RAMAZAN ALKAN / ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Ankara Kızılcahamam’da düzenlediği 21. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuştu. Parti içinde nefret iklimine asla müsaade etmeyeceklerini belirten Erdoğan “AK Parti içinde 11 yıldır sen ben kavgası bekleyenler var. Bütün siyasi ikbalini, istikbalini bir şeyler üretmek üzerine değil AK Parti içinde, temenni ettikleri nifak üzerine kurmuş, bunun için pusuda, dışarıda bekleyenler var. 11 yıldır işte bunların hevesini kursaklarında bıraktık, bundan sonra da onları hayal kırıklığına uğratmaya hep birlikte devam edeceğiz” dedi.

AK PARTİ BİR DÜNYA PARTİSİ

Erdoğan, 3 Kasım 2002’den bugüne kadarki seçim dönemlerine dikkat çekerek, 11 yıl içinde Türkiye siyasetinin yerleşik tüm teorilerini alt üst ettiklerini belirtti. AK Parti’nin bir Türkiye partisi olmadığını, bir dünya partisi olduğunu herkese gösterdiğini anlatan Erdoğan, “Bizim gelip geçici bir siyasi hareket olduğumuzu söyleyenler vardı. AK Parti siyasetin teorisini de demokrasi tarihini de yeni baştan yazmış bir partidir. Biz ‘muhafazakâr demokrasi’ dediğimiz zaman ‘Siyasi literatürde böyle bir tespit yoktur’ dediklerini biliriz. AK Parti şartların ortaya çıkardığı bir parti değildir. AK Parti esen rüzgârlarla oradan oraya savrulan yapay rüzgârlar kesildiğinde hızı kesilen bir parti değildir” diye konuştu.

RÜTBELER GELİP GEÇİCİ, MİLLET İSE KALICI

14 Ağustos 2001’de çok köklü bir davanın AK Parti olarak tezahür ettiğini anlatan Erdoğan, konuşmasında Ahmet Kaya vurgusu yaptı. Erdoğan şöyle konuştu: “Ya istiklal ya ölüm diyen Gazi Mustafa Kemal’i anlayamayanlar bizi anlayamazlar. Yüreğinde gurbette okumak zorunda kalmış kızların sızısı olmayanlar, yüreğinde Ahmet Kaya’nın gurbette ölümünü hissetmeyenler, Cem Karaca’nın gurbette hüküm giymesi noktasında sızısı olmayanlar bizi anlayamazlar. Bu milletin derdi bizim derdimizdir. Kimse bize millet, milliyet dersi vermesin, önce kendileri öğrensin.”

Elde ettikleri her seçim zaferinin kendi sorumluluklarını kat kat artırdığını belirten Başbakan Erdoğan, makamların ve mevkilerin gelip geçici olduğunu, ezeli rütbenin milletin gönlünde ve Allah’ın nezdinde elde edilen rütbe olduğunu kaydetti. Devletlerin dahi gelip geçici, milletin ise kalıcı olduğunu anlatan Erdoğan, milletvekillerinden, “Elbette sorumluluk öncelikle benim üzerimde. Biz bir kadro hareketiyiz. Bacası tütmeyen hanenin, üzerinde ekmek olmayan sofranın derdi benim olduğu kadar sizin de derdinizdir” ifadelerini kullandı.

FETRET DÖNEMİNE ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ

AK Parti kadrosunun fedakârlıklar üzerine kurulduğunu belirten Erdoğan, parti içerisinde kavga çıkmasını bekleyenlerin olduğunu vurguladı. Fetret dönemine izin vermeyeceklerini dile getiren Erdoğan, “AK Parti içinde 11 yıldır sen ben kavgası bekleyenler var. Bütün siyasi ikbalini, istikbalini bir şeyler üretmek üzerine değil AK Parti içinde, temenni ettikleri nifak üzerine kurmuş, bunun için pusuda, dışarıda bekleyenler var. 11 yıldır işte bunların hevesini kursaklarında bıraktık, bundan sonra da onları hayal kırıklığına uğratmaya hep birlikte devam edeceğiz” dedi. Kardeş kavgasının boşuna beklendiğini belirten Başbakan Erdoğan, “Bugün varız yarın yokuz. Bizim fetretimiz milletin fetretidir. Bir fetret dönemine, bir fetret iklimine asla müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu. Hiçbir sözlerinden geri dönmeyeceklerini ifade eden Erdoğan, kaosu ve belirsizliği asla kabul etmediklerini kaydetti.

