AKİT MENÜ

Siyaset

Hırs toplumu çürüten bir hastalıktır

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kongrede yaptığı konuşmada “Hırs; toplumu çürüten bir hastalıktır. Hırs; özellikle de dünyanın kaynaklarına göz diken, dünyayı yaşanmaz hale getiren, adaletsizliğe, savaşlara, çatışmalara yol açan, istikbali karartan çok ciddi bir hastalıktır” dedi. Erdoğan konuşmasında, dünyadaki milyarlarca yoksula, Suriye’deki katliama ve Mısır’daki zulme de değindi.

Güncelleme Tarihi:
HABER MERKEZİ- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Asya Pasifik Perakende Kongresi ve Fuarı”nın açılışını yaparak kongre ve fuarın, tüm katılımcı ülkeler, bölge ve tüm dünya için hayırlara vesile olmasını diledi. Erdoğan, İstanbul’un, Çin’den başlayıp Avrupa’nın içlerine kadar uzanan, tarihin en büyük ve en eski ticaret yolu olan İpek Yolu üzerinde çok önemli bir ticaret merkezi olduğunu, belirtti.  
KONGRE VE FUARIN İSTANBUL‘DA
OLMASI SON DERECE ÖNEMLİ
Erdoğan, bu organizasyonun gerçekleşmesini sağlayan Ekonomi Bakanlığı‘na, Bakan Çağlayan ve ekibine, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği‘ne, Türkiye İhracatçılar Meclisi‘ne, başkanlara ve ekiplerine de teşekkür etti.  Başbakan Erdoğan, „Bugün bu kongre ve fuarın İstanbul‘da yapılıyor olmasını son derece anlamlı buluyor, son derece önemsiyoruz. Bölgemiz ve dünyamız açısından son derece önemli olan bu buluşmaya katılanlara, katkı verenlere, destekleyenlere de ayrıca teşekkür ediyor, kongre ve fuarın yeni bir dünya, yeni bir ticaret için ufuk açıcı olmasını temenni ediyorum“ ifadelerini kullandı.
 “HIRS; İSTİKBALİ KARARTAN
ÇOK CİDDİ BİR HASTALIKTIR”
Erdoğan, konuşması sırasında, „siftah“ ve „kanaat“ gibi sözcükleri yabancı dile çevirmenin zor olduğunu belirterek, tercümanlara dikkat etmeleri hususunda uyarıda bulundu.
Başbakan Erdoğan, aynı şekilde, „kanaatsizlik“ kavramının da bütün kültürlerde, bütün geleneklerde, hatta bütün dinlerde ayıp görülmüş, kınanmış bir tavır olduğunu anlatarak, „Kanaatin zıddı, ‚Hırs‘tır... Hırs; insanın kendisini tüketen bir hastalıktır. Hırs; toplumu çürüten bir hastalıktır. Hırs; özellikle de dünyanın kaynaklarına göz diken, dünyayı yaşanmaz hale getiren, adaletsizliğe, savaşlara, çatışmalara yol açan, istikbali karartan çok ciddi bir hastalıktır“ diye konuştu.
“MİLYARLARCA YOKSUL VAR AMA
UZANAN VARLIKLI EL YOK”
Dünyanın küreselleştiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: “Sermayenin de, rekabetin de küresel ölçeğe yayıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Ancak burada şunun altını özellikle çiziyorum: Küreselin, yereli yok ettiği, boğduğu, ezdiği bir dünya, yaşanılır bir dünya olmaz, olamaz. Bütün dinler, bütün kültür ve gelenekler, bize, insanlığa, sınırsızca kazanmayı ve sınırsızca tüketmeyi nahoş göstermiş, bunu kınamış, hatta kimileri bunu yasaklamıştır. Eğer bir yerde, sınırsızca kazanma, sınırsızca tüketme hırsı varsa; biliniz ki orada adaletsizlik de vardır, eşitsizlik de vardır, zulüm de vardır, yoksulluk da vardır. Sermaye ve ticaret küreselleşirken, eğer hırs da küresel bir boyut kazanıyorsa, biliniz ki, artık yoksulluk da küreselleşmeye başlamış, eşitsizlik dünyayı tehdit eder bir hale gelmiştir. İşte şu anda dünyada milyarlarca yoksul var. Bu yoksullara uzanan varlıklı el yok.”
“KOMŞUSU AÇKEN, BİR İNSAN TOK
YATIYORSA, ORADA ÇÜRÜME BAŞLAMIŞTIR”
Küresel ölçekte yaşanan birçok sorunun temelinde, hırsın olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: “Yaşanan savaşlara, çatışmalara, teröre, göçlere baktığınızda, altında hırs olduğunu göreceksiniz. İklim değişikliği, çevre kirliliği, eko sistemin bozulması, susuzluk, salgınlar gibi sorunlara baktığınızda, altında önce hırsın olduğunu göreceksiniz. Özellikle, son yaşadığımız küresel ekonomik krizi analiz ettiğinizde, altında, sınırsız kazanma, sınırsız harcama hırsının olduğunu göreceksiniz. Türkçe’de çok güzel, çok anlamlı bir söz var; benzeri öğütlerin inanıyorum ki sizlerin dillerinde, sizlerin kültürlerinde de olduğuna eminim. (Bunun da tercümesi çok önemli) ‘Biri yer, biri bakar; kıyamet işte ondan kopar.’ Komşusu açken, bir insan tok yatıyorsa, orada çürüme başlamıştır.”
“21.YÜZYIL, BİR DAYANIŞMA YÜZYILI OLMALIYDI”
Erdoğan, konuşmasını, şöyle sürdürdü: “Bu süreci, bu gidişi durdurmak, buna tedbirler üretmek elbette ki bizlerin, dünya siyaset liderlerinin ve sizin içinizdeki ticari sahada bulunan liderlerin de önemli bir görevidir, meselesidir. Nitekim, başta G-20 Toplantıları olmak üzere, bir çok uluslararası platformda bu uyarılarımızı yapıyoruz; dünyayı tehdit eden bu hırs üzerinde etraflıca konuştuk, konuşuyoruz. İnsanlık, büyük çoğunluğuyla emperyal duygulara mı hizmet edecek yoksa insanlık, bir dayanışmanın bir paylaşımın dünyada egemen olmasına mı gayret gösterecek? Mesele bu. Ben inanıyorum ki 21. asır aslında bir paylaşım, bir dayanışma asrı olmalıydı. Asya Pasifik Perakendeciler Kongresini aslında bu organizasyonu, dev bir sivil toplum kuruluşunun yapılaşması olarak görmek ve bunun üzerine çalışmak çok isabetli olur. 16’ncısı gerçekleştirilen bu kongre bence bunun da adımlarını atmalıdır. Bu mesele, dünya liderlerinin olduğu kadar, dünya üzerindeki her bir ferdin de meselesi olmak zorundadır. Eğer dünya bu şekilde giderse, dolar, avro, yen, yuan, ruble, Türk lirası, bir gün insanlığın elinde sadece birer kağıt parçası olarak kalacak. O meşhur Kızılderili sözünde olduğu gibi, elimizdeki kağıt parçalarının yenmediğini görecek, ama o zaman çok geç kalmış olacağız. Şunu hepimiz biliyoruz ki bizler, bugüne, bugün yaşayanlara karşı sorumlu olduğumuz kadar, geleceğimize ve gelecek nesillere karşı da sorumluyuz. Dünyamızın 50 yıl, 100 yıl sonra da yaşanabilir bir halde olmasını istiyorsak, farklı bir dünyayı, farklı bir ekonomik anlayışı çocuklarımıza miras bırakmak zorundayız.”

