Siyaset
Vampir resmen CHP’de
28 Şubat sürecinde RP ve FP için açtığı mesnetsiz kapatma davalarında, parti yöneticileri için “vampir” ve “habis ur” diyen eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, CHP’ye katıldı. Geçmişte de CHP üyesi gibi hareket eden ve yargıyı CHP’nin arka bahçesine çeviren Savaş’ın, partiye katıldıktan sora “Bugün hayatımın en onurlu günü” demesi, “DSP ve CDP’ye gittiğinde onursuz muydu” sorularına yol açtı.
Güncelleme Tarihi:
FURKAN ALTINOK / ANKARA
Bugün yargı önünde olan 28 Şubat sürecinde Refah ve Fazilet partilerine gazete kupürleriyle açtığı kapatma davalarıyla hatırlanan eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, Antalya Alanya’da düzenlenen törende CHP’ye katılarak, siyasete atıldı.
“HAYATIMIN EN ONURLU GÜNÜ”
CHP’ye katılan Vural Savaş, “Bugün hayatımın en onurlu gününü yaşıyorum. Çünkü Kurtuluş Savaşı’na katılmış bir Kuvayi Milliyeci ne hissediyorsa ben de onu hissediyorum. CHP’ye katılmanın ve destek vermenin tam zamanıdır. Hiçbir partiye nasip olmamış bir genel başkana sahibiz. Dürüst onurlu ve demokrat ve parti içi demokrasiyi sağlamış kişi” dedi.
VURAL SAVAŞ KİM?
Savaş, 1997’de Refah Partisi’nin (RP) kapatılması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Aynı başvuruyu 1999’da ise Fazilet Partisi (FP) için yaptı. Savaş, FP için açtığı davanın iddianamesinde partinin yöneticileri için ‘vampir’ ve ‘habis ur’ gibi benzetmeler yaptı. Militan Demokrasi kitabında RP’nin “Cumhuriyet tarihinin en büyük sahtekârlık çetesi” olduğunu ileri sürdü.
DSP VE CDP HÜSRANININ ARDINDAN…
Savaş emekli olduktan sonra, bir taraftan Ergenekon hükümlüsü Perinçek’in Ulusal Kanal’ı ve Aydınlık Dergisi’nde yayın yaparken, diğer taraftan Yekta Güngör Özden ve Osman Özbek’le birlikte Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi’ni kurmuş fakat büyük bir hüsran yaşamıştı. Vural 3 Kasım seçimleri öncesi de barajı geçemeyen DSP’den milletvekili adayı olmuştu.
DÜNDEN BUGÜNE YARGIDA SOL VESAYET
Emekli olunca CHP gibi sol partilerden siyasete atılan hakim ve savcılar kervanına Savaş’ın da katılması, 1960 darbesi sonrası temelleri atılan ve bugün halen etkisini gösteren “yargıdaki sol vesayet”i akıllara getirdi.
1960 darbesinin ilk 7 ayı içinde daha anayasa yapılmadan Yargıtay üyelerinin dörtte biri, Danıştay üyelerinin yarısından fazlası, ilk derece mahkeme hakim ve savcılarının da altıda biri re’sen emekliye sevk edildi. Emekli edilenlerin yerlerine darbe rejiminin onayladığı isimler atanarak devrimci ve ilerici yargının temelleri atıldı. Daha sonra Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Hakimler Kurulu oluşturularak yargı vesayeti tahkim edildi.
ECEVİT: YARGI DEVRİMCİLERİN ELİNDEDİR
Dönemin CHP liderlerinden Bülent Ecevit tarafından “Yargı devrimcilerin elindedir” sözüyle ifade edilmişti.
YASSIADA HAKİM VE
SAVCILARI ÖDÜLLENDİRİLDİ
Dönemin Başbakanı Adnan Menderes ve iki bakan arkadaşının idamına karar veren Yassıada Mahkemesinde hakim, savcı ve soruşturma kurulu üyesi olarak görev yapan yargı mensuplarının neredeyse tamamı daha sonra ödül olarak yüksek yargıda terfi ettirildi. Darbe komitesi tarafından Yassıada Mahkemesi’nde görevlendirilen hâkim ve savcılar, Yüksek Hâkimler Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve YSK’ya başkan ve üye yapıldılar. Menderes’i astıran Yassıada Mahkemesinde görev alan hakim ve savcıların arasından 3 Anayasa Mahkemesi başkanı, 2 Yüksek Hakimler Kurulu başkanı, 2 Yargıtay başkanı ile YSK başkanı, Danıştay başkanı ve Danıştay başsavcısı çıktı. Menderes ve arkadaşlarına ‘Sizi buraya tıkan güç böyle istedi’ diyen Yassıada Mahkemesi Başkanı Salim Başol, 1962’de Anayasa Mahkemesi kurulunca ödül olarak buraya atandı ve mahkemenin ilk üyeleri arasında yer aldı.
