Aktüel
Devletin dilekçesiz iş yapmamasına tepki
Devletin hemen hemen her alanda dilekçe ile müracaat edilmediğinde vatandaşın şikâyeti ya da işiyle ilgilenmediğini belirten Kültürel Genetik Araştırmaları Düşünce ve Teşhis Platformu Onursal Başkanı Dr. Deniz Şar, “Yönetim biliminde böyle bir şey yok, şikâyet üzerine yönetim mi olur? ‘Sen dilekçe yaz, bana şikâyet et, ben düşüneyim bakayım, edeyim’ diyorlar. Böyle şey olmaz. Bütün devlet daireleri böyle çalışıyor” dedi.
Güncelleme Tarihi:
SİNAN YAVUZOĞLU/ANKARA
Türkiye’de kamu yönetimi ve hizmetlerinin uygulama teknikleri ve denetimi noktasında büyük eksikliklerin yaşandığı bildiriliyor.
Hemen her alanda vatandaşından dilekçe talep eden bir devlet sistemiyle karşı karşıya bulunulduğunu söyleyen Kültürel Genetik Araştırmaları Düşünce ve Teşhis Platformu Onursal Başkanı Dr. Deniz Şar, “Bu ancak sömürgelerde görülen bir yaklaşımdır” tespitinde bulundu.
Birçok gelişmiş ülkede mesela ölüm halinde nüfus ve sosyal güvenlik kurumlarının re’sen harekete geçerek vatandaşın işlemlerini ivedilikle yerine getirdiğini örnek gösteren Şar, Türkiye’de ise bu işlemlerin tamamının başvuruya tâbi olduğunu, başvuruda bulunmayan insanların haklarını elde etmede büyük gecikmelerle karşılaştıklarını, Türkiye’nin yönetim bilimi ve uygulamaları noktasında taş devrini andırdığını söyledi.
SİSTEM VATANDAŞ ALEYHİNE İŞLİYOR
Diğer birçok alanda da, hakların talep edilmemesi durumunda zaman aşımı gibi riskler sebebiyle hak kayıplarının yaşandığını bildiren Şar, “Türkiye’de devlet vatandaş ilişkisi vatandaş aleyhine kurgulanmış durumda” dedi. Türkiye’deki sistemin, siyaset ve idare bilimine yeni ve olumsuz bir kavram eklediğini belirten Şar, bunu kendisinin “Manegement by Complaint” (şikayet üzerine yönetim) olarak tanımladığını kaydetti.
TÜRKİYE GİZLİ SİYON
SÖMÜRGESİ MİDİR?
Deniz Şar şöyle devam etti: “Yönetim biliminde böyle bir şey yok, şikayet üzerine yönetim mi olur? Birileri bizle dalga geçiyor. Birilerinin kurduğu devlet milletle dalga geçiyor ve bunu çok uzun süredir yapıyorlar. ‘Sen dilekçe yaz, bana şikayet et, ben düşüneyim bakayım, edeyim’ diyorlar. Böyle şey olmaz. Bütün devlet daireleri böyle çalışıyor. Devleti kuranlar ne Türkler ne Müslümanlar. Başka bir madde, bu sömürge sistemlerinde olur. Bu yaşadıklarımız sömürenlerle sömürülenler arasındaki lisan, algı ve anlayış problemini hatırlatıyor. Türkiye gizli Siyon sömürgesi midir?”
“YÖNETİM YÖNTEMLERİ VE
DENETİMİ ÜZERİNDE DURULMALI”
Sıkıntının mevcut hükümetle bir alakasının bulunmadığını da ekleyen Şar, tespitlerinin siyaset üstü bir noktayı işaret ettiğini kaydederek şöyle devam etti, “Türkiye’de sistem sıkıntısının çözülmesi halinde 200 yıl daha bu böyle gider. Emin olun Türkiye Tanzimat’ta da böyleydi. Türkiye’nin demokratikleştirilmeye çalışılması olumlu bir girişim. Ancak bu tek başına yeterli değil. Bugün 20 sene önceki sıkıntılarla uğraşıyor. 12 Eylül’dü, 28 Şubat’tı.. Ya geçtiğimiz hafta veya bugün yaşanan sıkıntılar ne zaman çözülecek? 20 sene de bunları mı bekleyeceğiz? Türkiye’nin kültürel genetik harita ihtiyacı var.”
