AKİT MENÜ

Siyaset

Kartelden hep aynı yalanlar!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan TÜMSİAD Uluslararası Kobi Şurasında AK Parti Hükümeti ve kendisine saldıran kesimlerle ilgili “Sanki bugün o başlıkları atanlar, arşivleri açmış, o başlıkları almış aynen bugün yine o başlıkları atmışlar” demişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 28 Şubat davasına bakan Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği belgeler Başbakan Erdoğan’ın haklılığını ortaya koydu.

Güncelleme Tarihi:
MURAT ALAN / İSTANBUL
28 Şubat davasına bakan Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesine ulaşan gazete kupürleri CHP, sözde STK’lar ve kartel medyasının milli iradeye her dönem benzeri yalanlarla saldırdığını gözler önüne serdi. Liberal ve ulusalcı faşistlerin son dönemde hep bir ağızdan dillendirdikleri “Dikta adımları”, “Diktatör Erdoğan”, “Türkiye’de basına benzersiz yasaklar var”, “basına sansür”, “medya baskı altına alınmaya çalışılıyor” şeklindeki yalanların 28 Şubat döneminde de Refahyol Hükümeti aleyhine söylendiği ortaya çıktı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının mahkemeye gönderdiği ibretlik gazete kupürlerinde Refahyol Hükümetinin “dikta adımları attığı”, hükümetin “Basına savaş açtığı” iddia ediliyor. CHP’lilerin ise o dönem bir grup STK ve kartel medyasının temsilcileriyle birlikte Taksim’de “Haberime dokunma” kampanyası yapıp, hükümetin basını susturmaya çalıştığı yönünde kamuoyu algısı oluşturmayı amaçladığı belirtiliyor.
MAHKEMEYE GÖNDERİLEN
MANŞETLER ERDOĞAN’I DOĞRULUYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan TÜMSİAD Uluslararası Kobi Şurasında AK Parti Hükümeti ve kendisine saldıran kesimlerle ilgili “Sanki bugün o başlıkları atanlar, arşivleri açmış, o başlıkları almış aynen bugün yine o başlıkları atmışlar” demişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 28 Şubat davasına bakan Ankara 13. Ağır  Ceza Mahkemesine gönderdiği belgeler Başbakan Erdoğan’ın haklılığını ortaya koydu. 28 Şubat döneminde darbecilerle işbirliği yapan medyaya ilişkin mahkemeye gönderilen gazete kupürleri, köşe yazıları ve muhalefetteki partilerle ortak yürütülen kampanyalara ait belgeler, Refahyol Hükümetinin türlü iftiralarla baskı altına alınmaya çalışıldığını gözler önüne serdi.
Dava dosyasında o gazete kupürleri ve çirkin kampanyaların küçük bir kısmı şöyle sıralanıyor:
“ 18 Kasım 1996 Milliyet Gazetesi: Dikta adımları. Basına savaş açan hükümet sansürü hortlatıyor. Refahyol aşama aşama medyayı susturma peşinde. Mecliste yapılacak genel görüşmeden sonra sıra sansür yasasında.
Milliyet Gazetesi Derya Sazak: Medya düşmanlığı. Hocanın niyeti çok açık. Dikta rejimlerinde gazeteler nasıl çalışıyorsa, Kaddafi’nin Libya’sında basın ne ölçüde özgürse, Türkiye’ye de aynı elbise giydirilmeye çalışılıyor. Erbakan medyayı İran, Irak ve Suriye’deki gibi güdümlü hale getirmek istiyor.
25 Kasım 1996 Milliyet Gazetesi: Sansüre anlamlı protesto Haberime dokunma. Hükümetin basına sansür girişimini protesto eden CHP, Taksim’de “Haberime dokunma” yürüyüşü düzenleyerek imza kampanyası başlattı. CHP’liler, “Basını susturmak diktatörlüktür” ve “CHP özgürlüklerin kalesidir” yazılı pankartlarla Taksim’e yürüdü. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, İstanbul Milletvekili Atlan Öymen, Ercan Karakuş ve Algan Hacaloğlu, Ahmet Güryüz İl Başkanı Mehmet Özpolat ve Parti Meclisi üyesi Bedri Baykam’ın da aralarında olduğu yaklaşık 500 partili, Atatürk Anıtı’na çelen koydu.  
25 Kasım 1996 Milliyet Gazetesi: Prof. Çetin Özek: ‘Yalan haber diye bir şey olmaz, baskı yöntemidir.’ Saydam yönetim istemiyorlar.”
2008’DEKİ ÖDENEK YOK
YALANI DA ÖRTÜŞÜYOR
Gönderilen dosyada bir başka dikkat çekici benzerlik ise askerin “ödeneksizlik” iddiası oldu.
Aktütün saldırısı olduğu dönemde askerlerin “ödenek yok” yönündeki yalan beyanlarının Kartel medyası tarafından köpürtülüp başarısızlığın hükümete mal edilmek istenmesi hafızalarda ki tazeliğini korurken, benzeri bir oyunun Refahyol iktidarı içinde oynandığı ifade edildi. 1997’de helikopterimizin teröristler tarafından vurulması yüzünden 13 askerimizin şehit olması olayı Dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak tarafından hükümetin ödenek vermemesine bağlandı.
Aktütün saldırısı sonrası Iğsız’ın “ödenek yok” yalanını anımsatan Özkasnak uydurması kartel tarafından şu başlıklarla köpürtüldü:
“8 Haziran 1997 Sabah Gazetesi: Koltuk hırsı gözlerini kararttı. Oy avcılığına para var askere yok.  Seçim kazanırım hesabıyla çiftçiye açıktan 60 trilyon veren Refahyol Hükümeti, Kuzey Irak’ta savaşan Silahlı Kuvvetler’den 40 trilyon esirgedi.
7 Haziran 1997 Milliyet Gazetesi: Ödenek faciası. Genelkurmay, 13 askerin şehit olduğu iki helikopteri PKK’nın düşürdüğünü açıkladı. Tümgeneral Özkasnak, ödenek verilmediği için hükümetten yakındı.
Hürriyet Gazetesi Ertuğrul Özkök: Meğer 11 şehit gerekiyormuş. Dün Kocatepe Camii’nin avlusunda yan yana yatan 11 şehidin arkasındaki Ankara manzarası şudur: Türk Silahlı kuvvetleri Kuzey Irak’ta tarihinin en büyük sınır ötesi operasyonlarından birini sürdürüyor. Seçim kampanyasını ne idüğü belirsiz bir referandum haline getirmeye çalışanlar ortada yok.” 
Yorumlara Git

İlk duruşma tarihi belli oldu! Ekrem’in yolsuzluk soruşturmasında flaş gelişme

Mehmet Akif Ersoy ilk kez açıklama yaptı! “Suçlamaları kabul etmiyorum”

Son dakika! Soruşturma açıldı! TBMM'deki tacize 4 gözaltı

Milli futbolcumuz Arda Güler'in piyasa değeri 90 milyon Euro’ya yükseldi

Yarım asırlık sır ortaya çıktı: 1975’te düşen THY uçağının enkazı tespit edildi! Su altı dronu ile işte böyle görüntülendi