Gündem
Çevik Bir: 28 Şubat, İslam’a karşı ve İsrail’in çıkarlarını korumak için yapıldı
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 28 Şubat darbe davası duruşmalarını müşteki sıfatıyla takip eden YAŞ’zede Ahmet Durgun, “Refahyol hükümetini devirmek” suçundan yargılanan sanıkların savunmalarında, olayı başka mecralara çekmeye çalıştıklarına dikkat çekti.
2013-10-14 07:27:06
EROL METİN/ANKARA - “O dönem Erbakan’la asker arasında hiçbir sorun yoktu. Gayet uyumlu çalıştık” şeklinde savunma yapan sanıklara tepki gösteren Durgun, dindar kesime karşı gerçekleştirilen darbeyle İsrail’in çıkarlarının güvence altına alındığını söyledi. 28 Şubat’ın asker kökenli mağduru Durgun, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Org. Çevik Bir’in açıklamalarını buna örnek gösteriyor. Davanın kilit sanıklarından biri olan Org. Bir, 2002 yılında “Middle East Quarterly” adlı Amerikan dergisinde yayınlanan makalesinde, 28 Şubat darbesinin İslam’ın yükselişini durdurmak ve Erbakan’ın Başbakanlık koltuğuna oturmasıyla tehlikeye giren İsrail’in menfaatlerini korumak için yapıldığını itiraf ediyor. Çevik Bir, İsrailli stratejist Martin Sherman’la ortak yazdığı makalede, İsrail ile Türkiye arasındaki bağların Refah Partisi’nin iktidara gelişiyle yıprandığını savunuyor.
“ORDU SEYİRCİ KALMAYACAĞINI ERBAKAN’A BİLDİRDİ”
Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti korumakla yükümlü olan ordunun, dış politikada İslami bir gündem belirleyen Erbakan’ı kontrol altına aldığını ve baskıyla istifa koşullarının hazırlandığına işaret eden Bir ve Sherman imzalı makalede şu ifadeler kullanılıyor: “İkili ticaret İsrail ve Türkiye arasındaki bağda önemli bir faktör olmuştur. İsrail-Türk ticaret hacmi 1990’lar boyunca sürekli olarak artmıştır. İsrail, Türkiye’nin baş Orta Doğu ihracat pazarı bugün. Sivil değişim hacmi (turistik, akademik, mesleki, sportif ve kültürel) de önemli ölçüde genişledi ve Türkiye 1990’ların ortalarına gelindiğinde İsrail’in en popüler turizm merkezi oldu. Bu bağlar 1996 yılında İsrail karşıtı ve İslamcı Refah Partisi’nin başkanı Necmettin Erbakan’ın iktidara yükselişi ile yıprandı. Erbakan görevinin ilk günlerinden itibaren iç ve dış politikada İslami bir gündeme girişti. Eğitim sisteminin
İslamlaştırılması, Türkiye’nin Arap dünyasına daha yakın hale getirilmesi ve İslam devletlerinin NATO benzeri ittifak oluşumuna girişmesi bu sürecin parçaları. Erbakan’ın İsrail karşıtı söylemi, geleneksel Yahudi karşıtı motifler ve efsaneler ile dolu idi. Erbakan için İsrail bir ‘ebedi düşman’ ve ‘Arap ve İslam dünyasının kalbinde bir kanser.’ Erbakan, İsrail ile Ankara’nın ilişkilerini dondurmaya ve iki ülke arasındaki ikili anlaşmaları iptal sözü verdi. Ordu, anayasa hükümlerine göre Atatürk’ün miras bıraktığı laik (seküler) Cumhuriyet’i korumakla vazifelidir. Ordu, Türkiye’nin yüzünün İslam’a döndürülmesine ve İsrail-Türk askeri ilişkilerinin tehlikeye atılmasına seyirci kalmayacağını Erbakan’a açıkça bildirmiştir. Erbakan kontrol altında tutuldu. MGK baskısıyla İslamcı Başbakan istifasını sundu.”
“ORDU SEYİRCİ KALMAYACAĞINI ERBAKAN’A BİLDİRDİ”
Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti korumakla yükümlü olan ordunun, dış politikada İslami bir gündem belirleyen Erbakan’ı kontrol altına aldığını ve baskıyla istifa koşullarının hazırlandığına işaret eden Bir ve Sherman imzalı makalede şu ifadeler kullanılıyor: “İkili ticaret İsrail ve Türkiye arasındaki bağda önemli bir faktör olmuştur. İsrail-Türk ticaret hacmi 1990’lar boyunca sürekli olarak artmıştır. İsrail, Türkiye’nin baş Orta Doğu ihracat pazarı bugün. Sivil değişim hacmi (turistik, akademik, mesleki, sportif ve kültürel) de önemli ölçüde genişledi ve Türkiye 1990’ların ortalarına gelindiğinde İsrail’in en popüler turizm merkezi oldu. Bu bağlar 1996 yılında İsrail karşıtı ve İslamcı Refah Partisi’nin başkanı Necmettin Erbakan’ın iktidara yükselişi ile yıprandı. Erbakan görevinin ilk günlerinden itibaren iç ve dış politikada İslami bir gündeme girişti. Eğitim sisteminin
İslamlaştırılması, Türkiye’nin Arap dünyasına daha yakın hale getirilmesi ve İslam devletlerinin NATO benzeri ittifak oluşumuna girişmesi bu sürecin parçaları. Erbakan’ın İsrail karşıtı söylemi, geleneksel Yahudi karşıtı motifler ve efsaneler ile dolu idi. Erbakan için İsrail bir ‘ebedi düşman’ ve ‘Arap ve İslam dünyasının kalbinde bir kanser.’ Erbakan, İsrail ile Ankara’nın ilişkilerini dondurmaya ve iki ülke arasındaki ikili anlaşmaları iptal sözü verdi. Ordu, anayasa hükümlerine göre Atatürk’ün miras bıraktığı laik (seküler) Cumhuriyet’i korumakla vazifelidir. Ordu, Türkiye’nin yüzünün İslam’a döndürülmesine ve İsrail-Türk askeri ilişkilerinin tehlikeye atılmasına seyirci kalmayacağını Erbakan’a açıkça bildirmiştir. Erbakan kontrol altında tutuldu. MGK baskısıyla İslamcı Başbakan istifasını sundu.”