O SÖZLERE BÖYLE CEVAP VERDİ

Marmaray’ın açılışı sonrası yaşanan tartışmalara da değinen Başbakan Erdoğan, “Bu muhalefette acaba Marmaray vizyonunu gören var mı?” diyerek muhalefete yüklendi. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 29 Ekim’de Ankara Tandoğan’daki konuşmasında “Başbakan kadınları dikizliyor” sözlerine göndermede bulundu. Erdoğan şunları söyledi: “Biz İstanbul’da Cumhurbaşkanımızla, bakanlarımızla, konuk cumhurbaşkanıyla, konuk başbakanlarla, en önemlisi de yüz binlerce vatandaşımızla Marmaray coşkusunu yaşarken, muhalefetin Genel Müdürü Ankara Tandoğan’da son derece seviyesiz, son derece edep dışı bir biçimde, bu ülkenin Başbakanı’na hakaret ediyor. Onlar hep birlikte 10. Yıl Marşı’nı söylerken biz, 90. yıla Marmaray’ı hediye ediyor, 100. yılın hedeflerinden bahsediyoruz.”

“İSTİKLAL MARŞI’NDA BİLE DUA VAR”

Marmaray’ın dualarla açılmasını eleştirenlere sert çıkan Erdoğan 1920 yılında açılan 1. Meclis’teki duruma dikkat çekti. İstiklal Marşı’nda da dua olduğunu belirten Erdoğan, o bölümü AK Partililere okudu: “Marmaray’ın dualarla açılmasını birileri yadırgadı. Bu ülkenin ilk meclisi Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının iştirak ettiği dualarla açılmıştır. Marmaray’ın dualarla açılması sizi neden rahatsız ediyor? Bu ülkenin bizatihi İstiklal Marşı’nda dua vardır. Nedir o: Ruhumun senden İlahî, şudur ancak emeli. Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli! Bu ezanlar ki şahâdetleri dinin temeli, Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.”

KUTUPLAŞMA İDDİALARINA CEVAP

Kutuplaşma olduğu iddialarına da cevap veren Başbakan Erdoğan, tartışmaların siyaset zeminini zayıflatmak amacıyla çıkarıldığını söyledi. Kutuplaşma söylemlerinin birileri tarafından çıkar amaçlı kullanılmak istendiğini kaydeden Başbakan “Çoğunluk azınlığa baskı uygulayamayacak. Azınlığın çoğunluğa baskı uygulaması, tahakküm kurması da yeni Türkiye’de yer bulamayacak” dedi.

“BU ÜLKEYİ CHP DEĞİL, MİLLET KURDU”

CHP’nin Türkiye’yi kuran parti olmakla övündüğü hatırlatmasını yapan Erdoğan, bu ülkenin ana muhalefet partisinin tapulu malı olmadığını belirtti. Yapılan hizmetlerin millete ait olduğunu aktaran Erdoğan, “Şunu herkesin bilmeni istiyorum; bu ülkeyi, bu Cumhuriyeti, CHP değil, millet kurmuştur, millet. Bunu iyi bilmemiz lazım. Bu ülkeye demokrasiyi CHP getirmemiş, CHP’nin direnişine rağmen, CHP’ye rağmen millet demokrasiyi getirmiştir. Bunu da iyi bilmemiz lazım” dedi. Erdoğan, “Neyin normal, neyin anormal olduğuna karar verecek olan CHP ya da onun bazı kibirli milletvekilleri değil, 76 milyonun tamamıdır. O günler artık geride kalmıştır. Tek parti dönemi de tek parti zihniyeti de kendisini cumhuriyetin yegâne sahibi görme hastalığı da artık geride kalmıştır. Ne cumhuriyet birilerinin tapulu malıdır, ne de Marmaray birilerinin tapulu malıdır. Milletin tümünündür. Cumhuriyet, demokrasi ile elde ettiğimiz her başarı bizim ortak gururumuzdur” ifadelerini kullandı.

