müşerref atanmış, onu da serkeşlikten dolayı görevden almak isteyince Müşerref sadık generalleri vasıtasıyla Nevaz Şerif’i kansız bir darbe ile devirmiş ve böylece Pakistan bilmeden 11 Eylül olaylarının başlangıcını veya mukaddimatını yaşamıştır. Kimileri yanlış generalleri ataması nedeniyle Nevaz Şerif ile Muhammed Mürsi arasında benzerlikler kuruyor. Bu anlamda, Müşerref ile Sisi arasında da benzerlik kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.  Müşerref, Ziya ul Hak’ın reddi mirasıdır. Kendisini Pakistanlı bir Kemalist olarak tanımlamaktaydı.
 Ziya ül Hak, Af-Pak ortaklığını kuran insandır.  Müşerref ise yıkan insandır. Ürdün Kralı Hüseyin’in ifadesiyle Pakistan-Afganistan özel ilişikleri onun döneminde ‘fekku irtibat’ yani bir kopma süreci ve hali yaşamıştır. Buna karşılık, Müşerref Afganistan’ı feda ederek Keşmir’i kurtaracaklarını söylemiştir ama bu züğürt tesellisinden öte geçememiştir. Ziya ul Hak sadece Afganistan’la özel ilişkiler değil, Türkiye ile de özel ilişkiler kurmak istemiş ve ondan ‘68’inci vilayetiniz olmaya hazırız’ dediği nakledilmiştir.

YARIN: Lahor aslanı veya
küllerinden doğan Phoneix

Yorumlara Git

ABD'yi şok eden akılalmaz olay: Kadın ChatGPT'ye dava açtı! OpenAI dahil herkesi şoke ediyor

Öğretmen okul temizlikçisinin gözlerini bağladı! İzleyenlerin boğazı düğümlendi herkes ağladı! Siz de ağlayacaksınız!!!

Eurovision 2024 kazananı İsveçli şarkıcı Nemo, ‘İsrail varsa ben yokum’ diyerek birincilik ödülünü geri verdi! Ya Sevtap Erener?

Prens Bin Selman ile Eritre Devlet Başkanı Suudi Arabistan'da görüşme yaptılar

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: Hedefimiz, anayasa borcumuzu milletimize ödemektir