Aktüel
Öğrenci evleri tartışılıyor
Başbakan Erdoğan’ın öğrenci yurt ve evleri ile ilgili düzenleme yapılacağı yönündeki açıklamaları hem siyaset dünyasında hem de kamuoyunda tartışılıyor. Muhafazakâr kesim Erdoğan’a destek verirken, ulusalcı-sol kesim ise, karma evlerden yana tavır takınıp, ahlaksızlığı, “özgürlük” makyajı ile örtmeye çalışıyor
Güncelleme Tarihi:
HABER MERKEZİ - Başbakan Erdoğan’ın öğrenci yurt ve evleri ile ilgili düzenleme yapılacağı yönündeki açıklamaları hem siyaset dünyasında hem de kamuoyunda tartışılıyor. Muhafazakâr kesim Erdoğan’a destek verirken, ulusalcı-sol kesim ise, karma evlerden yana tavır takınıp, ahlaksızlığı, “özgürlük” makyajı ile örtmeye çalışıyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, “Bizim en büyük sorunumuz sorunu düzgün tartışamıyoruz. Tek (öğrenci evleriyle ilgili tartışma) bunun için değil. Her sorunu tartışırken ayrıştırıyoruz, kutuplaştırıyoruz, birbirimizi yoruyoruz, yıpratıyoruz. Oysa sorun tartışırken bilimsel tartışmamız, istatistiki tartışmamız analizlerimizi iyi yapmamız ve hele hele eğer bu sorun öğrencilerimiz ise burada asla öğrencilerimizi siyasallaştırıp bu kutuplaşmanın içerisine koymamamız gerekiyor” dedi.
Şahin, yurt gibi çalışan ancak yurt vasfı olmayan apartlar olduğunu, yurt gibi tanımlanmadığı için de buralarda denetim yapılmadığını söyledi. Şahin, öğrenci evleriyle ilgili konunun sosyolojik, ebeveyn sorumluluğu, toplumun değerleri ve kültür noktasında tartışılabileceğini dile getirdi.
MUTLU: 40 USULSÜZ EVİ KAPATTIK
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ise, öğrenci evlerine yönelik tartışmaya ilişkin, kanunsuz çalışan yerlerle ilgili İstanbul’da da çalışmalar yapıldığını belirterek, “Kapattığımız yerlerin sayısı şu anda 40’a yaklaştı. Yani ruhsatsız veya maliyeye kaydı olmadan çalışanlar var, sigortalı personel çalıştırmamaktan dolayı kapatılanlar var, yurt, apart otel, pansiyon gibi farklı hüviyetlerde çalışan yerler var” dedi. Mutlu, “Dolayısıyla bunlara yönelik düzenlemenin net olarak ortaya çıkarılması için bir genelge hazırlığı var. Biz şu andaki çerçeve ve yasal talimatlar, hukuk içerisinde çalışmalarımızı yapıyoruz” diye konuştu.
BAŞBAKAN TÜRKİYE’NİN İMAMI
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, kendisini “Türkiye’nin imamı” olarak gördüğünü ileri sürerek, “Ona göre günah deyince akla bel altı geliyor” dedi. Altay, anayasa için uzlaşılan 60 maddenin Meclis’ten geçirilmesine ret vermeleri ile ilgili olarak da, “4 kişi yemek yaptık. AKP, ‘bunu ikimiz yiyelim, onlar yemesin’ diyor. Yemeği 4 kişi yapıp 2 kişi yemeye gönlümüz razı olmadı. yiyeceksek 4’ümüz beraber yiyelim” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise, “Bundan sonra belki apartman girişlerine MOBESE kameraları koyarlar, kim hangi eve gidiyor diye bakarlar. Başbakan’ın ortaya attığı çiğ et, herkes tarafından pişirilip, ayrı yemek olarak sunuluyor. Sayın Başbakan, bu çiğ etleri, basının ve kamuoyunun önüne atmaktan vazgeçmelidir” dedi.
HDP DE TEPKİLİ
HDP Genel Başkanı Sabahat Tuncel de, “(Muhafazakar, demokratız) diye bütün toplumu tek kalıp içine sokmaya çalışmak büyük felaketlere yol açar. Öğrenci evlerinde kalan herkesin fuhuş yaptığına dair bir ön yaklaşım, ön kabul, felakettir. Bu, yeni namus cinayetlerine kapı aralamaktır” diye konuştu.