Hopa olayları davası 21 Şubat’a ertelendi
ARTVİN - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hopa mitingi öncesi ve sonrasında yaşanan olaylara ilişkin davaya devam edildi. Hopa Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın bugün yapılan altıncı duruşmasına, tutuksuz yargılanan 20 sanık ile sanık avukatları Oya Meriç Eyüpoğlu, Çetin Tekdoğan katıldı. Bazı sanık yakınları da duruşmayı izledi. Mahkemece savunması alınan sanıklardan Ali Şükrü Kibar, 31 Mayıs 2011’de, HES’ler ve ÇAYKUR’un özelleştirilmek istenmesini protesto için yapılacak eyleme katılmak amacıyla Hopa meydanına geldiğini belirterek, şunları söyledi: “Meydana geldiğimde Metin Lokumcu’nun öldüğünü duydum. Her taraf gaz bombasıyla kaplıydı. Ağlayan, sinir krizi geçiren insanlar vardı. Polis tarafından yapılan saldırıya ben de maruz kaldım. Hastaneye giderken karmaşanın içerisinde kaldım. Hastaneye gittiğimde ise Başbakan Erdoğan’ın korumasının yaralandığını ve hastaneye getirildiğini gördüm. Başka bir koruma silah çekerek havaya ateş etti, ağza alınmayacak sözler söyledi. Biz de orada bulunan arkadaşlarımla olaya sözlü tepki verdik. Bunun dışında hiçbir davranışım olmadı. Beraatımı istiyorum.”
Sanıklardan Tanju Aksu, Doğan Yıldız, Süleyman Ustabaş da suçsuz olduklarını iddia ettiler.
“BEN OTOPARK BEKÇİSİ MİYİM?”
Sanık avukatı Oya Meriç Eyüpoğlu’nun konuştuğu sırada mübaşirin hatalı araç parkı yapıldığı yönünde iki kez uyarı yapması üzerine hakim Pına Çağşur, “Duruşmada ciddi olalım. Karşılıklı nezaketi bozmayalım. Bir daha da plaka almayalım. Ben otopark bekçisi miyim? dedi. Mahkeme, savunmaların ardından üç sanığın talimat cevabının beklenmesine, şikayetçilerin mağduriyetlerinin tespitine, bir gazetede yayımlanan olaylara ilişkin fotoğrafların orjinallerinin istenmesine karar vererek, duruşmayı 21 Şubat 2014 tarihine erteledi.

Yorumlara Git

Gençler Arasında Yeni Akım: ‘Ben Yılbaşı Kutlamıyorum, Çünkü Müslümanım!

Ünlü Yunan şirket dev üretici Türk devini satın aldı: Üretim kapasitesine sahip demişti! Dudak uçuklatan bedel

Bakan Işıkhan'dan asgari ücret açıklaması: Çalışanları koruyacağız!

CHP’li belediyelerde “Yakın Çevre Kıyağı” Liyakat zirveye çıktı! Erdem Atay isim isim açıkladı

İBB'den yüzde 200 zam