Aktüel
Dershaneler ticarethane gibi
Özgürlük Platformları yıllardan bu yana sürdürdükleri özgürlük eylemlerine bu hafta da devam etti.
Güncelleme Tarihi:
HABER MERKEZİ - Özgürlük Platformları yıllardan bu yana sürdürdükleri özgürlük eylemlerine bu hafta da devam etti.
Sakarya’daki 427. hafta adalet ve özgürlükler eyleminde platform adına basın açıklamasını okuyan Eğitim İlke-Sen MYK üyesi Beytullah Önce, “Şüphesiz dershanecilik, tartışılması gereken eğitim sorunları arasındadır. Fakat dershanelerden önce tartışmamız gereken asıl mesele, doğrudan devlet tekelindeki milli eğitim sisteminin kendisidir” dedi. Önce, milli eğitim sistemiyle ilgili eleştirilerine şöyle devam etti: “1924 yılında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu’ndan bugüne geçen onlarca yıllık sürede, okullar devletin ideolojik aygıtları olarak faaliyet göstermektedir. Milli eğitim, Kemalist Cumhuriyet’in toplumsal mühendislik projesinin en önemli aracı haline getirilmiştir” diye konuştu. Neoliberal politikaların sonucunda eğitim giderek ticari bir sektöre dönüştüğünü kaydeden Önce, “Özel okul ve üniversiteler, dershaneler ve kurslar ile birlikte muazzam bir piyasa oluşmuştur. Buna bağlı olarak eğitim anlayışı da değişmiştir. Bugün eğitim kurumları, sadece üretmeye ve tüketmeye endekslenmiş makbul vatandaşlar yetiştirmeyi amaçlamaktadır” açıklamasında bulundu.
TEVHİD-İ TEDRİSAT KALDIRILMALIDIR
Mazlumder Akyazı Şube Başkanı Mahmut Alemdar ise eğitimin devletin tekelinden çıkarılması gerektiğini ifade ederek, “Baskıcı, yasakçı, inkârcı ve tek tipçi sistemin eğitimde devam ediyor olması, ülkemiz evlatlarına yapılan çok büyük zulümdür” dedi. Alemdar, eğitim sistemi doksan yıllık militarizmden kurtarılması gerektiğine de değinerek, “3 Mart 1924 tarihli ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu hiç vakit kaybedilmeden yürürlükten kaldırılmalıdır. İdeolojik ve tek tipli nesil yerine milli ve manevi değerlerimize sahip çıkacak gençler yetiştirmek başta iktidar ile her kesimin görevidir” diye konuştu.
Sakarya’daki 427. hafta adalet ve özgürlükler eyleminde platform adına basın açıklamasını okuyan Eğitim İlke-Sen MYK üyesi Beytullah Önce, “Şüphesiz dershanecilik, tartışılması gereken eğitim sorunları arasındadır. Fakat dershanelerden önce tartışmamız gereken asıl mesele, doğrudan devlet tekelindeki milli eğitim sisteminin kendisidir” dedi. Önce, milli eğitim sistemiyle ilgili eleştirilerine şöyle devam etti: “1924 yılında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu’ndan bugüne geçen onlarca yıllık sürede, okullar devletin ideolojik aygıtları olarak faaliyet göstermektedir. Milli eğitim, Kemalist Cumhuriyet’in toplumsal mühendislik projesinin en önemli aracı haline getirilmiştir” diye konuştu. Neoliberal politikaların sonucunda eğitim giderek ticari bir sektöre dönüştüğünü kaydeden Önce, “Özel okul ve üniversiteler, dershaneler ve kurslar ile birlikte muazzam bir piyasa oluşmuştur. Buna bağlı olarak eğitim anlayışı da değişmiştir. Bugün eğitim kurumları, sadece üretmeye ve tüketmeye endekslenmiş makbul vatandaşlar yetiştirmeyi amaçlamaktadır” açıklamasında bulundu.
TEVHİD-İ TEDRİSAT KALDIRILMALIDIR
Mazlumder Akyazı Şube Başkanı Mahmut Alemdar ise eğitimin devletin tekelinden çıkarılması gerektiğini ifade ederek, “Baskıcı, yasakçı, inkârcı ve tek tipçi sistemin eğitimde devam ediyor olması, ülkemiz evlatlarına yapılan çok büyük zulümdür” dedi. Alemdar, eğitim sistemi doksan yıllık militarizmden kurtarılması gerektiğine de değinerek, “3 Mart 1924 tarihli ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu hiç vakit kaybedilmeden yürürlükten kaldırılmalıdır. İdeolojik ve tek tipli nesil yerine milli ve manevi değerlerimize sahip çıkacak gençler yetiştirmek başta iktidar ile her kesimin görevidir” diye konuştu.