AYM HEYETİNDE CHP YÖNETİCİSİ ÜYE
Yassıada Mahkemesi Başsavcısı Ömer Altay Egesel İzmir Cumhuriyet Savcısı iken darbeden sonra Yüksek Adalet Divanı Başsavcılığına getirildi. Daha sonra terfi ettirilerek Yargıtay üyeliğine atandı. 1977-78 yıllarında Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanlığına getirildi. Anayasa Mahkemesinin ilk heyetindeki 15 asıl üyeden 4’ü Yassıada Mahkemesinde görev alanlar arasından, 5’i darbecilerin oluşturduğu Kurucu Meclis üyeleri arasından seçilmişti. Heyette ayrıca eski bir CHP’li milletvekili ve CHP hükümetleri döneminde uzun süre görev yapmış bir bürokrat vardı. Askeri hakim Necdet Darıcıoğlu, 27 Mayıs darbesinden sonra Yassıada Yüksek Soruşturma Kurulu üyeliğine ve Yüksek Adalet Divanı Başsavcı yardımcılığına getirilmişti. Darıcıoğlu daha sonra Askeri Yargıtay Üyesi ve 1977’de Anayasa Mahkemesi üyesi seçildi. Yassıada Mahkemesinde etkili görevlerde bulunan Darıcıoğlu darbeden 30 yıl geçmesine rağmen mahkeme üyelerinin oylarıyla 1990’da Anayasa Mahkemesi Başkanı seçildi.
DARBELER YARGIDAKİ VESAYETİ PEKİŞTİRDİ
12 Eylül Anayasasıyla yargıya hakim olan resmi ideoloji kalıcı hale getirilirken, 28 Şubat sürecinde Genelkurmay’da yargı mensuplarına verilen irtica brifingleriyle darbecilerin yargıya biçtiği misyon yeniden hatırlatıldı. Türk demokrasisinin gelişmesine, toplumdaki fikirsel değişim ve dönüşüme rağmen kendi içine kapalı yapısı sayesinde yargıdaki bu katı ideolojik yapı 1960’lı yıllardan günümüze kadar taşındı.
Bugün yargı önünde olan 28 Şubat sürecinde Refah ve Fazilet partilerine gazete kupürleriyle açtığı kapatma davalarıyla hatırlanan eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, Antalya Alanya’da düzenlenen törende CHP’ye katılarak, siyasete atıldı.
“HAYATIMIN EN ONURLU GÜNÜ”
CHP’ye katılan Vural Savaş, “Bugün hayatımın en onurlu gününü yaşıyorum. Çünkü Kurtuluş Savaşı’na katılmış bir Kuvayi Milliyeci ne hissediyorsa ben de onu hissediyorum. CHP’ye katılmanın ve destek vermenin tam zamanıdır. Hiçbir partiye nasip olmamış bir genel başkana sahibiz. Dürüst onurlu ve demokrat ve parti içi demokrasiyi sağlamış kişi” dedi.
VURAL SAVAŞ KİM?
Savaş, 1997’de Refah Partisi’nin (RP) kapatılması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Aynı başvuruyu 1999’da ise Fazilet Partisi (FP) için yaptı. Savaş, FP için açtığı davanın iddianamesinde partinin yöneticileri için ‘vampir’ ve ‘habis ur’ gibi benzetmeler yaptı. Militan Demokrasi kitabında RP’nin “Cumhuriyet tarihinin en büyük sahtekârlık çetesi” olduğunu ileri sürdü.
DSP VE CDP HÜSRANININ ARDINDAN…
Savaş emekli olduktan sonra, bir taraftan Ergenekon hükümlüsü Perinçek’in Ulusal Kanal’ı ve Aydınlık Dergisi’nde yayın yaparken, diğer taraftan Yekta Güngör Özden ve Osman Özbek’le birlikte Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi’ni kurmuş fakat büyük bir hüsran yaşamıştı. Vural 3 Kasım seçimleri öncesi de barajı geçemeyen DSP’den milletvekili adayı olmuştu.
