Seçimlere BBP ile girme kararı alan Saadet Partisi'nin Genel Başkanı Mustafa Kamalak, katıldığı bir televizyon programında soruları cevapladı.

Kamalak şöyle konuştu;

"Biz parti olarak barış ve kardeşlik istiyoruz. Huzur istiyoruz. Kimin ne kadar oy alacağını Allah bilir. Kardeşliğimiz için projelerimiz var. Hukuk, insani ve eğitim olarak üç adet projemiz var. Bugün insanlarımız hukuka ve adalete güvenmiyor. Meclis soruşturma komisyonu kurup arkadaşlarından değil, savcılardan ve hakimlerden seçmelidir. Önceden belirlenmiş isimler olmamalı. Böyle bir sistem toplumu ikna eder.

''MİLLETVEKİLİ MECLİSE GELMEZSE MAAŞI KESİLİP İADE EDİLECEK''

Öğrencilerin bile yüzde yetmişine devam ederse sınava alınır. Aksi halde o hakları ellerinden alınır. Milletvekili ise meclise gelmese bile maaşını alır. Sanki gezmeye gelir gibi. Bunun önlemini alacağız. Eğer Milletvekili gelmezse eğer maaşı kesilip iade edilecektir. Hiç gelmezse milletvekili düşürülecektir.

'ASGARİ ÜCRET VİCDANA AYKIRI'

Türkiye 6 milyon iş gününü heba ediyor. Böyle bir israf olamaz. Elimizde bunları çözecek projeler var. Üreten ekonomi istiyoruz. Bölüşümünde adil olması gerek. 949 lira asgari ücreti vicdan kabul etmez. Asgari ücret açlık sınırının üstünde olmalıdır. Bizim hesabımıza göre 1.500 lira olması gerekir. Biz işçiye iki maaş ikramiye derken bunların ödemesini hesapladık. İktidar faiz lobilerine 600 milyar ödedi. Nerden ödediniz bunu babanızın kesesinden mi? İktidar faiz gideri diye 56 milyar dedi. Para babalarına var faizcilere var ama işcilere emekçilere yok.

'MİLLETİMİZ BİZE GÜVENSİN'

Sayın Cumhurbaşkanı yalnış yönlendirme ile Merkez Bankasına yüklendi ama sonrasında tatlıya bağlandı. O olayın zararı 200 milyon liradır. Kaynak problemi yok. Doğru kullanılırsa sorun olmaz. Milletimiz bize güvensin. CHP yaşanacak bir Türkiye dedi medya alkışladı ama bunun kardeşlik içinde olmasılazım. Kimseye hakaret etmeyin diyerek tüm teşkilatlarımızı uyardık.

Seçim süreci olarak en ağır bedeli biz ödedik. Erbakan hocamız mevcut iktidarı eleştirerek G.Doğu insanını savundu. Sen ne mutlu türküm diyene dersen kürtte ne mutlu kürdüm diyene der demişti. Biz bir halkız kürdüyle, lazıyla, çerkeziyle. Bu hakların hepsi verilmesi gerekir. Çözüm sürecinde haklar pazarlıksız verilecektir. Bizim bekledidiğimiz budur. Bu seçimlerin hayırlara vesile olmasını dileriz.