İSMAİL UĞUR / ANKARA - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, gazetelerin Ankara temsilcileriyle buluştuğu kahvaltıda 7 Haziran seçimlerine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. 7 Haziran seçimlerinde dış destekli büyük bir oyunun sahneye konulduğuna dikkat çeken Akdoğan, “AK Parti kurulduğu günden beri türlü oyunlar oynandı. Kapatma davaları, e-muhtıralar gibi daha birçok müdahaleler yapıldı. Şimdi de HDP’nin de içinde yer aldığı büyük bir senaryo devreye sokuluyor. Yani kurulan tuzaklar ve oynanan oyun büyük. Buna rağmen milletimiz oyunun farkında ve özellikle son günlerde kaos senaristlerine karşı milli iradenin yanında duracağının işaretlerini veriyor” dedi.

BASKI VE ŞİDDET UYGULUYORLAR

Akdoğan, HDP’nin PKK tarafından yeni cepheler kazanmanın bir aracı olarak kullanıldığına dikkat çekerek “HDP’nin güçlenmesi demokrasinin güçlenmesi anlamına gelmiyor. Bunu 6-8 Ekim olaylarında gördük. Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyunu artıran HDP, birkaç gün sonra tabanını sokağa çağırarak ortalığı savaş alanına çevirdi. Bunların derdi silah bırakmak, meşru siyaset yapmak değil. Doğu’da Kürt vatandaşlarımızı haraca bağladılar. Baskı ve tehditlerle seçim kazanma derdindeler” dedi.

DEMİRTAŞ ABD’YE GİTTİKTEN SONRA MAKAS DEĞİŞTİRDİ

Akdoğan, “Şimdi barajı geçerlerse koalisyon ihtimali üzerinden bir kaos planı var. HDP barajı geçerse, geçemezse kaos olur. Bu kaostan, krizden, hükümet kurulamayan bir yapıdan kantonlaşmaya gidilir mi? Bunlar bunun hesabını yapıyor. PKK çözüm sürecinin olmamasını istiyordu, silah bırakma fikrine karşılar. Selahattin Demirtaş ABD’ye gidip geldikten sonra makas değiştirdi. Vesayetçi odaklar, ulusalcı çizgidekiler kategorik olarak çözüm sürecine karşılar. Böyle bir konsorsiyumda çözüm süreci olamaz. HDP kullanılan bir obje. Bir şekilde bu iş bozulur. 8 Haziran’da AK Parti iktidarda değilse, çözüm sürecinin ruhuna Fatiha. Kim yapacak. AK Parti iktidara gelemezse koalisyon falan olmaz, hükümet kurulamaz.”

HDP AİLE ŞİRKETİ OLMUŞ DURUMDA

HDP ile PKK arasındaki organik ilişki bulunduğuna vurgu yapan Akdoğan, “Doğu’da HDP’nin seçim kampanyasını şu anda KCK ve PKK yürütüyor. Demirtaş’ın abisi bu çizgideki bir partinin genel başkanlığını yaptı ama şu anda Kandil’de. Peki 6 ay sonra Selahattin Demirtaş’ın da abisi gibi dağa çıkmayacağının bir garantisi var mı? HDP babalarının malı mı? Bunların aile şirketi mi HDP? İşine geldi mi parti başkanlığı yap işine gelmedi mi elinde silah dağa çık. Silahlı bir örgütün vesayetinde meşru siyaset olmaz. HDP önce bu vesayetten kurtulmalı” diye konuştu.

HDP’NİN SÖZCÜLÜĞÜNÜ KANDİL YAPIYOR

“HDP adına kim konuşuyor, elinde silah olan adam konuşuyor ve çok konuşuyor” diyen Akdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir taraftan biz tehdit etmiyoruz diyorlar, öbür taraftan her türlü tehdidi yapıyorlar, baskı kuruyorlar. Bu örgütün varlığı bile başlı başına demokrasi için tehdittir. Böyle bir örgüt kampanya yaparken, KCK baskı kurarken senin aldığın oy şaibelidir. Ben onun için diyorum ki PKK silah bıraksın, göreyim HDP ne kadar oy alacak. HDP’nin eti budu nedir görelim.”