DÜNDEN BUGÜNE YARGIDA SOL VESAYET
Emekli olunca CHP gibi sol partilerden siyasete atılan hakim ve savcılar kervanına Savaş’ın da katılması, 1960 darbesi sonrası temelleri atılan ve bugün halen etkisini gösteren “yargıdaki sol vesayet”i akıllara getirdi.
1960 darbesinin ilk 7 ayı içinde daha anayasa yapılmadan Yargıtay üyelerinin dörtte biri, Danıştay üyelerinin yarısından fazlası, ilk derece mahkeme hakim ve savcılarının da altıda biri re’sen emekliye sevk edildi. Emekli edilenlerin yerlerine darbe rejiminin onayladığı isimler atanarak devrimci ve ilerici yargının temelleri atıldı. Daha sonra Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Hakimler Kurulu oluşturularak yargı vesayeti tahkim edildi.
ECEVİT: YARGI DEVRİMCİLERİN ELİNDEDİR
Dönemin CHP liderlerinden Bülent Ecevit tarafından “Yargı devrimcilerin elindedir” sözüyle ifade edilmişti.
YASSIADA HAKİM VE
SAVCILARI ÖDÜLLENDİRİLDİ
Dönemin Başbakanı Adnan Menderes ve iki bakan arkadaşının idamına karar veren Yassıada Mahkemesinde hakim, savcı ve soruşturma kurulu üyesi olarak görev yapan yargı mensuplarının neredeyse tamamı daha sonra ödül olarak yüksek yargıda terfi ettirildi. Darbe komitesi tarafından Yassıada Mahkemesi’nde görevlendirilen hâkim ve savcılar, Yüksek Hâkimler Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve YSK’ya başkan ve üye yapıldılar. Menderes’i astıran Yassıada Mahkemesinde görev alan hakim ve savcıların arasından 3 Anayasa Mahkemesi başkanı, 2 Yüksek Hakimler Kurulu başkanı, 2 Yargıtay başkanı ile YSK başkanı, Danıştay başkanı ve Danıştay başsavcısı çıktı. Menderes ve arkadaşlarına ‘Sizi buraya tıkan güç böyle istedi’ diyen Yassıada Mahkemesi Başkanı Salim Başol, 1962’de Anayasa Mahkemesi kurulunca ödül olarak buraya atandı ve mahkemenin ilk üyeleri arasında yer aldı.
AYM HEYETİNDE CHP YÖNETİCİSİ ÜYE
Yassıada Mahkemesi Başsavcısı Ömer Altay Egesel İzmir Cumhuriyet Savcısı iken darbeden sonra Yüksek Adalet Divanı Başsavcılığına getirildi. Daha sonra terfi ettirilerek Yargıtay üyeliğine atandı. 1977-78 yıllarında Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanlığına getirildi. Anayasa Mahkemesinin ilk heyetindeki 15 asıl üyeden 4’ü Yassıada Mahkemesinde görev alanlar arasından, 5’i darbecilerin oluşturduğu Kurucu Meclis üyeleri arasından seçilmişti. Heyette ayrıca eski bir CHP’li milletvekili ve CHP hükümetleri döneminde uzun süre görev yapmış bir bürokrat vardı. Askeri hakim Necdet Darıcıoğlu, 27 Mayıs darbesinden sonra Yassıada Yüksek Soruşturma Kurulu üyeliğine ve Yüksek Adalet Divanı Başsavcı yardımcılığına getirilmişti. Darıcıoğlu daha sonra Askeri Yargıtay Üyesi ve 1977’de Anayasa Mahkemesi üyesi seçildi. Yassıada Mahkemesinde etkili görevlerde bulunan Darıcıoğlu darbeden 30 yıl geçmesine rağmen mahkeme üyelerinin oylarıyla 1990’da Anayasa Mahkemesi Başkanı seçildi.
DARBELER YARGIDAKİ VESAYETİ PEKİŞTİRDİ
12 Eylül Anayasasıyla yargıya hakim olan resmi ideoloji kalıcı hale getirilirken, 28 Şubat sürecinde Genelkurmay’da yargı mensuplarına verilen irtica brifingleriyle darbecilerin yargıya biçtiği misyon yeniden hatırlatıldı. Türk demokrasisinin gelişmesine, toplumdaki fikirsel değişim ve dönüşüme rağmen kendi içine kapalı yapısı sayesinde yargıdaki bu katı ideolojik yapı 1960’lı yıllardan günümüze kadar taşındı.