“SÜRECİ BOZAN, VEBALİNİN ALTINDA KALIR”

Türkiye’nin kronik meseleleri gibi terör sorununun da ilelebet devam edeceğine hiçbir zaman inanmadıklarını belirten Erdoğan, sorunun çözülmemesi için içeride ve dışarıda çok farklı bir direnç sergilendiğini belirtti. Erdoğan, çözüm sürecine atıfta bulunarak, “Kızılcahamam’da bir şehit ağacı vardır. Türkiye her şehit verdiğinde o şehit ağacına künye çakılır. Kökü derinde bir çınarın yaprakları gibi 8 bine yakın künye bize tarihimizi hatırlatıyor. O şehit ağacına bir yıldır bir tek askerin künyesi çakılmadı. Birilerinin o ağaca yeni künyeler çaktırmak için sabırsızlandığını biliyorum. Bir yıldır yeni terör şehitleri için gözyaşı dökmüyoruz. Süreci çok büyük bir sabırla, çok büyük bir hassasiyetle muhafaza ediyoruz. Muhalefet partilerinin son derece sorumsuz tavırlarına rağmen, içeride ve dışarıda yapılan çirkin saldırılara rağmen, savaş lobilerinin, kan lobilerinin kışkırtmalarına rağmen bu baharın kalıcı olması için yüreğimizi ortaya koyuyoruz. Bu süreci bozan, bunun vebalinin altında kalır. Ben ana muhalefete de diğer muhalefet partilerine de sesleniyorum: Gidin lütfen bölgede bir tabela partisi olarak kalmayın, orada siyaset yapın. Orada demokrasi mücadelesini verin” dedi.

“SEÇİM ÖNCESİ MUHALEFET KİRLİ OYUNLARIN İÇİNDE”

AK Parti’nin yerel seçim hazırlıklarına ilişkin bilgi veren Erdoğan, gayelerinin birilerine makam tahsis etmek olmadığını belirtti. Erdoğan, “Son derece kritik bir seçime giriyoruz. Sandığın horlandığı, demokrasi ve seçimlerin tartışmaya açılmak istendiği, sokak hareketleriyle demokrasinin adeta zapturapt altına alınmak istendiği bir döneme giriyoruz. Muhalefet sandıktan ümidini kestiği için sokakları terörize etmek, sokak olaylarını kışkırtmak suretiyle çirkin, kirli ve tehlikeli oyunların içine giriyor” diye konuştu. Muhalefeti Türkiye’yi tehlikeli bir sürece çekmekle suçlayan Başbakan Erdoğan, halkın muhalefete hak ettiği cevabı sandıkta vereceğini kaydetti.

‘Medeniyet lafla değil, icraatla olur’

ANKARA - Başbakan Erdoğan dün ayrıca Kızılcahamam Meydanı’nda düzenlenen doğalgaz dağıtım törenine katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız başta olmak üzere ilçeye doğalgaz gelmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

“Medeni olmak lafla olmaz, şehirli olmak lafla olmaz, icraatla olur” diyen Erdoğan, AK Parti’nin 11 yıldır yaptığı hizmetleri anlattı.

Savunmadaki millileşmeye ve ekonomideki gelişmelere değinen Erdoğan, “Biz şimdi kendi savaş gemimizi yapıyoruz, şu anda tankımızı yapıyoruz, helikopterimizi yapıyoruz. İnsansız hava araçlarımızı yapıyoruz. Niye bizden öncekiler bunları yapamadı. Biz birilerinin vereceği Marshall yardımlarıyla değil biz artık kendi aracımızı yapacağız, modern noktada gerekli olan silahlar neyse bunlarla ordumuzu donatacağız. Şimdi bunları yapıyoruz” dedi.

Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin fakire fukaraya el uzatan bir ülke olduğunu da ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ama daha önce biz dileniyorduk. Şimdi dilenen ülke yok. Bak IMF’den 23,5 milyar dolar borçla devraldık ülkeyi. Kim vardı iktidarda? DSP, MHP, ANAP vardı. Onlardan devraldık. 23,5 milyar dolar borcu, biz Mayıs 2014’te ödedik, bitirdik, kapıyı kapattık. Şimdi biz IMF’ye 5 milyar dolar borç veriyoruz. Alan değil veren el olduk. Bakınız, Merkez Bankası milli bankamız değil mi? Geldik, kasasında ne vardı biliyor musunuz? 23,5 milyar dolarcık. Şimdi ne var? Kasada 132 milyar dolar var. Bunlar durup dururken olmuyor. İş bilenin kılıç kuşananındır. Bunu böyle biliniz.”