KUTSAL İNEK MİSİN SEN?

Akdoğan, HDP’nin hiçbir eleştiriye tahammül edemediğine de dikkat çekerek, “Kutsal inek misin sen, nesin?  Senin yanlışlarını görmeyeceğiz, hep pohpohlayacak mıyız? Kandil açıklama yapıyor, tehdit ediyor. Nedir arkadaş ya! Dağdan gelip bağdakini mi kovacaksınız. Bölge halkı bunların bu baskıcılığına karşı sesini yükseltmek zorunda. ‘Örgüt bana zulmediyor, baskı uyguluyor’ diyen kim olursa devleti her zaman yanında bulacaktır. Bu ceberut yapı ile her zaman mücadele edeceğiz” dedi.  

ŞEYTANLA BİLE İŞ BİRLİĞİ YAPARLAR

Paralel çeteye AK Parti’yi devirmek için tezgahlanan büyük oyunda önemli bir rol verildiğini de belirten Akdoğan, şöyle devam etti: “Paralel çete AK Parti düşmanlığında sınır tanımıyor. Bunlar şeytanla bile iş birliği yaparlar. Devlet kurumlarında yuvalanan militanlarıyla seçimleri manipüle etmek için her yolu deneyecekler ama kaos girişimlerine karşı devlet bütün tedbirlerini alıyor. Şu anda tüm kozlarını HDP’nin barajı geçmesi üzerine oynuyorlar ve bu konuda içeride ve dışarıda yapabilecekleri her türlü iş birliğini yapıyorlar.”

ANAMUHALEFET Mİ, TUVALET BEKÇİSİ Mİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu arasındaki “klozet” tartışmalarına da değinen Akdoğan, “Sayın Kılıçdaroğlu Anamuhalefetin Genel Başkanı mı yoksa tuvalet sorumlusu mu belli değil. Bunlar boş konuşmalardır. Kılıçdaroğlu’nun bu yaklaşımı CHP’yi boş konuşmaya ve popülist söylemlere sevk etti. Bunlar boş konuştukça batıyorlar. İdeolojik yaklaşımlarının millet nezdinde bir karşılığı yok, boş konuşunca da batıyorlar.” şeklinde konuştu.

MHP’DEN AK PARTİ’YE OY KAYMASI OLABİLİR

7 Haziran seçimlerine sayılı günler kala MHP tabanında büyük rahatsızlık gözüktüğünü de savunan Akdoğan, “MHP tabanında son haftalarda gözle görülür bir rahatsızlık var. HDP’nin barajı aşması için topyekun seferber olunmasının verdiği bir rahatsızlık. MHP’lilerde muhalefet ittifakına karşı bir bir alerji gelişmeye başladı. Bundan dolayı MHP’den bize oy kayması olabilir” dedi.

GAZETECİLİK DEĞİL, CASUSLUK FAALİYETİ

Cumhuriyet gazetesinin MİT TIR’ları yalanıyla ilgili açılan davanın “basın özgürlüğü” olarak yansıtılamayacağına da değinen Akdoğan şunları söyledi: “İlkesel davranmak, net olmak lazım. Medya, basın, ifade özgürlüğü; bunlar demokrasinin ayrılmaz parçasıdır. Ama bu aracın kendisi değil, onun taşıdığı muhtevadır. Sen o araçla demokrasiye mi yoksa darbeci anlayışa mı hizmet ediyorsun? Bu siyasal partiler için de geçerli. Baktığımızda bu medya kuruluşunun hep darbelerin bir parçası olduğunu, darbe şakşakçılık yaptığını, alkışladığını görüyoruz. Darbe düzeninin psikolojik harekat unsuru olarak görev yapıyorlar. Bunları görmemiz lazım. Sen üzerinde yayın yasağı bulunan bir konuyu gündeme getirirsen ve mesleğini seçimi etkilemeye yönelik bir araç olarak kullanırsan, bu açık bir casusluk faaliyetidir.”