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz ise, “Bu konu temel hak ve özgürlükler alanının dışına çıktığında tek tipleştirici bir yaklaşıma da sebep olabilir ve bunu tehlikeli buluyorum. Hak ve özgürlükler alanı siyasetin tercihlerine göre şekillenmeyecek bir alandır” dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, “Bizim en büyük sorunumuz sorunu düzgün tartışamıyoruz. Tek (öğrenci evleriyle ilgili tartışma) bunun için değil. Her sorunu tartışırken ayrıştırıyoruz, kutuplaştırıyoruz, birbirimizi yoruyoruz, yıpratıyoruz. Oysa sorun tartışırken bilimsel tartışmamız, istatistiki tartışmamız analizlerimizi iyi yapmamız ve hele hele eğer bu sorun öğrencilerimiz ise burada asla öğrencilerimizi siyasallaştırıp bu kutuplaşmanın içerisine koymamamız gerekiyor” dedi.
Şahin, yurt gibi çalışan ancak yurt vasfı olmayan apartlar olduğunu, yurt gibi tanımlanmadığı için de buralarda denetim yapılmadığını söyledi. Şahin, öğrenci evleriyle ilgili konunun sosyolojik, ebeveyn sorumluluğu, toplumun değerleri ve kültür noktasında tartışılabileceğini dile getirdi.
MUTLU: 40 USULSÜZ EVİ KAPATTIK
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ise, öğrenci evlerine yönelik tartışmaya ilişkin, kanunsuz çalışan yerlerle ilgili İstanbul’da da çalışmalar yapıldığını belirterek, “Kapattığımız yerlerin sayısı şu anda 40’a yaklaştı. Yani ruhsatsız veya maliyeye kaydı olmadan çalışanlar var, sigortalı personel çalıştırmamaktan dolayı kapatılanlar var, yurt, apart otel, pansiyon gibi farklı hüviyetlerde çalışan yerler var” dedi. Mutlu, “Dolayısıyla bunlara yönelik düzenlemenin net olarak ortaya çıkarılması için bir genelge hazırlığı var. Biz şu andaki çerçeve ve yasal talimatlar, hukuk içerisinde çalışmalarımızı yapıyoruz” diye konuştu.
BAŞBAKAN TÜRKİYE’NİN İMAMI
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, kendisini “Türkiye’nin imamı” olarak gördüğünü ileri sürerek, “Ona göre günah deyince akla bel altı geliyor” dedi. Altay, anayasa için uzlaşılan 60 maddenin Meclis’ten geçirilmesine ret vermeleri ile ilgili olarak da, “4 kişi yemek yaptık. AKP, ‘bunu ikimiz yiyelim, onlar yemesin’ diyor. Yemeği 4 kişi yapıp 2 kişi yemeye gönlümüz razı olmadı. yiyeceksek 4’ümüz beraber yiyelim” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise, “Bundan sonra belki apartman girişlerine MOBESE kameraları koyarlar, kim hangi eve gidiyor diye bakarlar. Başbakan’ın ortaya attığı çiğ et, herkes tarafından pişirilip, ayrı yemek olarak sunuluyor. Sayın Başbakan, bu çiğ etleri, basının ve kamuoyunun önüne atmaktan vazgeçmelidir” dedi.
HDP DE TEPKİLİ
HDP Genel Başkanı Sabahat Tuncel de, “(Muhafazakar, demokratız) diye bütün toplumu tek kalıp içine sokmaya çalışmak büyük felaketlere yol açar. Öğrenci evlerinde kalan herkesin fuhuş yaptığına dair bir ön yaklaşım, ön kabul, felakettir. Bu, yeni namus cinayetlerine kapı aralamaktır” diye konuştu.
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz ise, “Bu konu temel hak ve özgürlükler alanının dışına çıktığında tek tipleştirici bir yaklaşıma da sebep olabilir ve bunu tehlikeli buluyorum. Hak ve özgürlükler alanı siyasetin tercihlerine göre şekillenmeyecek bir alandır” dedi.