Türkiye’de kamu yönetimi ve hizmetlerinin uygulama teknikleri ve denetimi noktasında büyük eksikliklerin yaşandığı bildiriliyor.
Hemen her alanda vatandaşından dilekçe talep eden bir devlet sistemiyle karşı karşıya bulunulduğunu söyleyen Kültürel Genetik Araştırmaları Düşünce ve Teşhis Platformu Onursal Başkanı Dr. Deniz Şar, “Bu ancak sömürgelerde görülen bir yaklaşımdır” tespitinde bulundu.
Birçok gelişmiş ülkede mesela ölüm halinde nüfus ve sosyal güvenlik kurumlarının re’sen harekete geçerek vatandaşın işlemlerini ivedilikle yerine getirdiğini örnek gösteren Şar, Türkiye’de ise bu işlemlerin tamamının başvuruya tâbi olduğunu, başvuruda bulunmayan insanların haklarını elde etmede büyük gecikmelerle karşılaştıklarını, Türkiye’nin yönetim bilimi ve uygulamaları noktasında taş devrini andırdığını söyledi.
SİSTEM VATANDAŞ ALEYHİNE İŞLİYOR
Diğer birçok alanda da, hakların talep edilmemesi durumunda zaman aşımı gibi riskler sebebiyle hak kayıplarının yaşandığını bildiren Şar, “Türkiye’de devlet vatandaş ilişkisi vatandaş aleyhine kurgulanmış durumda” dedi. Türkiye’deki sistemin, siyaset ve idare bilimine yeni ve olumsuz bir kavram eklediğini belirten Şar, bunu kendisinin “Manegement by Complaint” (şikayet üzerine yönetim) olarak tanımladığını kaydetti.
TÜRKİYE GİZLİ SİYON
SÖMÜRGESİ MİDİR?
Deniz Şar şöyle devam etti: “Yönetim biliminde böyle bir şey yok, şikayet üzerine yönetim mi olur? Birileri bizle dalga geçiyor. Birilerinin kurduğu devlet milletle dalga geçiyor ve bunu çok uzun süredir yapıyorlar. ‘Sen dilekçe yaz, bana şikayet et, ben düşüneyim bakayım, edeyim’ diyorlar. Böyle şey olmaz. Bütün devlet daireleri böyle çalışıyor. Devleti kuranlar ne Türkler ne Müslümanlar. Başka bir madde, bu sömürge sistemlerinde olur. Bu yaşadıklarımız sömürenlerle sömürülenler arasındaki lisan, algı ve anlayış problemini hatırlatıyor. Türkiye gizli Siyon sömürgesi midir?”
“YÖNETİM YÖNTEMLERİ VE
DENETİMİ ÜZERİNDE DURULMALI”
Sıkıntının mevcut hükümetle bir alakasının bulunmadığını da ekleyen Şar, tespitlerinin siyaset üstü bir noktayı işaret ettiğini kaydederek şöyle devam etti, “Türkiye’de sistem sıkıntısının çözülmesi halinde 200 yıl daha bu böyle gider. Emin olun Türkiye Tanzimat’ta da böyleydi. Türkiye’nin demokratikleştirilmeye çalışılması olumlu bir girişim. Ancak bu tek başına yeterli değil. Bugün 20 sene önceki sıkıntılarla uğraşıyor. 12 Eylül’dü, 28 Şubat’tı.. Ya geçtiğimiz hafta veya bugün yaşanan sıkıntılar ne zaman çözülecek? 20 sene de bunları mı bekleyeceğiz? Türkiye’nin kültürel genetik harita ihtiyacı var.”