Doğalgazın Kızılcahamam halkına hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, “Siz buna layıksınız” ifadesini kullandı.

DOĞALGAZ MUSLUĞUNUN DAHA ÇOK AÇILMASINI İSTEDİ

Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı’ndaki tören alanına gelirken, kendisine el sallayan çocuklarla bir süre sohbet etti. Erdoğan, çocuklara oyuncak da dağıttı.

Törendeki konuşmasının ardından, bakan, millekvekilleri ve belediye başkanını platforma davet eden Erdoğan, butona basarak Kızılcahamam doğalgaz şebekesinin açılışını gerçekleştirdi.

Butona basmasıyla meydanda kurulan stanttaki doğalgaz yanarken, Erdoğan, görevlilerden doğalgaz musluğunun biraz daha açılmasını istedi. Bunun üzerine basıncın artırılmasıyla yanan doğalgaz alevi büyütüldü.

Daha sonra sahneden inerek vatandaşların arasına geçen Başbakan Erdoğan, bir kadınla kısa süre sohbet etti.

Başbakan Erdoğan, tören alanından ayrılırken, balkonda gördüğü Adem Emin Atakul ve Dilek Atakul isimli çiftin evine misafir oldu. Partisinin toplantısına giderken yol boyunca otobüsten ilçe halkını selamlayan ve çocuklara oyuncak dağıtan Erdoğan, zaman zaman otobüsü durdurarak bazı vatandaşların da sorunlarını dinledi.
Bir vatandaşı otobüse alarak bir süre sohbet eden Erdoğan, kendisine seslenen engelli Nesrin Sözen’in yanına giderek taleplerini dinledi.

Erdoğan, engelli vatandaşın, kendisinin ayağa kalkamadığını, annesinin de yeterince yardımcı olamadığını ifade etmesi üzerine Ankara Valisi Alaaddin Yüksel’e gerekli talimatı verdi. Sözen de Başbakan Erdoğan’a teşekkür etti.

Başbakan Erdoğan’a, bir kadın da kendi hazırladığı bazlamaları ikram etti. Erdoğan da torunu olduğunu öğrenince kadına, oyuncak verdi.

Vekiller kampa sporla başladı

KIZILCAHAMAM - AK Parti 21. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın ilk gününe, bazı milletvekilleri sabah sporu yaparak başladı. Toplantının yapılacağı otelden sabah erken saatlerde çıkan Adana Milletvekili Necati Çetinkaya, Şanlıurfa Milletvekili Abdülkerim Gök, Konya Milletvekili Harun Tüfekçi, Denizli Milletvekili Bilal Uçar, Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün, Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş ve eşi, Uşak Milletvekili İsmail Güneş ile Kültür Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı otel çevresinde yürüyüş yaptılar.

Sabah sporu öncesinde gazetecilerle sohbet eden Necati Çetinkaya, erken saatte işe başlamaları nedeniyle onları tebrik etti. Sporun önemine işaret eden Çetinkaya, vücudun kutsal bir emanet olduğunu ve kıymetinin bilinmesi gerektiğini bildirdi.

Hayatı boyunca spor yaptığını, yurt dışında olsa da spordan vazgeçmediğini anlatan Çetinkaya, spora gelen vekil sayısının azlığından şikayet etti. Çetinkaya, “Geçen dönemlerde yanıma birkaç kişi daha geliyordu. Tabii Meclis Başkanım Cemil Bey olsaydı... en sadık kalan Cemil Bey oldu” dedi.

Harun Tüfekçi,  Mevlüt Akgün ve Bilal Uçar da Kızılcahamam’ın havasının temiz olduğunu ve bundan yararlanmak istediklerini söylediler.

İsmail Güneş ise günlük 8-10 kilometrelik koşu yapmaya çalıştığını, cep telefonuna koşulan mesafeyi ölçen bir program yüklediğini ifade etti. Abdülkerim Gök de fırsat buldukça spor yaptığını söyledi.